Güray SOYSAL
Muazzam gösteri öncesinde mahrum kaldık
YUMURTA KAPIYA GELİNCE…
Geçen Cuma günü Trabzon’daki Milli maç nedeniyle işlerimizi erken bitirip, televizyonun karşısına geçip başlamaya başladık.
Maç 21.45’de oynanacağı için, elimizde telefon, gözlerimiz ise Türkiye-Rusya maçının hangi kanalda olacağını bir türlü öğrenmeye çalıştık. Gördüğüm kadarı ile, benim gibi birçok sporseverde bu maçın hangi kanalda olacağını bilmiyordu.
Elimizde uzaktan kumanda ile kanallar arasında gezip durduk.
Saat 21.45 olduğunda da ümidimiz iyice bitmişti.
Zira kimseden ve hemen hemen her televizyondan bu konuda açıklama bile alamıyorduk. 2 dakika geçmişti ki, TRT 1’den maçın ekranlara geldiğini öğrendik.
İçimizdeki hırsla TRT ve kanalların yöneticilerine ağzımıza geleni söyleyip, ekranın karşısından ayrılmayarak maçı izledik.
Buraya kadar benim gibi sporseverlerin sıkıntılarını iletmeye çalıştım.
Sonra öğreniyorum ki, bu şekil sonunda 4 yıl süre ile milli takımın maçları TRT 1 ekranlarında olacakmış.
Oysa…
Bu işleri zamanında halletme becerisinde bir türlü olamayan TRT yöneticileri, bu şekillerini ortaya koyup, herkese nasıl ot yoldurduklarının bile farkında olmadıklarını görüyoruz.
İşin hallini, yumurtanın deliğe gelmesinden sonra düşünenlerin bu son örnekleri ile kamu yayınının nasıl olması konusunu bir kez daha öğrenmeleri gerekiyor.
Demek ki, 4 yıllık anlaşma yapılabilirmuş.
Keşke, bu son dakika çabalarını, 2 ay önce gösterebilselerdi.
Millete ot yoldurmanın önüne bir geçebilseler.
İKİ KARDEŞİM EMEKLİ OLDU
Yıllarını TRT Spor Servisine veren Güven Göktaş ve Zafer Akyol, bir takım direnç karşısında ne yapılmasını bilmeyenlerin acaip istekleri karşısında emekliliklerini istedi.
Her zamanki başarılı programlarla izlenebilir spor adamları olan bu iki kardeşim, TRT’nin İstanbul’a taşınma talebi üzerine, emeklilik dilekçelerini masanın üzerine bıraktı.
Şimdi emekliliğe adım atmaya hazırlanan Güven Göktaş ile Zafer Akyol, bir süre dinledikten sonra gazeteciliklerine başka bir kuruluşta devam edeceklerini de söyledi.
Bilindiği gibi, vatmana izin gününde ne yaptığı sorulduğunda “Tranvay’a binerim” cevabını verdiğini göre, iki meslektaşımda, bundan sonraki hayatlarını meslekleri ile kuruluşlardan birinde daha devam ettireceği görüşündeyim.
Nerede nasıl bir iş bulurlar bilmiyorum, ancak bu iki emeklilik konusunda TRT’nin bilhassa Spor haberlerinin iyice zayıfladığı şu günlerde kapışılacağını zannediyorum.
Lafı fazla uzatmadan, bu iki kardeşin son kararları karşısında saygı duyarken, her zamanki sevgimin onlarla birlikte olacağını tekrarlarım.
BRAVO MOTOSİKLET FEDERASYONUNA
[caption id="attachment_137513" align="alignright" width="508"]
Başarısını iyi kanıtladı[/caption]
Geçenlerde Afyon’da büyük bir şampiyona vardı.
Özel olarak hazırlanan parkurda Dünya Motokros Motosiklet Şampiyonası birçok yerli ve yabancı sporcunun katılımı yapıldı.
Amerika ve Kanada’daki CBS Sport’ta, Eurosport’ta, Belçika’daki Play Sport 1’de, İtalya’daki Rai Sport’ta, Hollanda’daki Nos TV’de, Portekiz’deki Sport ile Fox Sport’ta, Çin’deki Star Sports’da yayınlanan Dünya Motokros Motosiklet Şampiyonunu yaklaşık 1.8 milyar kişi izleme imkanını buldu.
Böylesine büyük bir spor olayının turizme de katkısının olacağını muhakkak.
Bu büyük organizasyonun alınmasında başrolü oynayan, Federasyon Başkanı Bekir Yunus Uçar’ı kutlarım. FIM yetkilerinin beş yıldız üzerinden tam puan verdiği organizasyonu “Daha iyisini yapmak imkansız” diye dile getiren Uluslararası yetkilerinin övgüleri bizleri de gururlandırdı.
Onun için, bir zamanlar Spor-Toto Teşkilat Başkanlığı da yapan Bekir Yunus Uçar kardeşimi tebrik ederim.
