Basketbolun kraliçesinin vefatına ana spor dalı atletizm kayıtsız kalamazdı. Bu nedenle spor yazarlarının kraliçeyle ilgili görüşlerini ilginize sunuyoruz. ERDOĞAN ARIPINAR: Örnek bir şahsiyetti. Basketbolcu, mimar ve insan olarak kendisini toplumun üstünde görmezdi. Zihinlerimizde ve kalplerimizde bu şekilde yer aldı. Nur içinde yatsın. MUSTAFA KAYA: Sadece basketbolculuğuyla değil, mimarlığı, antrenörlüğü ve insanlığıyla gönüllere girdi. İlk bakışta 2 metrenin üstünde boyu ile insanlar onu görünce şaşırsalar da, tanıdıkça ondan ayrılmak istemezlerdi. Allah rahmet eylesin. MUSTAFA SALİHOĞLU: Bayan basketbolunun köprüsü oldu. Oynadığı takım ribaunt ve hücumda ona ayak uydurdu. Erkeklerde Hüseyin Alp neyse, Gülseren Gönül oydu. GÜRAY SOYSAL: Sadece basketbolcu değil, aynı zamanda mimardı. Spor teşkilatının tesisler dairesinde çalışırdı. Babası hayatı boyunca onun yanında oldu. Evleri Anıttepe’deydi. Çocukları toplar onlara basketbolu öğretirdi. Bütün spor dallarına saygılıydı. Atletizm yarışlarında gülle atmak için okulu ve kulübü adına bulundu. Yüreği pamuk gibiydi, mimarlar genelde ince düşünen insanlardır, o da insanları kırmamaya özen gösterirdi. Ayakkabı bulmakta sıkıntı çektiğinden özel ayakkabılarla maça ve antrenmana çıkardı. Belediye ve yerleşim sitelerine basketbol ve spor sahası projelerini o çizerdi. Bu kültürü başlatan biri olduğundan çok sevilirdi. Allah rahmet eylesin. SERDAR ULUER: Nadide yetişen bir çiçekti, örnek bir sporcuydu. Kulüplerin arayıp da bulmakta zorlandığı önemli bir kadın pivottu. Bütün kulüpler onun peşindeydi. Kadın basketbolunun simgesiydi. Basketbol camiasından hiç kopmadı.