İlerleyen yaşlarla birlikte daha sık rastlanan görme kayıplarının erken teşhisinin hayati öneme sahip olduğunu belirten Op. Dr. Metin Akpınar, yaşlılıkta bozulan göz sağlığının yol açtığı presbiyopi, katarakt, glokom ve göz kuruluğu hastalıkları hakkında bilgi verdi

NAZ AKMAN/ANKARA- Yaşlanma sürecinde gözü etkileyen yaşa bağlı ortaya çıkan rahatsızlıklar hakkında bilgi veren Op. Dr. Metin Akpınar, yaşa bağlı olağan göz değişiklikleri olan presbiyopi, pupillanın küçülmesi ve ışığa olan duyarlılığın azalması ile yaş ilerledikçe daha sık ortaya çıkan göz hastalıklarından göz kuruluğu, glokom, diyabetik retinopati ve katarakt konusunda uyarıda bulundu. Özellikle ilerleyen yaşlarda görülen presbiyopi, katarakt, glokom ve göz kuruluğu rahatsızlıkları kişilerin günlük yaşamlarını fazlasıyla olumsuz etkiliyor. Çeşitli etkenlerle ortaya çıkan göz hastalıklarının, erken teşhis edilmediğinde kalıcı görme problemlerine yol açıyor. İlerleyen yaşla beraber gözümüz başta olmak üzere vücudumuzun birçok noktasında deformasyon meydana gelebiliyor. Yaşlanmayla birlikte meydana gelen rahatsızlıkların, görme kaybı riski oluşturabiliyor. Göz rahatsızlıklarının erken teşhis ve tedavi edilmesi gerektiğini belirten Op. Dr. Metin Akpınar, yaşlılıkta en sık görülen göz hastalıklarını açıkladı. Özellikle 40 yaşından sonra daha sık rastlanan görme problemlerinin, tedavi edilmemesi durumunda körlüğe kadar ilerleyebileceğini ifade eden Akpınar, sağlıklı ve işlevsel bir hayat sürmede en önemli duyu organının göz olduğunu belirtti. Akpınar, “Yaşlanma sürecinden en fazla etkilenen duyu organımız gözdür. Yaşa bağlı ortaya çıkan göz hastalıkları genelde sinsice başlıyor. Oldukça yavaş ilerleyerek, çok ciddi sonuçlar doğurabilen bu hastalıkların tedavisi, özellikle ileriki aşamalarda mümkün olamayabiliyor. Bu nedenle sıklıkla göz kontrolleri yaptırmak, hastalıkların oluşturacağı tahribatı en aza indirmek noktasında erken teşhis ve tedavi çok önemli” dedi. Akpınar, “Yaşlanmaya bağlı göz rahatsızlıkları körlüğe yol açabiliyor” Özellikle ilerleyen yaşlarda görülen presbiyopi, katarakt, glokom ve göz kuruluğu rahatsızlıkları kişilerin günlük yaşamlarını fazlasıyla olumsuz etkiliyor. Çeşitli etkenlerle ortaya çıkan göz hastalıklarının, erken teşhis edilmediğinde kalıcı görme problemlerine yol açtığını belirten Op. Dr. Metin Akpınar, “Normalde fazlasıyla hassas bir organ olan göz, yaşlılıkta çok daha hassaslaşıyor. İlerleyen yaşa bağlı olarak ortaya çıkan göz hastalıkları, başlangıç aşamasında kişiler tarafından anlaşılamadığından, ileriki dönemde fark edilse bile dönülmez bir hal almış oluyor. Yaşlılarda sıklıkla görülen, presbiyopi, katarakt, glokom ve göz kuruluğu gibi rahatsızlıkların sonucu körlüğe kadar gidebiliyor. Bu gibi sonuçlarla karşılaşmamak için hastaların düzenli göz muayenelerini yaptırmaları, erken teşhisle oluşabilecek göz sağlığı tahribatlarının engellenmesi konusunda büyük önem taşıyor” diyor. “Yaşlılıkta bozulan göz sağlığı, farklı hastalıklara yol açabiliyor” Yaşa bağlı olarak yakın görüşün bozulması anlamına gelen presbiyopinin, şekil değiştirebilecek özellikte olduğunu belirten Akpınar, “Bu hastalıkta gözlerimizin içinde yer alan mercek, şekil değiştiremez hale geliyor. Bu nedenle bu hastalığa sahip olanlar, cisimleri 50 cm’den yakına getirdiklerinde görmede zorluk yaşıyorlar. Presbiyopi, tüm dünyada uygulanan göz içi Trifokal mercek operasyonları ile tedavi edilebiliyor. Dünyada en sık görülen görme hastalıklarından biri olan katarakt ise ciddi görme kayıplarına neden oluyor. Göz merceğinin saydamlığını kaybedip, tam ortasında beyazlığın ortaya çıkmasıyla kendini gösteren bu hastalık, sadece yaşlılarda değil, gençlerde de sıklıkla görülüyor. Kişinin gündelik yaşam kalitesini fazlasıyla olumsuz etkileyen katarakt, genelde buğulu görme, göz kamaşması, çift görme, renklerin matlaşması, ışık hassasiyeti, çok sık göz derecesi değişmesi gibi belirtilerle kendini belli ediyor. Katarakt tedavisi günümüzde lokal anestezi ile 15 – 20 dakika süren bir ameliyatla yapılabiliyor” diye konuştu. “Göz sinirinin iyileşmesi imkânsız olsa da tedaviyle hastalığın ilerlemesi engellenebiliyor” Akpınar, halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen Glokomun, dünyada yaklaşık 70 milyon hastada bu hastalık çeşidinin görüldüğünü söyleyerek, “Bu hastalık çeşidi, göz içi basıncının, optik sinir başının normal fonksiyonlarını olumsuz etkileyecek kadar yüksek seyretmesi ile gelişen bir hastalık. Erken teşhis konusunda en çok dikkat edilmesi gereken göz hastalığı olan glokom nedeniyle kaybedilen görme yetisi, bir daha kazanılamayabiliyor. Çoğunlukla görme tansiyonu sebebiyle ortaya çıkan bu hastalık, görme sinirinin tahribatına yol açıyor. Göz tansiyonu ise göz içindeki sıvının fazla olması ve basıncın normalden fazla olmasına neden olup, görme sinirini tahrip ediyor. Glokom nedeniyle zarar gören göz sinirinin iyileşmesi imkânsız olsa da doktor gözetiminde yapılan tedavilerle hastalığın ilerlemesi engellenebiliyor. Göz kuruluğunda gözyaşı, gözün kolay hareket etmesini, çevresel faktörlerden dolayı temizlenmesini ve nemlenmesini sağlayan en önemli unsurdur. Yeterli gözyaşının olmaması, gözde batma, yanma, kaşınma ve kızarıklık gibi şikayetlerin oluşmasına neden olur. Yaşlılarda göz problemleri, ilerleyen yaşa bağlı olarak çok daha fazla olduğu için göz yaşı kalitesi de oldukça düşüktür. Doktor gözetiminde kullanılan damla ve ilaçlar ile gözyaşı seviyesi artırılarak ya da cerrahi yöntemlerle gözyaşı kuruluğu tedavi edilebiliyor” dedi.
Editör: TE Bilisim