Mehmet Necati GÜNGÖR Tekil iradenin “seçilse bile” sözünden bir gün sonra Mansur Yavaş hakkında soruşturma açıldığı yolundaki son dakika haberine şaşırmadık. Yüksek yerden talimat gelmişse, hukuk gereğini yapacaktır. Ülkemizde böyle bir hukuk işliyor zira. Yoksa, yukarıdaki sözden hemen sonra soruşturma açılması sizce olağan bir iş midir? Diyelim ki, Ankara’yı alması kesinleşen Mansur Yavaş’ı seçime sokmadınız, rakibi Özhasekici geldi oturdu o koltuğa. Orada rahat icraat yapacağını mı sanıyorsunuz? Halkla inatlaşmanın maliyetini hesap edemediniz mi? Akıllı siyaset halkla inatlaşmaz. Zira, bunun ön kayıp olacağını bilir. Seçmen iradesine rağmen Yavaş’ı sandığın dışına itmenin maliyeti, özellikle iktidarın ve iktidar ortağının aleyhine nasıl sonuçlar vereceğini hesap etmiyorlar mı? Durun, biz tahmin edelim: Halk inatlaşır, ittifakın diğer adaylarından birine yüklenir. Baktım, SP adayı Mesut Doğan. Seçmen, Doğan’a yüklenir ve muhtemelen Doğan’ı seçer. Bununla da bitmez, millet ittifakının büyükşehir Belediye Meclisini büyük oy çoğunluğu ile seçer. İttifakın Belediye Meclisi, koltuğa oturtulan Özhasekici’ye orada rahat verir mi sanıyorsunuz? Adım bile attırmaz, Bütçesini, ardından da kendisini düşürür. Ya da içlerinden birini Belediye Başkanlığına getirir. Her iki halde de, tuzakçılar mağlûp olur. Ayrıca; Mansur Yavaş, ülkücü kökenli bir siyasetçidir. MHP’nin Beypazarı Belediye başkanı olarak başarılara imza atmış bir siyasetçidir. Bu duruma ülkücüler sessiz kalır mı sanıyorsunuz? Böyle bir durum MHP’nin genel başkanını o kamuoyunda sorgulatmaz mı? Biz söyleyelim: MHP Genel Başkanının da siyasi hayatını bitirmeye kadar giden bir yol olur. Belki de hakkı yenmiş olan Mansur Yavaş, bu partinin genel başkanlığına seçilir, böylece Cumhur ittifakı da büyük yara alır ve büyük kayba uğrar, yani dağılır gider. “Her şerden bir hayır doğar” derler ya, Yavaş’ın seçime sokulmaması belki de bazı hayırlara vesile olur.