Mehmet Necati GÜNGÖR İktidara mensup milletvekilleri, daha iki gün önce termik santrallere filtre takılması önerisini reddedip, iki yıl daha süre vermişti ya; Cumhurbaşkanı o yasayı veto edince aynı milletvekilleri bu defa yasayı veto ettiği için sevinçlerini dile getirip Cumhurbaşkanına teşekkür sırasına girdiler. Bu milletvekillerinin bazıları, o bacaların zehirlediği şehirlerin seçilmiş vekilleri. Meselâ Kahramanmaraş. Kahramanmaraş’ın AKP’den seçilmiş milletvekilleri, meselâ Mahir Ünal, yasanın veto edilmesi üzerine birdenbire halktan yana bir tutum alıp memnuniyetlerini dile getirdiler. İki gün önce çıkardıkları yasanın veto edilmesini minnetle karşıladılar. Böyle bir siyasete söylenebilecek çok söz vardır da, biz ağzımızı açmayalım. Ne desek boştur. AKP milletvekilleri, Cumhurbaşkanına bağlılıklarının gereğini yapıyorlar. Oysa; o Mecliste iktidar grubunun Cumhurbaşkanından izinsiz herhangi bir yasayı geçirmeleri düşünülemez bile. Tepkiler karşısında, “olmaz böyle şey” demek yerine, geri çekilmeyi Cumhurbaşkanının vetosuyla kamufle etmeye çalışıyorlar şimdi. Kendi parmaklarını kırdılar. İki gün önce parmak kaldırdıkları yasaya, Cumhurbaşkanının parmak işaretiyle sırtlarını döndüler. Bu defa ahaliyi zehirlenmekten kurtaran Cumhurbaşkanına şükranlarını sunuyorlar. Bir başka iktidar milletvekili de Erzurum’da uçak bilet fiyatlarının neden o kadar fahiş olduğunu sorgulamak yerine, havaalanının ismine takmış vaziyette. O milletvekili de Erzurum havalimanının adının Recep Tayyip Erdoğan havalimanı olarak değiştirilmesini istemiş. Mebusluk tatlı bir iş. İnsan alıştı mı, kolay kolay bırakmak istemiyor. Bu zat da bir daha seçilmek adına “yağ satarım, bal satarım” tekerlemesine sarılmış olmalı. Türkiye’de siyaset bu hale dönüşmüşse “Allah ıslah etsin” demekten başka bir şey gelmiyor elimizden. İş gelip, insan karakterine dayanıyor. Çıkarcılık adına kendini inkâr, siyasetin raconu olmuş. Fırdöndü siyasete fırdöndü elemanlar. Sayın Cumhurbaşkanı çok haklı. O olmasa hiç birinin hükmü yok! “Veto”nun bilinen anlamı: Bir daha görüşülmek üzere Meclise iade. Bakalım, aynı çoğunluk şimdi ne yapacak?