Atletizmde en büyük ihanet okumamak, tembellik, görmezlikten gelme ve suizandır. Elmas liglerde alınan sonuçları gördüğümüzde göze çarpan kaliteli dereceleri görüyoruz. Bunların atletizm kralı veya kraliçesi olabilmeleri için olimpiyat şampiyonu olmaları ve bu arada dünya rekorunu olimpiyatlarda kırmaları gerekir. Ancak o zaman Usain Bolt’tan boşalan tahtı doldurmaya aday olabilirler. Dünyada atletizmde başarılı olan ülkelerin hiçbirinin başarısı ötekinin başarısızlığını belirlemiyor. Hepsi de farklı yollardan ve farklı yöntemlerle başarıya giden yolu bulabilmişler. Başarılı olmak için hangi ülkeyi model almalı, saçmalığından uzak durmalıyız. Çünkü dünyada atletizmin bütün dallarında başarılı olan bir ülke yok. Başarılı olmak için üçlü bir formüle gerek var. Farklı olmak, gözden kaçanı keşfetmek, ipucu yakalamak. Önce iyi olduğumuz dalları ele almalıyız. Kiminde madalya alıyor, kiminde madalyaya yakınız. Haliyle madalya alığımız dallarda devamlılığı sağlamanın, madalyaya yakın olduğumuz dallarda madalya alabilmenin yollarını bulmalıyız. Amerika ne yapıyor, kendi ülkesinin dünya markası şirketlerinin tarihini inceleyip, onları spora uyarlıyor ve olimpiyatlarda yüz madalyanın üstüne çıkabiliyor. Rusya, Çin, Almanya, İngiltere, Fransa ve Japonya’da farklı pusu ve keşiflerle geleceğe doğru yol alıyorlar. Koşarken atleti öne doğru iten pisti kimse henüz üretemedi. Neden bu pistleri üreten biz olmayalım? Yine koşarken atleti öne doğru iten ayakkabılar da henüz üretilemedi. Gönüllü mühendislerden başka bir grup oluşturarak Polaroid örneğindeki gibi bir çözüme ulaşabiliriz. Çocuklar, dünyanın, ülkelerin olduğu gibi atletizmin de geleceğidir. Hedefimiz, çocukların evde, sokakta, okul bahçesinde atletizm oyunları oynamaları olmalıdır. Bu konuda önemli bir ihmalimiz var. Çocuklara yönelik internet üzerinden atletizm bilgi yarışmalarını ve oyunlarını sunmak zorundayız. Başkalarını izlemekle yetinenler, kazanmanın en iyi yolunun kuralları yeniden yazmak olduğuna inanmazlar. Başarılı olmak için farklı olmanın gerekli olduğunu göz ardı ederler. Yunanistan 1970’lerde farklı yoldan giderek yürüyen merdivende yukarı doğru çıkmayı başardı. 50 antrenörünü orta vadeli eğitim için yurt dışına yolladı. Bu antrenörlerin döndüklerinde hangi şehirde görev yapacakları belliydi. Döndükten sonra Yunanistan’ın alt yapısını oluşturdular. Hızla olimpiyat madalya sayısı yukarıya doğru giderken birçok dünya rekortmeni yetiştirdiler. Atletizmde “hele bekleyip görelim” diyemeyiz, çünkü geleceğimizi kaybederiz.