HABER MERKEZİ - Buzul çağına ait masalların kulaklara fısıldandığı, evriminin belki de en yalın katmanıyla yüzleşen insanın hikayesidir Göbeklitepe. Hikayesini bugün anladığımız dil ve bildiğimiz hiçbir ölçütle kavrayamadığımız bir varoluş okyanusunun dibinde anlaşılmayı bekleyen uzak bir geçmişten başkası değildir. Bereketli hilalin kalbinde yükselen kireç taşından oyma sütunlar tüm dünyanın tarihe ve insana olan bakış açısını değiştireli sadece birkaç yıl olmasına rağmen 11.600 yıl öncesinden fısıldadığı esrarengiz günlüğünü kelime kelime bizlere sunuyor. Kazılarla birlikte, yerleşik yaşama geçişle ilgili bilinen tüm bilgileri alt üst eden kalıntılar ortaya çıktı. Herhangi bir gelişmiş teknik ve teknolojiden yoksun olarak, dikilebilmesi için devasa bir organizasyon ve işbirliği gerektiren 60 tonluk taşlar ne ifade ediyor? Doğanın tüm zorluklarına karşı, bu yapıyı inşa etmelerindeki motivasyon neydi? Dünyada kabul gören arkeolojik görüşe göre, avcı ve toplayıcı yaşam biçiminden yerleşik hayata geçilmesindeki en önemli faktörler açlık korkusu ve korunma içgüdüsü olarak gösterilirken, Göbeklitepe buluntuları ile yerleşik yaşama geçişte yüksek inancın da etkisinin olabileceği düşünülüyor. 21 Eylül’de açılan sergi, 31 Aralık tarihine kadar Cermodern ana galeride görülebilecek.
Editör: TE Bilisim