Birsen GÜRDİL Ve nihayet mübarek ramazan ayına kavuşuyoruz. 27 Mayıs Cumartesi günü başta Türkiye olmak üzere Müslümanların yaşadığı birçok ülkede, özellikle Avustralya, Endonezya, Malezya, Filipinler, Hindistan, Madagaskar, Kenya, Mozambik, Güney Afrika, Tanzanya, Afganistan, Pakistan, ırak, İran, Arap Yarımadası ve Balkanlar ve de Türkiye Cumhuriyetlerinin de Ramazan ayının huzur içinde geçmesi için yapılan çalışmalar ve hazırlıklar tamamlanmış, milyonlarca Müslüman bu kutsal ayı beklemeye başlamışlardır. Ramazan ayı içinde ülkemdeki muhteşem camilerimiz, kutsal mekânlarımız, türbeler, mezarlar ziyaretçi akınına uğramakla kalmaz, Topkapı Sarayı’nda bulunan kutsal emanetlerde büyük bir şevk içinde dualarla, hatta gözyaşları dökülerek ziyaret edilmektedir. Ramazan ayı içinde görülmesi gereken pek çok kutsal yapının bulunduğu Türkiye’de özellikle ziyaret edilmesi bence şart olan camilerin başında Dahi Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği Edirne’de ki Selimiye Camii gelmektedir. Selimiye Camii, klasik Osmanlı mimarisinin zirve noktası olarak ta tanımlanabilir. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almıştır. Güneşli havalarda kilometrelerce uzaktan görülen dört minareli bu şahane yapıyı bugün yerli, yabancı yüz binlerce turist ziyaret etmektedir. Mavi Cami (Blue Mosojue), Avrupalıların Mavi Cami olarak isimlendirdikleri Sultan Ahmet Camii, 20 bin ağırlıklı mavi İznik çinisi kullanılarak yapılmış olmasıdır. Sultan 1.Ahmet tarafından Ayasofya’nın tam karşısına inşa edilmiş olan caminin pek çok özelliğinin yanı sıra altı minareli olmasıdır. Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan cami Osmanlının yükselme döneminde İstanbul’un siluetine muhteşem bir görüntü vermekle kalmamış, sinesinde medrese, kütüphane, hastane, hamam, imaret ve dükkânları da barındırmıştır. “Kalfalık eserim” diyen Mimar Sinan’ın bu camide uyguladığı bir sistem ise batılı mimarları şaşırtacak nitelikte bir buluştur. Camii içinde kullanılan kandillerden çıkan is bir odaya toplanır. 1557 yılında ibadete açılmıştır. Mihrimah Sultan Camii, yine muhteşem Mimar Sinan’ın bir eseri olan Camii, Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan adına yaptırdığı bu kutsal eserin bir özelliği ise Nisan, Mayıs aylarının hicri takvimine göre her ayın 14’ünde iki minare arasında güneşin doğuşu, akşam günbatımı ve ayın doğuşunu izlemenin mümkün olmasıdır. Cami, 1548’de ibadete açılmıştır. Ortaköy Camii, İstanbul’un simgesi olan boğazın en müstesna kıyısında yükselen bu zarif yapı, Sultan Abdülmecit tarafından yapılmıştır. Geniş ve yüksek pencereleri ile güneşin gün boyu ışınlarına hedef olan Camii, 1854 yılında ibadete açılmıştır. 2016 yılında ise esaslı bir bakımdan geçirilmiştir. İstanbul’da İslam Âleminin toplanıp cemaat halinde kıbleye dönerek ibadet ettiği kutsal mekânlar sadece bu camiler değildir. Mega kent İstanbul, Osmanlıdan günümüze yapılan muhteşem yapılarla adeta dünya Müslümanlarının başkenti olmuştur. İstanbul’da yine Barok tarzında inşa edilmiş bir cami Nuru Osmaniye, batılaşma yıllarında yapılıp, 1755 yılında ibadete açılan bu camimiz medrese, imarethane, kütüphane, türbe, çeşme, sebil gibi birimleri ile tanınan bir baş yapıttır. 174 penceresi bulunan Cami, zarafeti ile tüm insanların dikkatini çekmektedir. Ulu Cami (Harem-i Şerif), Diyarbakır’ın tam ortasında bulunan bu cami 639’da bu şehri fetheden Müslüman Araplar tarafından Mortoma Kilesinin camiye dönüştürülmesi ile ortaya çıkmış, tarihi oldukça eski bir yapıdır. 639’da ibadete açılan Cami İslam Aleminin beşinci Harem-i Şerif’i olarak kabul edilmektedir. Sivas-Divriği Ulu Camii, Anadolu’da yapımı hayli eski olan ve tek muhteşem yapı olarak kabul edilen Ulu Cami, UNESCO dünya Mimari Listesinde yer almaktadır. Yıllar önce bu yapıyı gören Evliya Çelebi, hayranlığını şu sözlerle dile getirmiştir. “Üstat, mermer bu Camiye öyle emek sarf edip kapı ve duvarları öyle nakış eylemiş ki, methinde diller kısır, kalemler kırıktır.” Caminin ibadete açılış tarihi ise 1229 olarak belirtilmiştir. Ulu Cami, Yıldırım Beyazıd tarafından yaptırılan 20 kubbeli dikdörtgen planlı, içinde havuz ve abdest şadırvanı bulunmaktır. Bursa’nın Ayasofya’sı olarak vasfılandırılan bu Cami,1399 yılında ibadete açılmıştır. Eşrefoğlu Camii, Eşrefoğlu Beyliğinin kurucusu Seyfettin Süleyman Bey tarafından yaptırılan Caminin 46 ahşap sütundan oluşan ayakları yağan karın çatının ortasında bulunan boşluktan havuza akıtılarak oluşturulan nem ile çürümesi önlenmektedir. 1299 yılında hizmete açılan Cami, Uhrevi havasıyla gelenleri büyülemektedir. Ankara’da Hacıbayram, Kocatepe, Adana’da Sakıp Sabancı’ların muhteşem yapıtları ile yurdumuzda pek çok Cami ve kutsal yapı bu mübarek günlerde ziyaret edilmesi, ruh sağlığı içinde elzem yerlerdir.