Hindistan’da keşfedilerek dünyaya yayılan bir teknik olan kahkaha yogası, son yıllarda Türkiye’de de tercih edilen bir yöntem. Kahkaha egzersizleri ile yoga nefes tekniğinin harmanlanmasından oluşan ve bu sayede beyne ve bedene daha fazla oksijen gitmesi sonucunda kişinin daha sağlıklı ve enerjik hissetmesini sağlayan bu yöntemi, kahkaha yogası uygulayıcısı Didem İncedemir ile konuştuk. “Aklotus” farkındalık atölyesinin kurucusu İncedemir, kahkaha yogasını ve gülmenin mucizevi iyileştirici gücünü 24 Saat okurları için anlattı SULTAN YAVUZ- “Mutlu olduğumuz için gülmüyoruz, güldüğümüz için mutlu oluyoruz” Dr. Madan Kataria/ Kahkaha yogasının kurucusu Hintli Tıp Doktoru Madan Kataria, 1995 yılında keşfeder “kahkaha yogası”nı… Bir kişisel gelişim tekniği olan kahkaha yogası, kahkaha egzersizleri ile yoga nefes tekniğinin harmanlamasından oluşur. Bu teknik sayesinde kişinin bedenine ve beynine daha fazla oksijen gitmesi sonucunda, tekniği uygulayanlar daha enerjik ve sağlıklı hissediyorlar. Kahkaha yogası, herhangi bir mizah, şaka ya da komiklik olmadan herkesin nedensiz gülebileceği eşsiz bir teknik ve grup içinde bir egzersizle başlatılarak, göz göze kontak kurularak çocukça oyunlarla kısa sürede bir kahkahaya dönüşüyor. Kahkaha gerçek de, sahte de olsa aynı fizyolojik ve psikolojik faydalar sağlanıyor. Aklotus farkındalık atölyesinin kurucusu ve kahkaha yogası uygulayıcısı Didem İncedemir, kişisel gelişim eğitimiyle 19, kahkaha yogası ile de 10 yıldır ilgileniyor. Eski bir bankacı olan İncedemir, bir arkadaşının annesinin reiki ile ilgilenmesinin ardından geçirdiği dönüşümden etkilenerek bu alana yönelmiş. Kahkaha yogasının klasik bir yoga olmadığını kaydeden İncedemir, Aklotus atölyesinde haftalık ya da aylık kahkaha yogası yaptıklarını, okullara ve firmalara da seminer vermeye gittiklerini belirtiyor. “Çocuklar günde 400, yetişkinler 15 kere gülüyor” İncedemir, kahkaha yogasına ve gülmenin gücüne ilişkin şöyle konuşuyor: “Çocuklar günde ortalama 300 ila 400 kez gülerken, bizler en fazla 15 kez gülebiliyoruz. Basit bir kahkahanın vücudumuzda ve beynimizde gerçekleştirdiği etki küçük bir mucizedir. Kahkaha yogasında bir egzersiz olarak güldüğümüz için, kahkahayı istediğimiz süre kadar uzatabiliyoruz. Bu sayede kandaki oksijen seviyesi, kas gevşemesi, kan dolaşımı ve bazı hormonların salgılanması durumunda fizyolojik değişimler meydana geliyor. Kahkaha yogası genel olarak nefes egzersizleri, kahkaha egzersizleri, meditasyon ve gevşeme şeklinde dört bölümden oluşuyor. Doğru nefes, daha fazla kahkaha ve daha fazla sağlık… İçimizden kahkaha atmak gelmese bile doğru teknikleri öğrenerek attığımız kahkaha, beynimiz tarafından gerçeğiyle ayırt edilemiyor ve kişinin kahkahanın tüm faydalarından yararlanması sağlanıyor. Ayrıca düzenli olarak yapılırsa, gülmek bir alışkanlık haline geliyor ve bu alışkanlık insan sağlığını olumlu yönde etkiliyor.” Kahkaha yogasının faydaları İncedemir, kahkaha yogası sayesinde bedene daha fazla oksijen girdiği için stresi azalttığını ve mutluluk hormonu (endorfin) salgılanmasına neden olarak kişinin kendisini daha iyi hissettirdiğini belirtiyor. Bağışıklık sistemini güçlendiren, dolaşım sistemini hızlandıran ve dengeleyen kahkaha, bastırılan duyguların dışarı vurulmasına ve zihinde toplanan negatif düşüncelerin kahkaha yoluyla giderilmesini sağladığını ifade ediyor. Enerji ve motivasyonu artıran kahkaha sayesinde kişiler problemlere karşı daha pozitif bir bakış açısı geliştiriyor. İncedemir, kahkaha atmanın toplumumuzda çok da hoş karşılanmadığını şu sözlerle anlatıyor: “Aslında gülme başladığında birkaç dakika sürmeli ama günümüzde bunu yapamıyoruz. Yetişme tarzımızdan da kaynaklanıyor. Çok gülmenin ağlama getireceği, gülerken ağzın kapatılması gerektiği ya da ‘kadın kısmı güler mi?’ gibi bakış açıları nedeniyle yetişkin olduğumuzda tebessüm ettiğimizde bunu gülmek sanıyoruz. Gruba ilk gelenler ilk başta kahkaha atamıyorlar, biz de beyni kandırıyoruz. Rol yaptığınızda beyin bunun gerçekliğini algılayamıyor ve grubun sinerjisiyle ilk başta sahte olan kahkaha gerçeğe dönüşüyor. Kahkaha atmam diyen kişiler bile gülüyor. Tıpkı doğru nefes almayı hatırlayabildiğimiz gibi bedene kahkahayı yeniden hatırlatıyoruz. Kişi bir süre sonra rutin şekilde gülmeye başlıyor ve içten gülmenin normal bir şey olduğunu beden yeniden hatırlıyor.” “Gülmek ise bulaşıcı bir hastalık gibi” İncedemir, kahkaha yogasının yaşı olmadığını ve söz konusu tekniğin doğru nefesle birlikte yapıldığı için bedenin iç ve dış temizliğini yaptığını vurguluyor. İncedemir, “Tüm hücreler temizleniyor. İnsanlar hep stresli oldukları için öfkeli ve agresifler. Gülmek ise bulaşıcı bir hastalık gibi, ne kadar gülerseniz, karşınızdaki insan da size o şekilde karşılık veriyor” diyor. Birçok seminer ve eğitim alan İncedemir, 10 yıl önce kahkaha yogası ile tanıştığında saçma bulmuş. Didem İncedemir, kahkaha yogasına karşı olası önyargılar için de şunları anlatıyor: “Ha ha ha, ho ho ho” demek ve çocukça hareketler yapmak anlamsız gelmişti ama ilk günün sonunda kendimde değişimi hissettim. Çok ciddi ve mükemmelliyetçi bir insanken, artık gülebilen birine dönüştüm. Çocuklarım da bu durumu fark ettiler. Gülerek, o gün yaşadığınız tüm stresten kurtulabilirsiniz. Bazen seminerlerde önyargılı olan insanlar görünce hak veriyorum, ben de başlangıçta öyleydim çünkü. Onlar da seminer sonunda rahatlamış ve kendileriyle barışmış olduklarından, bu durum ayrı bir zevk veriyor.” Aklotus farkındalık atölyesine web sayfasından, İnstagram ve Facebook sayfalarından ulaşabilirsiniz.
Editör: TE Bilisim