TANER DEDEOĞLU - İlkokula beş buçuk yaşında başladı, tek hedefi olan tıp fakültesini kazanamadı, on altı yaşında Jeoloji Mühendisliğine öğrenci oldu. İstemeyerek girdiği bu bölümde, İlk yıllarında zorlandıysa da bu gün dünya çapında bir isim oldu. Ülkemizde Gemoloji dalında ilk akademik çalışmayı yapan, Gemoloji Araştırma Grubu ve Gemoloji Laboratuvarını da Ankara Üniversitesinde kuran ve arkeogemoloji konusundaki araştırmaları ile bu dalda Dünyadaki en büyük ödülü alan Dr. Çiğdem Lüle ile Zaman Tüneli’ne giriyoruz. Sanayici Ali Bey, El Sanatları öğretmeni Meral hanımla yaşamını birleştirir, ilk çocukları, günümüzde gemoloji dalında dünyaca isim yapan Dr. Çiğdem Lüle de 1973 yılında Ankara’da dünyaya gelir. Daha ana sınıfı öğrenciliği sırasında, öğretmenlere ‘beni okula alın’ diye yalvaran Çiğdem Lüle o günleri şöyle anlatıyor: “Ana Sınıfı öğrencisiyim, Keçiören Çizmeci İlkokulu müdürünü gördüğüm zaman bacaklarına sarılıyor ‘beni de okula alın’ diye yalvarıyorum. Üç buçuk yaşımda Ana Okuluna, Beş buçuk yaşımda da Çizmeci İlkokulun başladım, Hüseyin Güllüoğlu Ortaokulundan sonra Çankaya Lisesine geldim. Orta Okul diploma notuna göre bize özel bir sınıf yapıldı, bu sınıftan hepimiz, ya özel bir şeyler yaptık ya da yaptığımız işte yükseldik. Yüksek lisan yapmayan lise arkadaşım yok gibi iki üniversite bitiren birçok arkadaşımız var. Arkadaşlar zaman zaman bir araya geliriz ve hep Çankaya Lisesi yıllarına çok şey borçlu olduğumuzu söyleriz. Üniversite için hedefim tıp veya Biyoloji idi. Tıp okusam da doktorluk yapmayacaktım, amacım ‘Genetik’ üzerine kariyer yapmaktı. Sınav sonunda ben Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliğini kazandığımı gösteren belgeyi aldığım zaman da 16 yaşımda idim, hiç sevinmedim. İlk yıl okula da gitmedim. İkinci yılı girdiğim üniversite sınavı da başarısız olunca Jeolojide kaldım. İlk yıllar zorlandım ama doğayı seven birisi olduğum için doğada olan her şeye ilgi duymam beni işin içine çekti. Okulu sevmeye başladım, çok ilginçtir, bir defa okuduğum bilgiler aynen aklımda kalıyordu.” Dr. Çiğdem Lüle istemeyerek girdiği Jeoloji bilimi dışında süstaşlarına da ilgi duymaktadır. Okulun son yılında Jeoloji Mühendisi olmayacağına karar vermiştir. Aynı yıl Tunalı Hilmi Caddesindeki Lacivert Gümüş dükkânı sahibi Murat Köker’in yanında takı tasarımları çalışarak ustasının yanında çıraklık yapmaya başlar. Bitirme ödevini Türkiye’nin süstaşları üzerine yapmak istediğini söylediği hocası Doç. Dr. Sönmez Sayılı’dan büyük destek görürü. Çiğdem Lüle mezun olduktan sonra iki hocasının desteği ile yaptığı yüksek lisans çalışmalarını da şöyle anlatıyor: BUNUN ADI GEMOLOJİ “1995 yılında Jeoloji Mühendisliğinden mezun oldum, Türkiye Jeolojisinin en önemli ismi merhum Prof. Dr. Okan Tekeli ve Yar. Doç. Sönmez Sayılı hocalarımın eş danışmanlığında yüksek lisansa başladım. ‘Muğla-Milas-Küçükçamlıktepe Diaspor oluşumlarının mineralojisi, oluşum koşulları ve gemolojik özellikleri’ isimli tezimi 1998 yılında tamamladım. Yüksek Lisansım sırasında 1997 yılında Yar. Doç. Dr. Sönmez Sayılı önderliğinde Ankara Üniversitesi Gemoloji Araştırma Grubu ve Gemoloji Laboratuvarının kuruluşunda görev aldım. Süstaşlarını doğada kayacın içinde bulduğunuz zaman tanıya bilirsiniz ama işlendikten sonra bunları tanımak çok zordur. Bir jeoloji mühendisi olarak ben bunları nasıl tanımlayamam dedim ve yepyeni bir dünyaya girdim. İşte bu dalın adı Gemoloji, bizde eğitimi dahi yok ama en köklüsü İngiltere’de yüz yıldan uzun bir zamandır çalışılıyor, tabi Amerika da ve bir de Almanya’da okulu var. Bu gün artık dünyada pek çok ülkede çeşitli kurslarla eğitimi veriliyor.” GEMOLOJİ ÇALIŞAN İLK TÜRK Dr. Çiğdem Lüle, Gemoloji’yi Türkiye’de ilk defa akademik çalışma alanına sokan isim. Ona dünya ödülü kazandıran çalışmanın öyküsü de şöyle: “Yüksek lisansım sırasında British Council’a