Dr. (E) Tuğamiral Ergun MENGİ Konfüçyüs diyor ki; “Dünyayı düzeltmek isteyen insanlar, önce devletlerine, sonra evlerine çekidüzen verme gereğini gördüler. Evlerini düzene koyduktan sonra, bu sefer de önce kişiliklerini terbiyeden geçirmeleri gereğini anladılar.” Ne saçma değil mi? Eleştirecek, suçlanacak, ötekileştirilecek bu kadar insan varken, kendine dönüp, kendini terbiye etmekten sorumlu olmak! Çevrenize bir bakın! Kendini terbiyeden geçirme gereği duyan kadın, erkek, anne, baba, akademisyen, meslek erbabı, siyasetçi, yazar tanıyor musunuz? Ancak Konfüçyüs 2500 yıldır doğruyu söylemiş, tabi ki duyanlara ve okuyanlara. Ötekileştirme NEFRET söyleminden beslenir. Ancak bu neden futbolda fazladır da, voleybolda yoktur, basketbolda yoktur. Voleybol veya diğer bir sporda sahaya çıkan sporcuların ellerine niçin “Irkçılığa hayır” pankartı tutuşturulmaz. Cevap veriyorum: Çünkü futbol seyircisi taraftar değil güruhtur. Voleybol basketbol seyircisi eğitimli ve kalitelidir. Siyahi sporcuya muz atan o taraftar aslında ırkçı da değildir. Stadın dışında en koyu ırkçılık düşmanıdır. Ama sahada amaç farklıdır. Skordur. Maçı her ne olursa olsun kazanmaktır. Siyahi futbolcuyu ya muzla ya belden aşağı başka bir özelliğiyle maçtan düşürmektir amaç. Amaç maç seyretmek değildir. Sonuç her şeyden önce gelir. Sahadaki diğer takım futbolcuları, çalıştırıcıları, yöneticileri, taraftarları artık “Öteki’dir”. Hatta beğenmezse hakem de bu gruba hemen sokulur. Aslında ötekileşen futbol taraftarının kendisidir, ama farkında değiller. Ama bu arada çok kıymetli insanlar stad veya yakınlarında hayatlarını kaybetmektedir. Bu sene çekilmiş bir voleybol maçı sonrası çekilen fotoğrafı örnek alınması arzusuyla paylaşıyorum. Futbol seyircisi GÜRUH değil sporsever futbol seyircisi olun. Lütfen.