Gazeteciler Cemiyeti tarafından Avrupa Birliği (AB) finansmanı ile yürütülen “Demokrasi için Medya/Medya için Demokrasi” programı (M4D) kapsamında, Ankara’daki Basın Evi’nde gerçekleştirilen atölyenin konuğu gazeteci-yazar Adnan Gerger oldu. “Medyada Gerçekçilik” konulu çalışmada Gerger, “Yeni medyanın iktidarı denetleyici olmaktan ziyade onun yerini pekiştirdiğini” belirtti
[caption id="attachment_171580" align="alignright" width="293"] M4D Proje Koordinatör Yardımcısı Seva Ülman[/caption] SULTAN YAVUZ - Gazeteciler Cemiyeti tarafından yürütülen ve Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen “Demokrasi için Medya/ Medya için Demokrasi” programı (M4D) çerçevesinde, Ankara’daki Basın Evi’nde düzenlenen atölyenin konuşmacısı, gazeteci-yazar Adnan Gerger oldu. “Medyada Gerçekçilik” başlıklı sunumda, Gerger değişen medyayı ve medyanın gerçeklikle olan ilişkisini anlattı. Sunum öncesi Gerger hakkında bilgi veren M4D Proje Koordinatör Yardımcısı Seva Ülman, onun gerçek bir gazeteci olduğunu vurgulayarak şimdiye kadar, çok satanlar da dahil olmak üzere 12 adet kitaba imza attığını söyledi.Yunus Nadi roman ödülünün yanı sıra 50’yi aşkın gazetecilik ödülünün sahibi olduğunu söyledi. Ülman devamla Gerger’in “Diyarbakır doğumlu olduğunu, Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde Fransız filolojisi bölümünü okumasının ardından mesleğe 1980 yılında Hürriyet gazetesinde başladığını ifade etti. Gerger’in çeşitli gazetelerde muhabirlik, haber müdürlüğü ve köşe yazarlığı yaptığını kaydeden Ülman, Gerger’in aynı zamanda Gazi İletişim Fakültesi’nde yedi yılı aşkın süre eğitmenlik görevini sürdürdüğünü de aktardı. Gerger’in 50 üzerinde ödüle layık görüldüğünü ifade eden Ülman, evli ve bir çocuk babası olan Gerger’in halen çeşitli gazete ve edebiyat dergilerinde düşünsel yazılar kaleme aldığını aktardı. Sunumuna, medyanın tanımının günümüzde haylice değiştiğini vurgulayarak başlayan Adnan Gerger, medyanın aslında toplumun bilgilendirilmesi, eğitilmesi ve haberdar edilmesi konularında belirleyici bir organ olduğunu ancak bunun giderek tersi yönünde değiştiğini belirtti. Gerger, medyanın yansıttıkları, yansıtmadıkları ve yansıtma biçimiyle demokrasi ve gerçeklik olgusunun ortasında durduğunu söyleyerek, medyanın haber vermenin ötesinde yeni bir anlayış taşıdığını belirtti. “Medya, iktidarı sürdüren bir araç hâline geldi” Amerikalı düşünür Noam Chomsky’nin “Gazetecinin evrensel kuralı gerçeği yazmaktır” sözünü hatırlatan Gerger, medyanın teokratik ülkelerde iktidara bağlı yeni gerçekler ürettiğine dikkat çekerek, bu tarz medya anlayışının olduğu ülkelerde halkın olup bitenlerle gerçekçi bir şekilde haberdar olmadığını ve bu haberdar olmama durumunun da farkında olmadığını ifade etti. Medyanın kendi başına politik bir dil hâline geldiğini vurgulayan Gerger, Fransız düşünür Louıs Althusser’in “devletin ideolojik aygıtları” kavramına gönderme yaparak, bu aygıtların temelinde günümüzdeki medyanın yer aldığını belirterek, medyanın iktidarın sürdürülmesinde bir araç olduğunun altını çizdi. Medyanın yeni bir toplum inşaasına hizmet ettiğini kaydeden Gerger şöyle konuştu: “Medya kamusal hizmet göreviyle dördüncü güç olup, iktidarı denetleyeceğine, iktidar adına ideolojiyi yeniden biçimlendirir hâle geldi. Bu ise halkı ayrıştırır, yalnızlaştırır, susturur ve rıza yaratır. İktidarın muhalif olan sesleri yasa dışı ilan edip, topluma ulaşmasını engellemesini sağlar. Muhalif tarafların dinlenmesini yok ederseniz, demokrasiden söz edemezsiniz. Doğru denilenleri tek bir bakış açısıyla vermekteki amaç ideolojik olarak bir yeniden inşadır. Mesela Körfez Savaşı sırasında medya sayesinde bu savaş meşrulaştırılmıştı.” “Teokratik devletlerde medya artık ikinci bir hükümet hâline geldi” Yeni medyanın manüpüle edici olduğunu ve gerçekleri çarpıtarak insanları buna inandırmasının iktidar tarafından belirlendiğini, istendiğini dile getiren Gerger, iktidarın tepkisiz topluluklara hegemonya kurmasının daha kolay olduğunu ifade etti. Yeni bir toplum inşa edilmeye çalıştığını belirten Gerger, medyanın sorgulamayan, soru sormayan izleyicilere dönüştürmeye çalıştığı toplumun tamamen iktidarın arzusu olduğunu kaydetti. İdeolojik aygıtlardan olan medyanın aynı zamanda otorite yaratma amacı da taşıdığını vurgulayan Gerger, “Teokratik devletlerde medya artık ikinci bir hükümet hâline geldi. Siyasal iktidarın halkla ilişkisinin nasıl olması gerektiğini, bu medya sayesinde sağlanır” dedi. Dijital ya da sosyal medyanın da bu olumsuz durumdan payını aldığına dikkat çeken Gerger, ülkelerin olağanüstü olaylarda önce interneti sansürlediğini ve iktidarların dijital medyaya karşı çıkıyormuş gibi görünseler de, aslında kendi iktidarlarını da en fazla bu mecralardan ürettiklerini belirtti. Gerger şunları söyledi: “Dijital medya da artık devletin elektronik gözü hâline geldi. Herkesi denetleyebilen ama kendisinin denetlenmediği panaptik bir bakış açısı mevcut. Her ne kadar alternatif olarak dijital medya üzerine konuşsak da, aslında onun denetimi de iktidara ait...”