Basınımızın önde gelen isimlerinden, röportaj ustası Fikret Otyam yaşama veda etti.

Böbrek yetmezliği nedeniyle bir süredir tedavi gören ressam, gazeteci-yazar Fikret Otyam (89),  Antalya'da yaşamını yitirdi.

 Otyam, böbrek yetmezliği nedeniyle bir süredir Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi görüyordu

Ressam, gazeteci-yazar Fikret Otyam (89) için bugün saat 17:00’de Antalya Cemevi’nde tören düzenlenecek. Törenin ardından cenaze karayolu ile Ankara’ya getirilecek. Fikret Otyam için bir tören de yarın saat 12:00’de Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılacak. Törenin ardından karayolu ile Hacı Bektaş’a götürülecek olan Fikret Otyam’ın cenazesi burada toprağa verilecek.

Untitled-9

FİKRET OTYAM’IN ÖZGEÇMİŞİ

1926 yılında Aksaray’da doğan Fikret Otyam, mesleğe ortaokul yıllarında Tasvir-i Efkâr Gazetesi ‘Aksaray Hususi Muhabiri’ olarak başladı. 1933 yılında Aksaray’ın ilçeye dönüşmesinin de tanığı olan Otyam’ın resme olan ilgisi onu İstanbul’a Devlet Güzel Sanatlar Akademisine kadar getirdi. Bir yıl İbrahim Çallı atölyesinde kalan Otyam daha sonra büyük hayranlık duyduğu Bedri Rahmi Eyüpoğlu atölyesinden de mezun oldu.

Fikret Otyam akademi yıllarında Cumhuriyet Gazetesi’ne sanat yazıları veriyordu. 1950 yılında Son Saat gazetesinde, Polis Adliye Muhabiri olarak kadroya girdi. 1953 yılında Akademiden mezun olduktan sonra da Dünya Gazetesi’ne transfer oldu.

Fikret Otyam’ın hep aklında olan Anadolu röportajları da bu dönemde başladı. Doğu ve Güneydoğu gezilerine çıkan Otyam, Birecik Köprüsü’nü daha inşa halinde görüntüledi.

Ankara’daki yedek subaylığı döneminde Genel Yayın Müdürü Bülent Ecevit’in çağırısı ile Ulus Gazetesi’nde gece sorumluluğu yapan Fikret Otyam, 1956 yılında terhisinden sonra da burada kaldı.

Ulus Gazetesindeki arkadaşları; Beyhan Cenkçi, Doğan Kasaroğlu ve Leyla Çambel ile Söz Dergisi’ni çıkartan Fikret Otyam 1962 yılında Cumhuriyet Gazetesi’ne geçti ve burası da ressam yönünün ağır bastığı 1979 yılına kadar sürdü. Büyük usta bu dönemde Antalya’nın Gazipaşa ilçesine yerleşti, burada otuz yıl kaldıktan sonra da Geyikbayırı’na taşındı. Fikter Otyam bu süreçte hem resim yaptı hem de çeşitli gazetelerde de dizi yazıları yayınlandı.

Untitled-10

Filiz Otyam: Yapacağı resimleri, yazacağı kitapları ve yazacağı haftalık yazılarını düşünerek gitti

Böbrek yetmezliği nedeniyle hayatını kaybeden gazeteci-yazar ve ressam Fikret Otyam'ın eşi Filiz Otyam, "Yapacağı resimleri, yazacağı kitapları ve yazacağı haftalık yazılarını düşünerek gitti" dedi.

Evinde taziyeleri kabul eden Filiz Otyam, gazetecilere yaptığı açıklamada, eşinin önceki gece hastalandığını, terlediğini ve tansiyonunun düştüğünü ifade ederek, sabahleyin ambülansla Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdüğünü söyledi.

Servise geçeceklerini düşünürken "durumu ağır" denildiğini belirten Otyam, "Acilde solunum makinesine bağladılar. Yoğun bakımına geçtik. Solunum makinesine bağlanınca, sistemin rahat çalışması için uyutuyorlar. Ondan sonra bizim için iyi olmadı. Yapacağı resimleri, yazacağı kitapları ve yazacağı haftalık yazılarını düşünerek gitti" diye konuştu.

Otyam, son bir kaç yıldır ömürlerinin hastanelerde geçtiğini, 2015 yılının da aynı şekilde başladığını vurgulayarak, eşinin 40 yıldır şeker ve 20 yıldır da böbrek hastası olduğunu, tansiyon sorunları yaşadığını ve iki kere mide kanaması geçirdiğini bildirdi.

Eşinin yaşama çok bağlı olduğunu vurgulayan Filiz Otyam, şöyle devam etti:

"Çok direndi. Son dakikaya kadar çalışmayı istedi. Son bir kaç aydır çalışamıyordu ama yine üç gün önce plan yaptık. Yatak odasına şövalesini, boyaları yerleştirecektik. Resim yapacağım diyordu. Bu kadar direnmeyle yoğun bakımdan kaç kere çıktı. Yoğun bakımda kalp krizleri geçirdi. Yorgun düştü herhalde. Kitap yazmak istiyordu. Çok kapsamlı bir kitap yazacağım diyordu. Güneydoğu Anadolu'yu kapsayan, daha önce yazdıklarımın özeti olacak bir kitap yapmayı düşünüyordu. Çok daha yapacağım resim var diyordu. Gördüğüm en çalışkan insandı. Hiç boş durmazdı. Sırt üstü yatmak onu mahvediyordu. Resimlerini, tuvallerini koydum baş ucuna. Belki mutlu olur diye televizyon koydum. Ama bakmıyordu."