http://ajans.dha.com.tr/images/videos/2018_06/2018_06_29/1981269/kastamonu_feyzioglu_sandigin_uzerine_toz_konsaydi_hepimiz_secim_sonucunun_mesruiyetini_tartisiyor_olurduk.mp4 Gürkan YILMAZ/KASTAMONU (DHA) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, seçim günü binlerce avukatın sandık güvenliğini sağlamak için görev yaptığını hatırlatarak, “Eğer seçim günü sandığın üzerine toz konsaydı, açık söyleyeyim bugün hepimiz seçim sonucunun meşruiyetini tartışıyor olurduk. O sebeple, yemeyip içmeyip; tam bir huzur ortamına seçim sonrasından kavuşacağımızı hayal ederken, avukatlara ve barolara sataşanlar Türkiye'nin ve Türk milletini huzurunu istemeyenlerdir” dedi. Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen “Ülkelerarası İlişkilerin gelişmesinde Avukatların ve Baroların rolü” konulu konferans için Kastamonu’ya gelen Türkiye Barolar Birliği ve TÜRK-AV Başkanı Metin Feyzioğlu panel sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Seçim günü itibariyle binlerce avukat meslektaşlarının sandık güvenliğini sağlamak için görev yaptıklarını hatırlatan TBB Başkanı Feyzioğlu, “Bir seçim süreci bir de seçim gününü yaşadık. Seçim günü itibariyle binlerce avukat meslektaşımız, barolarımız sandığın güvenliğini sağlamak için görev yaptılar. Bugün hepimizin, tüm siyasi partilerin ve tüm vatandaşlarımızın teşekkür etmesi gereken bir davranış sergilediler. Çok açık söylüyorum: Sandık, demokrasinin vazgeçilmezidir. Sandık olmadan demokrasi olmaz. Sandık tek başına demokrasiyi sağlamaz belki; sandık olmadan demokrasi olmaz. Eğer seçim günü sandığın üzerine toz konsaydı, açık söyleyeyim bugün hepimiz seçim sonucunun meşruiyetini tartışıyor olurduk. O sebeple, yemeyip içmeyip; tam bir huzur ortamına seçim sonrasından kavuşacağımızı hayal ederken, avukatlara ve barolara sataşanlar Türkiye'nin ve Türk milletini huzurunu istemeyenlerdir” diye konuştu. Feyzioğlu, “Biz, sandığın güvenliğini korumakla ve vatandaşlarımızın sandığa itibarının ve itimadının devamını sağlamakla demokrasiye en büyük hizmeti yaptığımıza inanıyorum hiçbir siyasi parti gözetmeksizin” dedi. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu şöyle devam etti:“Türkiye Barolar Birliği olarak biz, binlerce meslektaşımızı sandık güvenliği, sandık hukuku konusunda eğittik. Meslektaşlarımızın dilediklerinde her siyasi partiden; AKP'den, CHP'den, MHP'den, İyi Parti'den, HDP'den, Vatan Parti'nden hiç fark etmez, görev almış olabilirler. Bizimle hiçbir siyasi partinin organik bağı yoktur. Önemli olan sandığa sahip çıkılmasıdır. Türk milleti, el ele avukatlarıyla birlikte bunu başarmıştır. Bir daha söylüyorum: Seçimlerden sonra birlik ve beraberlik içinde yolumuza devam etmemiz gerekir. Polemikler sadece küçük ve sığ siyasi menfaatlere hizmet eder. Türk milletinin ve vatanının üstün menfaatine hizmet etmez.” ‘TBB OLARAK TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN YANINDA OLMAYA KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ’ Daha önce kuvvetler ayrılığı noktasında ki eleştiri ve sıkıntılarını dile getirdiklerini hatırlatan Feyzioğlu, şunları söyledi: “Yaşanacak ve yaşandıkça ben, gerekli düzeltmelerin yapılacağına inanmak istiyorum. Türk milleti sağduyulu bir millettir ve kendi içinden çıkardığı yöneticileri de bir noktada sağduyulu davranmaya ikna eder. Ben, Kuvvetler Ayrılığının sağlanmasının zorunluğunu olduğunu söylüyorum. Bu çerçevede yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığının mutlak olarak sağlanması sadece biz avukatların değil, sadece halim ve savcıların değil 81 milyon vatandaşımızın da ortak isteğidir. Bu isteğin gereğini, ben eminim ki Türkiye'yi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar el birliği ile yerine getireceklerdir. Buna inanıyorum çünkü 81 milyonluk bir ülke, coğrafi anlamda bu kadar çalkantılı bir bölgede istikrar adası gibi duran ve durmak zorunda olan bir ülkenin yargısı güvenilir olamazsa, geleceği güvenceye alamaz. Biz, güvenilir bir yargıya doğru mutlaka yol almak zorundayız ve adalet paydasında buluşmak zorundayız. Aksi takdirde savcıların, mahkemelerin her işlemi toplumun bir kısmı tarafından güvensizlikle karşılanır. Soruşturma açsa; toplumun yarısı ‘niye açtın’ der, soruşturmayı kapatsa diğer yarısı ‘neden kapattın’ der. Mahkumiyet kararı ver ise toplumun yarısı tribünden ‘yuh’ der, diğer yarısı alkışlar. Böyle sürdürülemez bu. Yargının işlemlerine güvenmek zorundayız ki; yol yürüyebilelim. Bunun içinde sistemi güvenilir kılmamız lazım. Biz Türkiye Barolar Birliği olarak, her konuda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yanında olmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Doğruya doğru, yanlışa da yanlış diyeceğiz. Açık söyleyeyim, son nefesimize kadar da bunu yapmaya kararlıyız.”