burs için başvurdum. Onlarda şaşırdı, çünkü ilk kez karşılaştıkları bir konu. Sanat mı? Bilim mi? tartışılır bir konu ve ilk defa akademik bir talep geliyor. Sonunda, Büyük Britanya Gemoloji Birliği’ne ( Gemmological Association of Great Britain) kabul edildim, dokuz aylık eğitim sonunda – ki normalde iki yıl sürer bu kurslar- süstaşları ve elmas üzerine FGA ve DGA Diploma programlarını tamamladım. Yurda dönüşümde, Üniversitemizde Sönmez Hocamla birlikte Gemoloji Laboratuvarını kurmaya başladık. Burayı, akademik çalışmalar dışında, öğrenci çalışma veya dışarıdan konuyla ilgili her türlü çalışmalara açık şekilde kurduk, ben de Uzman kadrosuyla buraya atandım.” Büyük bir heyecanla gemoloji’nin içine giren Dr. Lüle, hayal ettiği ‘Topkapı Hazine Dairesine’ giremeyişini de şöyle anlatıyor: TOPKAPI HAZİNESİNDEKİ TAŞLARI TANIMLAYACAKTI! “Gemoloji’nin en önemli yanı, taşa zarar vermeden inceleyebilmeniz olduğu için arkeologların da çok ilgisini çekiyor. 1999 yılında Ankara Üniversitesinde Doktoraya başladım. Konu, ‘Osmanlı Hazinesi Taşları’. Bunu için Aykut Çınaroğlu hocamdan arkeoloji dersleri aldım, MTA da çok kıymetli Arkeolog Ergun Kaptan’dan yardım aldım doktora yeterlilik sınavımı verdim. 2000 yılında Aslıhan Yener’in başkanlığındaki Amerikan Oriental of Chicago kazı ekibinin Antakya bölgesindeki Neolotik kazısına katıldım, keza Van’da İstanbul Üniversitesi Urartu kazısına gittim, kendimi hazırladım… Üniversite ve Kültür Bakanlığı Topkapı Hazinesindeki taşların tanımlanmasını konu alan Doktora tezimi çok beğendi ama müze Müdürü Hanım beğenmedi! bana arşivi açmadı… İki yıl boşa gitti. 2006 yılında ‘İzmir- Cumaovası- Görece Köyü volkanitleri ve Menderes Masifi Metamorfitleri içindeki bazı granatların Mineralojik- Petrografik ve Jeokimyasal incelenmesi ve olası Arkeogemolojik bağlantılar’ isimli doktora tezimi, prof. Dr. Yavuz Erkan ve Doç. Dr. Sönmez Sayılı eş danışmanlığında Hacettepe Üniversitesinde verdim.” Dr. Çiğdem Lüle, 2002 yılında gittiği Londra’da özel sektörde Gemolog olarak çalışır, Londra Doğa Tarihi Müzesi, British Museum ve Oxford Ashmoean Müzelerinde çeşitli proejelere de katılarak gemoloji ve arkeogemoloji üzerine çalışmalar yapar. Kariyerinin önemli bir bölümünü arkegemoloji araştırmalarına ayıran Dr. Lüle çeşitli yayınlar yapar ve çeşitli ülkelerde konferanslara katılır. DÜNYA ÖDÜLÜ Dr. Çiğdem Lüle, 2002 yılında gittiği Londra’da özel sektörde (Gemological İnsstiitute of America) Amerika Gemoloji Enstitüsü’nün Londra Kampüsünde eğitmen olarak çalışmaya başlar, 2010 yılında Amerika’ya yerleşir. Dr. Lüle Gemworld İnternational isimli yayıncılık firmasında Özel Projeler Müdürü olarak gittiği Amerika’da 2016 yılında da Geliştirme Direktörlüğüne getirilir, aynı firmanın yayınladığı, (World of Color) ‘renk iletişimi sisteminin teknik danışmanlığı’nın yanı sıra ‘GemGuide’ adlı süstaşı fiyatlandırma dergisinin de yardımcı editörlüğünü de üstlenir. Gemoloji eğitimi alanında yaptığı çalışmalar ve özellikle arkeogemoloji konusundaki araştırmaları nedeniyle, ABD’nin yanı sıra dünyaca da bilinen AGA (Accredited Gemologists Associatlon) üyeleri tarafından, gemoloji alanında verilen prestijli bir ödül olan “ANTONİO C. BONANNO AWARD FOR EXCELLENCE İN GEMOLOGY” 2016 ödülüne layık görülür. Bu ödüle sahip, ilk vatandaşımız ve dünyada da tek kadın gemolog olan Dr. Çiğdem Lüle de dünyada kendi alanında adını duyuran Türklerden. Çok yoğun programı ile Avusturya’dan Gronland’a kadar dünyanın birçok ülkesinde gemoloji alanındaki eğitim programları veren Dr. Çiğdem Lüle vatanına da uğrayabiliyor. MTA Doğa Tarihi Müzesi bünyesindeki Gemoloji Laboratuvarı’nın kuruluşuna danışmanlığın yanı sıra yılın belirli dönemlerinde de laboratuvar ekibine dersler vermek üzere Ankara’ya gelen Dr. Çiğdem Lüle, ailesi ve arkadaşları ile hasret giderecek zamanı ancak böyle bulabiliyor.