Geçmişten Günümüze Başkent’te Ahilik Paneli

Ankara Ticaret Odası (ATO) ve ANKA Enstitüsü ortaklığında “Geçmişten Günümüze Başkent’te Ahilik Paneli” gerçekleştirildi. ATO’da düzenlenen programda konuşmacılar, Anadolu’ya yayılmış ve izleri günümüze kadar süregelen esnaf dayanışma teşkilatı olan Ahilik teşkilatının önemini vurguladı

HABER / NAZ AKMAN - Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) ANKA Enstitüsü işbirliğinde gerçekleştirilen “Geçmişten Günümüze Başkent’te Ahilik Paneli”nde Türk toplumunda önemli bir yere sahip olan Ahilik kültürü konuşuldu. ANKA Enstitüsü Başkanı Rafet Aslantaş moderatörlüğünde yapılan panelde, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Ankara Tarih Araştırmaları Merkezi Başkanı ve Ankara eski Milletvekili Şevket Bülend Yahnici, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Türkiye Eğitim Meclisi Başkanı Yusuf Ekinci ile Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sıddık Çalık Ahilik teşkilatına ilişkin konuşmalar yaptı. “Ticaretin anayasası Ahilik ilkeleriyle belirlenmeli” Panelin açılış konuşmasını yapan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Ahilik anlayışının konuşulacağı en önemli yerlerden birinin Ankara olduğuna işaret ederek, Ahiliğin Anadolu halkını ekonomik, sosyal, kültürel ve ahlaki açıdan geliştirdiğini bu anlamda Ahiliğin Türk toplumuna kazandırılmış önemli bir kültür olduğunu vurguladı. Baran, “Ahilik insanı temel alarak çalışma hayatını düzenleyen bir örgütlenmedir. Bugünün modern dünyasında ticaret ahlakı, müşteri memnuniyeti, kalite, standart, tüketici hakkı, sosyal dayanışma ve ara buluculuk gibi birçok kavram, ahilik teşkilatı çatısı altında Anadolu'da yaklaşık 700 yıl önce hayata geçirilmiştir. Bu değerler ne yazık ki hasret kaldığımız değerler haline geldi” diye konuştu. Ticaretin anayasasının Ahilik ilkeleriyle yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Baran, “Ticaretin anayasası ahilik ilkeleriyle yeniden yazılmalı. Ahilik kültürü, zamandan ve mekandan bağımsız değerler ve kurallarla geçmişimizde olduğu gibi, geleceğimizde de var olmaya devam edecek, yol gösterici olacak” dedi. “Ahilik anlayışının yok olmasına müsaade etmeyeceğiz” Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken de konuşmasında Ahiliğin, çıraklık, kalfalık ve ustalık geleneğinin yaygınlaşması açısından önem taşıdığını ifade etti. Haksız rekabetin önüne geçilmesi hususunda Ahilik geleneğinin düzenleyici ve denetleyici rol üstelendiğini belirten Palandöken, zanaat ve marifetlerin öğrenilmesi konusunda da bu teşkilatın yok olmaması gerektiğini vurguladı. Palandöken, “Devlet esnaf ve sanatkarı koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır. Esnaf, mahalle kültüründe yoklukla varlık arasında yokluk ve varlığın dengesini kurandır. Esnaf, mütevazı dükkanının bir köşesinde burada 'Askıda ekmek var' diyen, evinizin anahtarını teslim edebileceğiniz, mahallenizin bekçiliğini yaparak güvenliğinizi sağlayandır. Bu anlayışın ekonomik hayatta yok olmasına hiçbir zaman müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. “Türk milletinin en büyük ayrıcalığı çok büyük sosyal müesseseler kurmasıdır” Ankara Valisi Vasip Şahin, Ahiliğin 800 yıllık bir birikimin ürünü olduğunu hatırlatarak, öneminin kavranması ve yaşatılması için bu tarz etkinliklerin esnaf ile beraber daha sık tekrarlanması gerektiğini söyledi. Şahin, “Esnaflık benim nezdimde bir okuldur. Bu okul, terbiye, gelenek ve göreneklerin öğretilmesi ve uygulanması konularından önemli bir paya sahiptir. Ahilik, 800 yıllık bir birikimin tezahürü ve yaşatılmasıdır. Büyük milletler köklü gelenekleriyle gelişerek geleceğe bu güvenle ilerleyebilirler. Türk milletinin en büyük ayrıcalığı belki de çok büyük müesseseler kurmuş olmasıdır. Bugünün ifadesi ile modern devlet noktasında zaman zaman bir takım kompleksler ürünü olarak eksiklikler görülse de aslında oluşturduğumuz sosyal müesseselerle tam da bugünün ya da bugünden sonrasının devletlerine ışık tutacak kadar köklü bir geleneğe ve zenginliğe sahip bir milletiz. Bu müesseseler bizler için çok önemli ve bunlara yönelik her saldırıyı bertaraf etmemiz gerekiyor. Esnaf ve zanaatkar kesimini mutlaka yaşatmamız ve korumamız lazım. Esnaf ve zanaatkarımızı köklerinden koparmadan zamanın değişen şartlarına göre entegre ederek onları dinamik tutmak gerek” diye konuştu.