Serhan Asker’in her hafta sonu sunmaya başladığı o programı zevkle seyredenlerden biri de benim. Sanat, kültür, edebiyat, şiir, tiyatro, resim, heykel… Ne ararsanız var. Türkiye’mizin kaybolmuş eserlerini ve değerlerini tanıtıyor. Zevkle izlenen bir program. Kıskandım doğrusu. Gidilen yerlerdeki değerlerin tanıtımlarını, o yerlerde yaşayan değerlerin ürettiği eserlerin paylaşımını gördükçe hep memleketim aklıma geldi. Erzurumluyum. Bu ilin şimdi mahalle haline getirilmiş olan “Karaz” (Kahramanlar) köyünde 1948 yılının Kurban bayramında dünyaya geldim. Ben de bir köylü çocuğuyum ve köylülüğümle iftihar ediyorum. Çünkü, rafine insanlık köylerde başladı, halen köylerde devam ediyor. “O yörelerin değerleri tanıtılıyor da, benim yöremin değerleri neden tanıtılmasın?” kıskançlığı ile Serhan Asker’e bir tweet attım. Dedim ki: “Bu programlardan birisini de Erzurum’da yapsanız. Dadaşlık kültürünü, o kültürün yetiştirdiği değerleri bir güzel anlatsanız. Üstelik bu şehir Cumhuriyeti kuran şehir. Erzurum kongresini anlatın, bu şehrin erkek ve kadın kahramanlarını anlatın.” Sonra düşündüm, O programı yapanları o illerin belediye başkanları davet edip ağırlıyorlar. Bizde öyle bir Belediye başkanı, öyle bir vali var mı? Sonra hayıflanarak, o beyaz atlara binip giden yöneticileri ve dadaşları hatırladım. Dadaş, ağabey anlamında kullanılır. Koruyucudur, kollayıcıdır. Komşunun açlığından, tokluğundan, namusundan kendini sorumlu tutan adamdır. Orada güzel bir gelenek yıllar boyu yaşatıldı. Varlıklı, ya da orta halli aile reisleri akşamları evlerine götürdükleri erzakları büyük mendil anlamına gelen “mahrama” lara sararak götürürlerdi ki, alamayan insanlar varsa görüp imrenmesinler. Dadaşlık kültürünün ahlâk anlayışında o da vardı. Erzurum deyince birçok değer akla gelmeli. Başta Erzurum kongresini toplayan büyük kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk. Tarihi kongreyi topladığında şehrin kültür ve kahramanlığından o kadar etkilenmiş ki, nüfus cüzdanını şehrin ileri gelenlerine verip, “Beni bu şehrin nüfusuna kaydettirin. Bu şehrin hemşerisi olmak istiyorum.” Demiştir. Ve o muhteşem Türk başta olmak üzere, bu şehrin kadim kültüründe çok değerli hemşerileri vardır. Çok değerli valileri, çok değerli belediye başkanları olmuştur. Evet, şimdi o programın yapıcılarını bu şehre davet edecekte yürekte yöneticilerimiz yok. Ama olmalı. Memleketime haksızlık edenler gitmeli, o kadim dadaşlık kültürünü yaşatanlar mermer kitabeli mezarlarından kalkıp aramıza katılmalı. Ya da onların asaletini taşıyan dadaşlar.