Milattan Önce 1760 civarında Mezopotamya’da Babil Kralı Hammurabi’nin dikme taşa çivi yazısıyla yazılmış, tarihin eski kanunlarından birisidir. Suçlular için ağır yaptırımlar içeren, “kana kan, dişe diş” anlayışı ile kaleme alınmış ve uygulanmıştır. “Bir başkasının gözünü çıkaran bir kişinin gözü çıkarılır, bir başkasının dişini kıran bir kişinin dişi kırılır.” 1760 oradan, 2016 buradan; tam 3776 yıllık geçmişi olan yasalar. Aslı Sümer Hukuku’na dayanır. Bakın, 3776 yıl öncesinden yargıçlara nasıl bakıyor: “Madde: 5- Eğer bir yargıç bir davaya bakar ve bir karara varırsa verdiği hükmü yazılı olarak takdim eder; daha sonra verdiği kararda bir hata ortaya çıkarsa ve bu kendi hatasından kaynaklanırsa o zaman davada onun tarafından kararlaştırılan para cezasının on iki katını öder ve halka ilan edilerek yargıçlık makamından el çektirilir ve bir daha asla yargıçlık icra etmek için oraya oturamaz.” İlkçağın hukuk kafası, adalet dağıtması gereken yargıç için bunu öngörüyor. Kararı yanlış çıkarsa sadece on iki kat para cezası ödemekle kalmıyor, mesleği de elinden alınıyor. Hammurabi kanunlarında inşaatçılar için de hükümler var: “- İnşaat işiyle uğraşan kişi, birisi için ev yaptığında işini sağlam ve yeterince eksiksiz yapmazsa ; inşa edilen ev, bu nedenle bir gün yıkılıp ev sahibinin ölümüne yol açarsa, evi yapan kişi ölüm cezasına çarptırılacaktır. - Evin yıkılması ev sahibinin oğlunun ölümüne yol açarsa bu sefer de evi yapan kişinin oğlu ölüm cezasına çarptırılacaktır. - Ev sahibinin kölesi ölürse, evi yapan kişi ev sahibine köle vermekle yükümlüdür. - Ev sahibinin herhangi bir eşyası hasara uğrarsa, evi yapan kişi bunu ödeyecek, ayrıca işine özen göstermediğinden ve evi yeterince sağlam inşa etmediğinden ötürü evin yıkılmasına yol açtığı için kendi imkanlarıyla yeni bir ev inşa edecektir.” Evlilik de bir ”inşa” olduğuna göre, Hammurabi’nin karı-koca ilişkilerine dokunmadan geçmeyelim. İşte yasa maddeleri: “128. Bir adam bir kadını karı olarak alır; ancak, aralarında her hangi bir ilişki söz konusu olmazsa bu kadın o adamın karısı olmaz. 129. Bir adamın karısı başka bir adam ile basılırsa (suçüstü halinde) her ikisi de bağlanır ve suya atılır; ancak, koca karısını, kral da kölelerini affedebilir. 130. Bir kişi, henüz erkek olarak bilinmeyen, hala babasının evinde yaşayan ve onunla uyuyan başka bir adamın karısına (nişanlı ya da çocuk annesi) tecavüz ederse ve bu adam öldürülür; ancak kadın masumdur. 131. Eğer bir adam başka birisinin karısını itham ederse; ancak, o kadın başka bir adamla basılmazsa kadın yemin etmek zorundadır ve ancak ondan sonra kendi evine dönebilir. 132. Bir adamın karısının başka bir adam ile ilgili olarak dedikodusu yapılırsa; ancak, kadın diğer adamla uyurken yakalanamazsa kadın kocası için nehre atılır.” Milat’ın öncesi, sonrası fark etmiyor. İnsan ve toplum ilişkileri hep aynı. Yasalar da… Hammurabi’nin en çok tuttuğum yasa maddesi yargıçlarla ilgiliydi. Yanlış karar veren yargıcı yakan Hammurabi’ye selam olsun…