Utku ŞENSOY / İsveç dünya ülkeleri arasında, toplumsal cinsiyet eşitliğinin en yüksek düzeyde olduğu ülke. İsveç 1999’da cinsel hizmetleri satın almayı yasaklayan bir yasa çıkardı. Bu alanda dünyadaki ilk yasaydı bu. Ardından Norveç ve İzlanda’da da İsveç’tekine benzer seks satın almayı yasaklayan yasalar çıkardı. Peki nedir bu yasal düzenleme? Yasa, uygulamada cinsel açıdan istismar edilen kadın ve çocuklara yönelik talebi hedef alıyor. Yasa, seks satın alanı “ki bu genelde hep erkektir” suçlu saymaktadır. Buna karşılık cinsel hizmet satana ceza verilmiyor. Seks satın alan ve satan konusundaki bu yaklaşım, “İsveç Örneği” nin temelini oluşturuyor. Fuhuşla mücadele için son derece basit bir çözüm değil mi? Yeter ki arzu edilsin. KADINA YÖNELİK ŞİDDET / AİLE İÇİ ŞİDDET Fuhuşla mücadeleden söz etmişken, kadınların durumunu mercek altına almakta yarar var. Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’ne (CEDAW)'ın resmi verilerine göre; *Hayat kadınlarının %80’i çocuk yaşlarında cinsel tacize uğruyor. *Kırsalda yaşayan kadınların % 41’i, şehirde yaşayan kadınların % 27’si, “evliliklerinde”, en az bir kez fiziksel şiddete maruz kalıyor. *Söz konusu şiddetin % 95’i ise çiftlerin yaşadıkları evde “aile içinde” meydana geliyor. *%36 oranında kadın, “hamilelikleri sırasında” şiddete maruz kalıyor. *Fransa’da her ay 6 kadın, İngiltere’de her ay 8 kadın ve Finlandiya’da her yıl 27 kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor. *Dünyada kadınların % 49’u psikolojik şiddet görerek yaşamlarını sürdürmek zorunda kalıyor. *Her yıl Avrupa ülkelerinde 500 bin, Asya ülkelerinde ise  250 bin kadın insan tacirlerinin eline düşüyor. Bu kadınların % 93’üne müşterileri tarafından şiddet uygulanıyor… VE TÜRKİYE GERÇEĞİ Türkiye ile ilgili rakamlar da son derece çarpıcı; *Türkiye’de, yargıya intikal eden, töre cinayetlerine kurbanı kadın sayısı, 2000-2004 yılları arasında 54. *2005- 2013 yılları arasında kadın cinayetleri % 1000’ in (binin) üzerinde artış gösteriyor; her gün ortalama 3-4 kadın erkek ya da erkekler tarafından öldürülmekte. Oysa kadına yönelik şiddet, kadınların ve kız çocuklarının insan haklarının ihlalidir. EŞİTSİZLİK Kadına yönelik şiddetin kaynakları araştırıldığında pek çok neden arasında bir konu ön plana çıkıyor; Eşitsizlik. Bu eşitsizliğin kadınlar aleyhine nasıl işlediğini aşağıdaki veriler açıkça gözler önüne seriyor. *Gelişmekte olan ülkelerde günde bir dolardan daha aza yaşayan 1 milyar 300 milyon insanın %70’i kadındır. *Küresel üretimin %66’sı kadınlar tarafından gerçekleştirilmesine rağmen, küresel gelirden kadınların aldığı pay sadece % 10. *Kadınlar, dünya mal varlığının sadece %1’ine sahip. *Dünyada, okuma yazma bilmeyen nüfusun üçte ikisi kadın. *İşsiz kadın nüfusu işsiz erkek nüfusunun 1 buçuk katı. *15 yaş üzeri kadın nüfusun iş gücüne katılım oranı Avrupa Birliği ülkelerinde % 42, Türkiye’de ise % 26’dır. Oysa birliğin Lizbon Stratejisi’ne göre varılmak istenen oran, % 60. *Tüm dünyada, kadınlar erkeklere göre %20 - %50 oranında daha az maaş ve ücret almakta. Bu oran Türkiye’de % 60. Sonuç; DÜNYA EKONOMİK FORUMU (WEF) cinsiyet eşitsizliği raporuna göre; (THE GLOBAL GENDER GAP REPORT 2015) TÜRKİYE KADIN VE ERKEK ARASINDAKİ EŞİTSİZLİKTE 145 ÜLKE ARASINDA 130’UNCU SIRADA. Bahreyn, (123) Azerbaycan, (96) Ermenistan, (105) ve Gana (63) gibi ülkeler sıralamada Türkiye’yi geride bıraktı. DÜNYA EKONOMİK FORUMU›NUN (DEF) yayımladığı 2013 cinsiyet ayrımcılığı raporuna göre, TÜRKİYE’NİN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ ENDEKSİNDEKİ YERİ 120. SIRADA. Kadınların siyasal, ekonomik ve sosyal konumuna dair 136 ülkeye ilişkin veriler içeren raporda, kadın-erkek eşitliği bakımından İzlanda, Finlandiya ve Norveç ilk üç sırada yer alıyor.