Mehmet Necati GÜNGÖR Facebook ve Twitter’de şunu paylaştım: “İstanbul’da CHP’lilerin de, milliyetçilerin de, kürtlerin de, alevilerin de, hatta bir kısım akp’lilerin de oy vereceği tek isim İlhan Kesici olabilir.Akıl, feraset ve seçim aritmetiği bu ismi işaret ediyor.” İstanbul için fikrimin özeti buydu. Daha da açmalıyım: 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler, iktidar için de, muhalefet için  de önemli bir sınav olacak. Bu seçimler sonunda ya iktidar kalıcılığını perçinleyecek, ya muhalefet bu iktidara dur diyecek. İkinci şık, muhalefetin iddialarına göre, bu ülkede yeniden parlamenter demokrasiye geçişin, insan hakları ve adalet gibi kavramların yerli yerine oturtulmasını sağlayacak. Ki biz, parlamenter demokrasiye yeniden dönüşün, hukuk devleti ilkesinin, adalet ve insan hakları gibi  çağdaş kavramların tesisinin ve sürekliliğinin peşinde olan vatandaşlarız. Elbette ki oyumuz da bu istikamette olacak. Onun için, büyük şehir seçim sonuçlarını çok çok önemsiyoruz. Anketler gösteriyor ki, İstanbul’da seçim iktidar partisi ile CHP arasında geçecek. Muhalefetin diğer unsurları da seçmen tabanında CHP’ye eklemlenecek gibi görülüyor. Bu durumda bile seçim başa baş noktasında. Öyle ise, İstanbul’a her kesimden oy alabilecek bir aday gerekli. O da, hiç tereddütsüz söyleyelim; CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici’dir. İlhan bey, hem sağdan, hem soldan oy alabilecek, hatta iktidar seçmeninden bile kısmen oy koparabilecek ılımlı bir siyasetçidir. Vatanseverlik çerçevisinde her görüşe açık, her görüşü kucaklayan bir yapıya sahiptir. Ortadoğu Teknik Üniversitesinde, ülkücü kimliğe sahip bir öğrenciydi. Solun cirit attığı bu üniversitede ülkücü kulübü kurmak bir cesaret işiydi, onu yaptı. Hatta rahmetli Türkeş’e bu üniversitede konferans bile verdirdi. Sonra merkez sağ. Bu alanda da saygınlık gördü. Devlet Planlama Teşkilâtı gibi yüksek bir devlet kurumunun başına müsteşar olarak getirildi. Geçmişi pek parlak bir teknokrat-bürokrattır. Ekonomi uzmanıdır. Üç dönem CHP’de milletvekilliği yaptı. Parti içerisinde ilkelerinden kopmadan, Atatürk’ün partisinde olduğunun farkındalığını unutmadan görev yaptı. Partisi, bütçe konuşmalarını O’na verdi. Saygılı eleştiri üslubu AKP’li Meclis Başkanını bile etkiledi. Kendisine teşekkür edildi. Ankara’da durum biraz daha muhalefetin lehine görülüyor. Orada da uygun bir aday çıkarılırsa seçimin alınması çok mümkün. İzmir’e gelince; İzmir, sanıldığı gibi önümüzdeki seçimde CHP için banko bir il değil. İktidar partisi o ilimizde efsane belediye başkanı Osman Kibar’ın torununu aday gösterecek gibi duyumlar alıyoruz. Böyle olursa CHP seçimde zorlanabilir. Bilindiği gibi İzmir, uzun yıllar merkez sağın kalesi oldu. Yüzde 56’lara varan oyları Adalet Partisi aldı. Sonra, İzmir CHP’nin kalesi oldu. Nedenlerini uzun uzadıya açıklamak gereksiz. Önümüzdeki seçimde İzmir’e bile merkez sağ kökenli bir aday lâzım. CHP’liler “ille de bizden olsun, bizim kökten gelsin” türünden inatlaşma içinde olurlarsa, partilerinin üç büyük şehirde seçim alması zorlaşabilir, bizim de parlamenter demokrasiye dönüş hevesimiz kursağımızda kalır. Rahmetli Demirel her zaman şunu söylerdi: “Siyaset, sonuç alma sanatıdır.” Sonuç almak ise duygusallıktan uzak parametreleri göz önüne almakla mümkündür.