Herşeyini bu işi veren bu genç Başkan ile bir kez daha gurur duydum.
iYi YOLDA GiDiLiYOR
Doğrusunu isterseniz Gençlerbirliği’nin ilk haftalarda böylesine başarılı olacağını hiç beklemiyordum.
Rahmetli İlhan Cavcav’ın ortaya çıkardığı bu takımın, onsuz 1 nci Ligde bocalayacağını düşünmüştüm.
4 haftalık süreç içinde, onlar beni mahcup ettiler.
Başarılarıyla içlerindeki muhalefeti dahi susturan mevcut takım, bu olumlu gidişlerini sezonun sonuna kadar devam ettirirlerse, özlemini duydukları Süper Lige yeniden kavuşurlar.
Süper Ligde yer alan Ankaragücü ise, kör-topal gidiyor.
Önümüzdeki haftalarda Ankaragücü’ne beklenen zaferler geleceği görüşündeyim
Şimdi ne yapıyor? YUSUF ELDEK
Romanya’nın Köstence şehrinin Köseabdi köyünde 1933 yılında dünya gelen ve gençliğinde trenle yarışıp, Atletizm Milli Takımının formasını bileğinin hakkı ile giyen Yusuf Eldek, binicilik ve futbolla da meşgul oldu. Sincan’daki Spor Kulübünü 1949 yılında kuran Eldek, 1952 yılından başladığı atletizm sevgisini her geçen gün büyülttü. Bir yandan uçak fabrikasında teknisyenlikteki yapan bu değerli atletimiz evden, işine gidişte her sabah ayağına geçirdiği çivili ayakkabılarla Sincan’a kadar trenlerle yarışıp durdu. Bu çabası sonunda 1954’de Brüksel’de yapılan Dünya Demiryolları Kros Şampiyonasındaki yarışında ilk üçün arasına girmeyi başardı. İlk kez Lüksemburg’da düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonasında milli formayı giymeyi elde etti. Başarıları karşısında yabancı ülkelerden transfer teklifini elinin tersi ile kabul etmeyen Yusuf Eldek, birçok kez Ay Yıldızlı forma ile hep başarıya koştu.1964’de faal atletizme nokta koyan Eldek, Atletizm Federasyonunda da görevler aldı. Şimdilerde sağlık problemleri nedeniyle Pursaklar’da bulunan huzurevinde bulunan atletizmimizin bu koca çınarının iki çocuğu bulunuyor.
KURTHAN HOCA'YI ANIYOR VE ARIYORUZ
Türk atletizminin, basınının, akademi ve siyaset dünyasının, at sevgisinin ve zevkle yiyip-içme sanatının unutulmaz isimlerinden, rahmetli Prof. Dr. Kurthan Fişek'i , ölüm yıl dönümünde bir toplantıyla anılacak.
Öğrencileri, dostları, arkadaşları, atlet-gazeteci-bilim adamı-siyasetçi ahbaplar için çağırı yapıldı. Anma töreninde spor dostu hoca yaşarken olduğu gibi, hiç bir protokol kuralı, davetiye uygulaması olmayacak. Tek katılım şartı: Kurthan Hoca'nın dostu, ahbabı olmak bulunuyor... Durumu uygun olanlar; 17 Eylül Pazartesi günü biraraya gelip, sıfırcı hoca anılacak ve aranacak... Toplantının saati ve yeri daha sonra duyurulacak.
Ön duyuru dostlarına bu şekilde oldu…
Geçen Cuma günü Trabzon’daki Milli maç nedeniyle işlerimizi erken bitirip, televizyonun karşısına geçip başlamaya başladık.
Maç 21.45’de oynanacağı için, elimizde telefon, gözlerimiz ise Türkiye-Rusya maçının hangi kanalda olacağını bir türlü öğrenmeye çalıştık. Gördüğüm kadarı ile, benim gibi birçok sporseverde bu maçın hangi kanalda olacağını bilmiyordu.
Elimizde uzaktan kumanda ile kanallar arasında gezip durduk.
Saat 21.45 olduğunda da ümidimiz iyice bitmişti.
Zira kimseden ve hemen hemen her televizyondan bu konuda açıklama bile alamıyorduk. 2 dakika geçmişti ki, TRT 1’den maçın ekranlara geldiğini öğrendik.
İçimizdeki hırsla TRT ve kanalların yöneticilerine ağzımıza geleni söyleyip, ekranın karşısından ayrılmayarak maçı izledik.
Buraya kadar benim gibi sporseverlerin sıkıntılarını iletmeye çalıştım.
Sonra öğreniyorum ki, bu şekil sonunda 4 yıl süre ile milli takımın maçları TRT 1 ekranlarında olacakmış.
Oysa…
Bu işleri zamanında halletme becerisinde bir türlü olamayan TRT yöneticileri, bu şekillerini ortaya koyup, herkese nasıl ot yoldurduklarının bile farkında olmadıklarını görüyoruz.
İşin hallini, yumurtanın deliğe gelmesinden sonra düşünenlerin bu son örnekleri ile kamu yayınının nasıl olması konusunu bir kez daha öğrenmeleri gerekiyor.
