Avrupa Gazeteciler Derneği’nin 61. Genel Kurulu, Milano şehrinin yakınlarında bulunan Brescia kasabasında gerçekleştirildi. Avrupa Konseyi ülkelerinin tümünden üyesi bulunan derneğin başkanlığına Paolo Magagnotti yeniden seçildi. Kurulda, Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı da yönetim kurulu üyeliğine tekrar getirildi.

Genel kurulda, aynı zamanda EJ’nin onursal üyesi olan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Başkan Yardımcısı Ayhan Aydemir ve Yönetim Kurulu üyeleri Zeynep Gürcanlı ve Ali Oruç da yer aldı.

Ekran Resmi 2024 05 07 13.45.07Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin ve Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı

Kurul toplantısın teması, Avrupa’da yükselen radikalizm nedeniyle “Demokrasi Tehdit Altında” olarak belirlendi. Bu tema çerçevesinde gerçekleştirilen sunumlarda söz alan GC Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı konuşmasında, Gazze’deki savaş, Ukrayna’nın işgali, Avrupa’da yükselen radikalizm ve mülteci krizi sorunlarına değindi.  

Whatsapp Image 2024 05 07 At 13.07.53 (1)

İsrail orantısız saldırılarıyla terörist gibi hareket ediyor”

Yusuf Kanlı, Ukrayna, Suriye ve Yemen’deki savaş ve işgaller dahil çok ciddi gelişmeler olduğunu ancak hepsinden daha vahim olarak Gazze’de bir insanlık dramı, soykırım yaşandığını vurguladı.

Hamas’ın bir terör örgütü olduğunu belirten Kanlı, “İsrail topraklarına yönelik terör faaliyetlerini; insan kaçırma, rehin alma ve katliamları tüm insanlığın kınaması gerekiyor” dedi. Kanlı, buna karşılık İsrail’in de bir devlet olarak orantısız saldırılarla terörist gibi hareket ettiğini, çoğunluğu çocuklar, kadınlar ve yaşlılar olmak üzere 30 binden fazla Filistinliyi soykırımsal metotlarla katlettiğini, ayrıca bölgede görev alan 140’tan fazla gazeteciyi hedef alarak öldürdüğünü vurguladı.

Avrupa’da ve çevre bölgelerde böyle mezalimlere sessiz kalınmasının Avrupa sokaklarına mülteciler, artan radikalizm ve toplumsal gerginlikler olarak döndüğünü aktaran Kanlı, şunları söyledi:

“Türkiye tüm bu gelişmelerden çok ciddi etkilenmektedir. Türkiye etkilendiği kadar Avrupa da etkilenmektedir. Türkiye demokrasisindeki sıkıntılar, göç tehdidi ve sair sebeplerle Türk vatandaşlarına karşı yükseltilen vize duvarlarının çözüm olmadığını görüyoruz. Bugün ciddi bir tehdit olarak önümüzde duran mülteci konusu vardır. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın yaklaşımıyla sorunlar çözülemez, artar. 10 yıl önce Kırım’ın işgaline karşı birlikte tavır alınıp, hareket edilseydi, bugünkü işgal ve Rus saldırganlığı olur muydu? Tarihi vicdan muhasebesiyle, suçluluk duygusuyla İsrail vahşetine göz yumulmasa, destek olunmasa Gazze’de soykırım olur muydu? Bu derecesi olmazdı. Yemen keza. Avrupa kendi sokağını düşünmeden önce tüm mahalleyi, insanlığı düşünmek zorundadır.”

“Ukrayna ve Ortadoğu’daki gelişmeler Avrupa demokrasisini baltalıyor”

Avrupa’nın yaşanan küresel olaylardan kaynaklanan zorluklarla karşı karşıya kaldığını dile getiren Kanlı, “Mülteci akını, Ukrayna'da devam eden çatışma ve Orta Doğu'daki istikrarsız gelişmeler hep birlikte Avrupa demokrasisinin temel ilkelerini baltalıyor” dedi.

Kanlı, bu faktörlerle oluşan tehditlerin sadece Avrupa demokratik kurumlarını değil aynı zamanda Batılı demokratik çoğulcu yönetim anlayışının temel direği olan norm ve ilkeleri hedef aldığını belirtti.  

