ANKARA - Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri ve GÖP Dönem Sözcüsü Ümit Gürtuna,"Özgür ve demokratik toplumlarda örgütlenme, ifade ve basın özgürlüğü, bilgi edinme, eleştirme, protesto etme ve gösteri düzenleme temel haklardandır. O nedenle de hem ulusal düzenlemelerle hem de uluslararası beyannamelerle teminat altına alınmışlardır"dedi.

Gürtuna yaptığı açıklamada, "Seçimler çeşitli rejimlerde olabilmektedir. Demokrasilerde seçimlerin önemi halkın yeterince ve adil bir şekilde bilgilendikten sonra bilinçli tercih yapabilmesi, milli iradenin bilgi ile şekillenen tercihine göre ülke yönetimlerinin oluşmasına imkan vermesidir. İfade ve basın özgürlüğü önündeki her engel demokrasiye vurulan yeni bir darbe, engellemedir. İfade ve basın özgürlüğünün baskı altına alındığı, sansür, oto-sansür mekanizmalarıyla sınırlandığı, yoksunlaştırıldığı ve hatta algı operasyonları yapılarak muhalif seslerin susturulduğu durumlarda demokrasiden bahsedilmesi mümkün değildir" şeklinde konuştu.

Türk medyasına yönelik sindirme ve uysallaştırma kampanyasının giderek yabancı basına yönelik olarak da uygulanmaya başlanmasının endişe verici bir durum olduğunu söyleyen Gürtuna, "94 gazeteci örgütünün oluşturduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu dönem sözcüsü Gazeteciler Cemiyeti’nin Özgürlük için Basın programı Mart ayı raporunda "daralan özgürlük ortamından" yabancı medya mensuplarının da nasiplerini aldığına dikkat çekilmiş Norveçli, İspanyol, İngiliz ve Alman gazetecilere bu dönem çalışma izni verilmemesi, bazılarının daha havaalanındayken cep telefonları ile bilgisayarlarının mahkeme kararı olmaksızın incelemeye alınması, yine bazılarının ülkelerine geri dönmek zorunda bırakılması endişe verici olarak nitelenmişti" dedi.

"Maalesef, durum giderek kötüleşmektedir" ifadesini kullanan Gürtuna, bu dönemde sınır dışı edilen, gözaltına alınan, Türkiye’ye sokulmayan veya haklarında çeşitli nedenlerle soruşturma açılan yabancı gazetecilere Amerikalı, Yunan, Rus ve Hollandalı muhabirlerin de eklendiğine dikkat çekti.

Hükümetin bu duruma kabul edilebilir, mantıklı cevap vermek yerine sıklıkla "güvenlik gerekleri" açıklamasını yapmasının sanki bir yerlerde yabancı medya kurumlarının ve gazetecilerin de sınıflandırılıp bir ambargo listesinin oluşturulduğu izlenimi verdiğini söyleyen Gürtuna şöyle konuştu:

"Elbette ki yabancı gazetecilerin Türkiye’de bulunmalarını ve çalışmalarını düzenleyen yasalar, genelgeler vardır ve bunlara uyulmalıdır. Ancak, Türkiye’den transit geçecek bir fotoğraf muhabirinin havaalanından ülkesine geri gönderilmesinin veya yıllarca İstanbul’da görev yapan bir muhabirin oturma, çalışma izninin yenilenmemesi yoluyla ülkeden ayrılmaya mecbur bırakılmasının "güvenlik gerekçeleri" gibi genel ve muğlak bir ifade ile geçiştirilmesi kabul edilemez. Yabancı basın mensuplarına yönelik ve ülke imajını da ciddi bir şekilde zedeleyen bu durumun mantıklı, uluslararası normlara uygun izahata ihtiyacı vardır.

Gazetecilere Özgürlük Platformu olarak gelişmelerden büyük kaygı duyduğumuzu, yabancı meslektaşlarımızla dayanışma içerisinde olduğumuzu kamuoyuna açıklarız."