Demek ki, 4 yıllık anlaşma yapılabilirmuş.
Keşke, bu son dakika çabalarını, 2 ay önce gösterebilselerdi.
Millete ot yoldurmanın önüne bir geçebilseler.
İKİ KARDEŞİM EMEKLİ OLDU
Başarısını iyi kanıtladı[/caption]
Geçenlerde Afyon’da büyük bir şampiyona vardı.
Özel olarak hazırlanan parkurda Dünya Motokros Motosiklet Şampiyonası birçok yerli ve yabancı sporcunun katılımı yapıldı.
Amerika ve Kanada’daki CBS Sport’ta, Eurosport’ta, Belçika’daki Play Sport 1’de, İtalya’daki Rai Sport’ta, Hollanda’daki Nos TV’de, Portekiz’deki Sport ile Fox Sport’ta, Çin’deki Star Sports’da yayınlanan Dünya Motokros Motosiklet Şampiyonunu yaklaşık 1.8 milyar kişi izleme imkanını buldu.
Böylesine büyük bir spor olayının turizme de katkısının olacağını muhakkak.
Bu büyük organizasyonun alınmasında başrolü oynayan, Federasyon Başkanı Bekir Yunus Uçar’ı kutlarım. FIM yetkilerinin beş yıldız üzerinden tam puan verdiği organizasyonu “Daha iyisini yapmak imkansız” diye dile getiren Uluslararası yetkilerinin övgüleri bizleri de gururlandırdı.
Onun için, bir zamanlar Spor-Toto Teşkilat Başkanlığı da yapan Bekir Yunus Uçar kardeşimi tebrik ederim.
Herşeyini bu işi veren bu genç Başkan ile bir kez daha gurur duydum.
iYi YOLDA GiDiLiYOR
Doğrusunu isterseniz Gençlerbirliği’nin ilk haftalarda böylesine başarılı olacağını hiç beklemiyordum.
Rahmetli İlhan Cavcav’ın ortaya çıkardığı bu takımın, onsuz 1 nci Ligde bocalayacağını düşünmüştüm.
4 haftalık süreç içinde, onlar beni mahcup ettiler.
Başarılarıyla içlerindeki muhalefeti dahi susturan mevcut takım, bu olumlu gidişlerini sezonun sonuna kadar devam ettirirlerse, özlemini duydukları Süper Lige yeniden kavuşurlar.
Süper Ligde yer alan Ankaragücü ise, kör-topal gidiyor.
Önümüzdeki haftalarda Ankaragücü’ne beklenen zaferler geleceği görüşündeyim
Şimdi ne yapıyor? YUSUF ELDEK
Romanya’nın Köstence şehrinin Köseabdi köyünde 1933 yılında dünya gelen ve gençliğinde trenle yarışıp, Atletizm Milli Takımının formasını bileğinin hakkı ile giyen Yusuf Eldek, binicilik ve futbolla da meşgul oldu. Sincan’daki Spor Kulübünü 1949 yılında kuran Eldek, 1952 yılından başladığı atletizm sevgisini her geçen gün büyülttü. Bir yandan uçak fabrikasında teknisyenlikteki yapan bu değerli atletimiz evden, işine gidişte her sabah ayağına geçirdiği çivili ayakkabılarla Sincan’a kadar trenlerle yarışıp durdu. Bu çabası sonunda 1954’de Brüksel’de yapılan Dünya Demiryolları Kros Şampiyonasındaki yarışında ilk üçün arasına girmeyi başardı. İlk kez Lüksemburg’da düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonasında milli formayı giymeyi elde etti. Başarıları karşısında yabancı ülkelerden transfer teklifini elinin tersi ile kabul etmeyen Yusuf Eldek, birçok kez Ay Yıldızlı forma ile hep başarıya koştu.1964’de faal atletizme nokta koyan Eldek, Atletizm Federasyonunda da görevler aldı. Şimdilerde sağlık problemleri nedeniyle Pursaklar’da bulunan huzurevinde bulunan atletizmimizin bu koca çınarının iki çocuğu bulunuyor.
KURTHAN HOCA'YI ANIYOR VE ARIYORUZ
Türk atletizminin, basınının, akademi ve siyaset dünyasının, at sevgisinin ve zevkle yiyip-içme sanatının unutulmaz isimlerinden, rahmetli Prof. Dr. Kurthan Fişek'i , ölüm yıl dönümünde bir toplantıyla anılacak.
Öğrencileri, dostları, arkadaşları, atlet-gazeteci-bilim adamı-siyasetçi ahbaplar için çağırı yapıldı. Anma töreninde spor dostu hoca yaşarken olduğu gibi, hiç bir protokol kuralı, davetiye uygulaması olmayacak. Tek katılım şartı: Kurthan Hoca'nın dostu, ahbabı olmak bulunuyor... Durumu uygun olanlar; 17 Eylül Pazartesi günü biraraya gelip, sıfırcı hoca anılacak ve aranacak... Toplantının saati ve yeri daha sonra duyurulacak.
Ön duyuru dostlarına bu şekilde oldu…
