İLHAM VERİCİ, RAHATLATICI VE STRESTEN UZAK...
MERVE ÖZTÜRK / Ben hayata bir fotoğrafçının gözünden bakıyorum ve mor renk gözü yormuyor..Lavanta moru diye bir renk var ... Ancak mora beyaz rengini vererek elde edebilirsiniz.. İlham verici bir doğa rengi.. Ruha anason etkisi veren, rahatlatıcı, sresten uzaklaştıran…
Aslında her şey 1975 te başlamış. Önce zamanın gül tüccarları tarafından Fransa dan lavanta fidesi getirilmiş, Sonra Lavanta önceleri her evin bahçesinde bir süs bitkisi iken tarlaları kaplamış ve lavanta öyle zahmetsizce büyürmüş ki bu gün Isparta Kuyucak ve komşu köylerde 3 bin dönümlük bir alana yayılmış.Neredeyse 35-40 yıldır kıraç arazide köylülerin ufak da olsa gelir kapısı olan lavanta bahçeleri daha önce Ispartalılar tarafından dahi bilinmiyordu. Köy sakinleri, bunca zamandır bir türlü isimlerini duyuramadıklarını, birçok girişimde bulunduklarını ama kimsenin ilgilenmediğini anca 3 sene önce lavanta bahçesini öğrenip fotoğraflamak için köye gelen kısa adı ISFODER olan Isparta Sanat ve Fotoğraf Derneği üyelerinin çektiği fotoğrafları internetten paylaşana kadar. Onca yıl uğraştık, iki fotoğrafçı geldi bombayı patlattı adeta diyor köyün sakinleri, bu yüzden fotoğraf sanatçılarına ayrı bir sevgi ve ilgi gösteriyorlar.
Ben lavantayla bu sene tanıştım. Daha önce duymuştum fakat hiç görmemiştim bu güzel kokan moru... Fransa’nın köylerini aratmıyor bu güzellikler. Bir dik çizgi halinde sıra sıra ekilmiş boyları bir metreye kadar uzanabilen bir çiçekli bitki bu. Onları rahatsız etmeden tarlaları dolaşabiliyorsunuz. Sanki sizin aralarından geçmeniz için yapılmış bu çizgiler. Lavanta topluluklar halinde yaşıyor bunu anladım. Kocaman bir çiçek buketi şeklinde büyüyor. Kurak araziler onunla hayat bulmuş sanki.Üstelik zahmetsizce büyüyor su ve bakım istemeden.Köylüler kendi çabaları ile turizm için uğraşıyor, fotoğraf sanatçıları da olmasa seslerini duyuracakları yer de yok.Burası lavanta diyarı, lavanta kokulu köy...Kerpiç evler ve lavanta bahçeleri, Arnavut kaldırımlar çok daha güzel ama sessiz sakin bir bekleyiş içinde. Lavanta gül kadar keşfedilmeyi bekliyor, bilin istedim. Mis gibi bir kahvaltı düşününün, her yer lavanta kokuyor, lavanta balı ve lavanta çayı, sıcak suda 5 dk demle, papatya çayı gibi ağızda acı bir tat bırakmıyor, ayrıca uykuya ve sindirime iyi geliyor.
Kuyucaklılar yavaş yavaş bu sihirli bitkiyi tarladan kesip satmak yerine damıtmaya da başlamışlar. Zor şartlarda da olsa bir girişimci ruhlu üretici lavanta yağı çıkarmaya başlamış, birisi de köye küçük bir pansiyon açmış bile şimdiden. Köye film çekmeye gelenler de var. Belgeseller, kısa filmler vs. Özelikle ülkemizde yaşayan Rus sanatçıların ilgisi dikkat çekiyor. Birçok Rusça yayınlanan dergi ve medyada Kuyucak ile ilgili görüntü ve yazılara rastlamak mümkün. Temmuz ayının ortalarına doğru başlayan Ağustos’un ilk haftasına kadar devam eden üretim ve hasat zamanı. Hem lavanta toplanır hem yağı çıkarılır. Görüntü elde etmek isteyenlerin elini çabuk tutmaları gerekiyor, zira lavanta hasat olmadan önceki son bir iki hafta içinde mor rengini griye dönüştürüyor. Ben buna şahit oldum.lavantanın en mor olduğu zaman Haziran ve Temmuz ayları. Lavantaları aynı ebatlarda buketler yapıp uçlarını kesip bağlayıp kurutuyorlar, düğün ve davatlerde kullanmaları için başka illere gönderiyorlarmış. Lavantayı bizden çok sevenler var... arılar. Ama fotoğraf çekilirken onlarla iyi anlaşıyoruz hemen gidiyorlar yada zarar vermek istemiyorlar. Korkmanıza gerek yok çünkü onlar bal arısı, onlarda benim gibi mor seviyorlar ve anlayışla karşılıyorlar.Yeter ki onlara kızmayın, hırçın davranmayın hele de bal yaptıkları peteklere asla yaklaşmayın, aksi halde barış süreci sona erer. Tabi bu arıların sahipleri olan balcılar için de sezon mutlu sona eriyor, oldukça şifalı olduğu söylenen Lavanta Balı üreticinin yüzünü güldürüyor. Bazen fotoğraf çekilirken lavantaların içine girmek zorunda kalıyorum lavantanın sarhoş edici bir etkisi var içmeden sarhoş olmak böyle bir şey, mayışıyorsunuz, aşırı derecede rahatlıyorsunuz hasat zamanı geldiğinde bu koku taa köyün başından duyuluyormuş. Köylüler öyle söyledi, fotoğraf çekmeye giden arkadaşlar da söylüyor. Rüzgarın etkisiyle hafifçe dağılan bu kokunun tarifi mümkün değil. Göze alabildiğine uzanan lavanta tarlalarını uzaktan seyretmek çok daha güzel.Bu morun etkisi midir bilinmez sadece rüzgarın sesi ve mis gibi lavanta kokusu, bence bu renk rüzgarın ritmini bile değiştiriyor. Bulutlar sanki bir desen oluşturmuş ve bir fotoğraf çekilmenizi bekliyor. Fotoğrafın kadrajı olmasa da bu rengi görseniz o fotoğrafı silmeye kıyamazsınız.Ben bu moru seviyorum belki o yüzden ama sanmıyorum.
Son üç sendir müthiş bir ilgi var, ülkemizin her tarafından turlarla veya özel ziyaretçilerin dışında yurt dışından bile gelenler var. Lavantanın fotoğrafçılar tarafından tanıtılmasından sonra Isparta’nın kendi halinde bu köyü turizmde cazibe merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Tabi yöre insanı gerekli davranış ve misafirperverliğini parayı ön plana tutmadan böyle devam ettiriği müddetçe de ciddi bir gelir kapısı da olabilir. Fransa bahçelerini aratmayan bir tablo da yer almak isterseniz, morun rahatlatıcı tonlarıyla hayata bir mola verin, Keçiborlu ilçesinden sonra Kuyucak köyüne yolunuzu yöneltip lavantaya gelin..
Editör: TE Bilisim
