Utku ŞENSOY Türkiye kadar gündemin hızlı değiştiği kaç ülke vardır? Bu ülkede gazetecilik yapıyorsanız, sağdan sola dönerken gündemin değiştiğine tanık olursunuz. Meslek büyüğümüz, yöneticimiz uzun tatil taleplerime yıllarca fırsat vermemiş, “muhabirin tatili 10 günden fazla olmaz, gündemden kopar, oyundan düşersin” demişti. Yıllarca15-20 günlük tatillere hasret kalmıştım. Gerçekten de, kulağımıza küpe olan bu alışkanlıkla yazlığa, denize, güneşe hasret kalırken, meslek yaşamım boyunca, haftalarca, aylarca tatil yörelerine gidip, gazete okumadan, televizyonda haber izlemeden tatilde ıstakoz gibi uzanıp kızaran meslektaşlarımı anlamakta zorluk çektim. Gündemin sürekli değişken olduğu ülkemizde, ana konuları yakından takip edip, hakim olmak yeterli olmaz, yakın gelecekte muhtemelen önem kazanabilecek diğer konulara da vakıf olmak gerekir. “İkinci Yargı Paketi”, “ABD’nin yaptırım hazırlığı” gibi her an patlamaya hazır bomba konular hiç yabana atılmayacak cinstendir. Bu tür ikincil konulardan bolca mevcuttur ülkemizde. İKİNCİ YARGI PAKETİ Yargı Reformu kapsamındaki ilk paket olan, 39 maddelik yasa teklifinin TBMM’den geçmesinin ardından, gözler, kamuoyunda “af paketi” olarak bilinen, infaz ve nafaka ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı ikinci pakette. İki hafta içinde meclise gelmesi beklenen yaklaşık 30 maddelik ikinci paketteki, af yasası çerçevesinde neler olabileceğine ilişkin ipuçları da şekillenmeye başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikinci yargı paketinde yer alması beklenen, cezaevindeki mahkumlara yönelik ceza indirimi konusunda, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül›e 6 suç türünde indirim yapılmaması talimatını vermişti. “Terör, cinsel istismar, uyuşturucu, mükerrer suçlar, kasten adam öldürme ve organize suçlar”, Erdoğan’ın, asla indirim yapılmamasını istediği suçlar arasında yer alıyor. “Yaşlı, kadın ve hamilelerin infazlarını evde çekmeleri, hafta sonu infaz” gibi uygulamaların yanı sıra, “iyi halin de değerlendirilmesini” içeren öneriler, TBMM’ye getirilecek. Son karar Meclis›in olacak. ABD YAPTIRIM HAZIRLIĞINDA Washington, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı, S-400’leri Nisan ayında devreye koyması halinde bu yaz, yaptırımların uygulanabileceğini açıkladı. Kısa adı CAATSA olan, “ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası”, henüz uygulanmamasına rağmen, Türkiye şimdiden F-35 programından çıkarıldı. ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi ve Askeri İşlerden Sorumlu Müsteşarı Clarke Cooper, Türkiye›nin bu sorunu çözmek için “sürenin giderek azaldığına” dikkat çekip, “CAATSA hükümlerinin bu yaz uygulamaya konulabileceği” uyarısında bulundu. Anlaşılan, 2020 yazı yine sıcak geçeceğe benziyor! *** Potansiyeli olan “bomba konuların” yanı sıra, Brüksel’den gelen son açıklama ve Rahşan Ecevit’in vefatı gündemde olmayan, bu nedenle de farklı bakış gerektiren konulardandı. AB, ANKARA’DAN MEMNUN! Uzun bir süredir, belki de ilk kez bir konuda Ankara Brüksel’i tatmin edebildi! “Bayram değil, seyran değil, hayırdır ne iş?” diyenleriniz olabilir. Konu, kaçak göçmenlerin önlenmesi, Avrupa Birliği’nin sınır güvenliğini iyi sağlamış olmamız ile ilgili. AB Sınır Güvenli Ajansı Frontex, 2019 yılında 82 binden fazla göçmenin, Doğu Akdeniz rotasından AB’ye girme teşebbüsünde bulunduğunu açıkladı. Bu rakam her ne kadar 2018 yılına göre, (55 binle sınırlıydı) önemli bir artış gibi görünse de, Suriye’deki çatışma ortamı ve Afganistan’daki istikrarsızlık dikkate alındığında, Türkiye’nin “görevini iyi yaptığı” anlamına geliyor. Türkiye’den Avrupa’ya kaçak geçişlerde artış yaşansa da, Ankara’nın çabalarını takdir eden Brüksel, “Türk Sahil Güvenlik ekiplerinin göçmenlerini durdurmak için iyi çalıştığına” vurgu yaptı! Göçmen krizinin Avrupa Birliği için tehdit oluşturduğu 2016 yılında 900 bine yakın göçmenin birlik kapılarına dayandığı hatırlanacak olursa, Türkiye, anlaşma karşılığı 6 milyar Avro verileceğini taahhüt eden Brüksel’i büyük bir dertten kurtarmışa benziyor. Tabi bu konudaki mutabakatın, tamamen Ankara’ya verilen sözlerin yerine getirilmesine bağlı, aksi takdirde dalga, dalga sınırlarımıza kadar dayanan yüzbinlerle ve içimizde dolaşan 5 milyona yakın göçmen-mültecinin salıverilmesiyle tüm Avrupa’nın gündemi bir anda allak bullak olabilir, Brüksel’deki dostlarımızın kimyası bozulabilir! RAHŞAN ECEVİT Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in eşi ve DSP’nin kurucusu Rahşan Ecevit yaşamını yitirdi. 97 yaşında tedavi gördüğü GATA’da yaşamını yitiren Rahşan hanım, Bülent Ecevit’in ölümüne kadar eşinin yanından hiç ayrılmadı. Beşevler’de bulunan genel merkezdeki basın açıklamalarında Rahşan hanımın, kameraların kaydını durdurup, Bülent Ecevit’in kravatını düzelttiği günler belleklerimdeki canlılığını hala korur. Ecevitlerin sevgi ve muhabbetleri, en az siyasi yaşantıları kadar konuşulmuştur. Şair kimliği ile de bilinen Bülent Ecevit, eşi Rahşan Ecevit’e sevgisini ona yazdığı "El ele büyüttük sevgiyi" şiiriyle anlatmıştı: Birlikte öğrendik seninle avcumuzda yüreği çarpan kuşa sevgiyi el ele duyduk kumsalda denizin milyon yılda yonttuğu taşa sevgiyi tırtılları tanıdık seninle baharda tırtılken daha sevmeyi öğrendik sevgiden üreyen kelebeği toprağı evimiz gibi sevdik seninle birlikte sevdik kuru toprakta ev küren köstebeği köstebeğinden toprağına taşına tırtılından kelebeğine kuşuna el ele sevdik bu dünyayı acısıyla sevinciyle sevdik yazıyla kışıyla sevdik köy-köy ülke-ülke gökler gibi sardı dünyayı yağmur gibi sızdı dünyaya dünya kadar oldu sevgimiz el ele büyütüp el ele derdik el ele derip insana verdik verdikçe çoğalan sevgimizi Bülent Ecevit