Avrupa’nın karşı karşıya olduğu mevcut zorlukları daha da artırdığının altını çizen Kanlı, “Çatışma bölgelerinden kaçan mültecilerin akını kaynakları zorluyor ve sosyal gerilimleri artırıyor; terör hayaleti ise güvenlik kaygılarını artırıyor. Dahası, Avrupa'nın Orta Doğu petrol ve doğalgazına olan bağımlılığı, jeopolitik istikrarsızlık ve arz kesintilerine karşı kırılganlıkları açığa çıkarıyor” şeklinde konuştu.

“Mülteci krizi Avrupa demokrasilerini test ediyor”

Suriye, Afganistan ve Afrika'daki çatışmalar nedeniyle mülteci krizinin tetiklendiğini aktaran Kanlı, bu krizin Avrupa demokrasilerinin dayanıklılığını test ettiğini dile getirdi. Kanlı, “Pek çok Avrupa ülkesi mültecileri kabul ederek dayanışma ve şefkat gösterirken, diğerleri yabancı düşmanlığına ve milliyetçi söylemlere yenik düşerek bölünmeleri körükledi ve insan hakları ilkelerini aşındırdı” şeklinde konuştu. 

Şili'de onlarca kişi Filistin'e destek gösterisinde bulundu Şili'de onlarca kişi Filistin'e destek gösterisinde bulundu

Ekran Resmi 2024 05 07 13.49.09

Macaristan ve Polonya’da yükselen popülizm

Mülteci krizinin Avrupa’da popülist hareketlerin yükselişine verimli bir zemin sağladığını belirten Kanlı, “Popülist liderler göçmen karşıtı gündemlerini ilerletmek için halkın korkularından ve güvensizliklerinden yararlanarak mültecileri ulusal güvenliğe ve kültürel kimliğe yönelik tehditler olarak gösteriyor” dedi. Macaristan ve Polonya’ya atıfta bulunan Kanlı, “AB ülkeleri, Türkiye'de artan otoriterlik ve demokratik değerlerden sapmalara dikkat çekmeyi severken, Macaristan ve Polonya gibi AB üyeleri, popülizm kisvesi altında demokratik değerlerin aşınmasının çarpıcı örneklerini oluşturuyor” ifadelerini kullandı. 

“Türkiye ve Sırbistan’ı da kapsayacak bir güvenlik politikası geliştirilmeli”

Avrupa demokrasisinin karşılaştığı tehditlere yönelik hem ulusal hem de uluslarüstü düzeyde ortak çabalara ihtiyaç olduğunu belirten Kanlı, şu ifadeleri kullandı:

“Her şeyden önce, Avrupa ülkeleri popülist ve otoriter eğilimlerin cazibesine direnerek insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve demokratik ilkelere olan bağlılıklarını korumalıdır. Ayrıca, mülteci krizinin yönetilmesi ve entegrasyonun ve sosyal uyumun teşvik edilmesinde daha fazla iş birliği ve sorumluluk paylaşımı esastır. Dahası, Avrupa ulusları arasındaki dayanışma, Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığı ve Orta Doğu'daki istikrarsızlık gibi dış tehditlerle mücadelede çok önemlidir.

Dolayısıyla çoğulcu Avrupa demokrasisi nosyonunun mülteci krizi, Ukrayna savaşı, İsrail'in Gazze savaşı ve Ortadoğu'daki diğer gelişmeler nedeniyle benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya olduğu söylenebilir. Avrupa, istikrarsızlığın temel nedenlerini ele alarak, demokratik ilkeleri koruyarak ve birliği teşvik ederek bu çalkantılı zamanları atlatabilir ve daha güçlü, daha dayanıklı ve demokratik ideallerine sadık bir şekilde ortaya çıkabilir. Tüm bu sorunlara çözüm bulmak için Avrupa'nın, Türkiye ve Sırbistan dahil tüm Avrupa devletlerini kucaklayacak kapsayıcı bir güvenlik politikası geliştirmesi gerekiyor. Önümüzdeki aylarda büyük bir oyunun kurallarını değiştireceğini, ikinci bir Trump Başkanlığı'nın yaşanma ihtimalini kimse küçümsememeli, Avrupa yaklaşmakta olan bu gerçeğin bilincinde hareket etmelidir.”

Editör: Erva Gün