Altındağlı taksi sürücüsü Mahmut "Hayat bir taksi gibidir. Gitseniz de dursanız da taksimetre işler." diyor. 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları taksimetresi de 1 yıl kaldığını gösteriyor. Bazı ülkeler 2. Dünya Savaşı'ndan sonra şu üç soruya cevap ve çözüm buldular, sporda başarılı olurlar. Ama biz bulamadık. Soru 1: ABD sporda neden başarılı? Soru 2: Türkiye Kenya, Jamaika'dan daha çok spora bütçe ayırıyor ama olimpiyat madalya sıralamasında onları geçemiyor? Neden? Soru 3: Yoksa biz yeteneksiz miyiz? Birinci sorunun cevabı: ABD'de anneler babalar çocuklarının ellerinden tutup spor tesisine götürüyor ve en iyi antrenörlerle çalışmasını sağlıyor. Çünkü ABD'de her üniversite spor dallarına burs veriyor. Spor bursu kotalarla spor dallarına bölünmüş durumda. Bursu kazanan üniversiteye giriyor, okuyor, iyi şartlarda spor yaparak, olimpiyat ve dünya şampiyonluğu madalyalarına ulaşıyorlar. Bizde ise anne baba çocuğunu üniversiteye girsin diye dershaneye götürüyor. Çünkü spor bursu sistemi bizde yok. Sonuç ortada. Olimpiyat oyunlarında elli madalyanın üstünde madalya almamız gerekirken on madalyaya takılıp kaldık. Patinaj yapıyoruz. 2. Sorunun cevabı: Kenya, Etiyopya, Jamaika'nın olimpiyat oyunlarında gerisinde kalıyoruz. Çünkü onlarda madalya stratejisi var, bizde yok. Strateji geliştirerek Kenya ve Etiyopya spor bütçesini, madalya alabileceği dallara kaydırdı. Atletizmin mesafe dallarında madalyaları toplarken, Jamaika'da aynı stratejiyi sprint dallarına uyguladı. Sprintten madalyaları topluyorlar. Türkiye'de spor dallarına gerekli bütçeyi ayırdıktan sonra, madalya alabileceğimiz dallara daha farklı yaklaşımlar geliştiremediğimizden strateji geliştiremiyor ve patinaja devam ediyoruz. 3. Sorunun Cevabı: Türkiye'nin sporda sorunu yetenek değil. Yetenekli olanları sporun içine çekememek. Türkiye'de spor biliminde tırcılık, nakliyecilik yapılıyor. Spor bilimi tercüme, nakille, derlemeyle gelişmez. Akıl ve araştırmayla gelişir. Hafıza ile değil, zihin ile öğrenmeliyiz. Yoksa stiline uygun spor gelişmez. Kaybetme kazanmaya yönelik gelişir. Çok fazla BESYO'muz var. Ama tercüme, nakil, derlemeyle tırcılık yapıyorlar. Bu BESYO'larda dünya standartlarında eğitim verebilecek öğretim görevlileri var. Onları spor üniversitesi kurarak akıl ve araştırma içinde eğitim ortamına sokmalıyız. Çünkü Türkiye'de spor üniversitesi yoktur ve mutlaka kurulmalıdır. Almanya'da spor üniversitesi, spor felsefesini öyle bir ele alıyor ki; kazanırken ve yenilirken, sonra nasıl ayakta kalınacak, bu en ince detayına kadar öğretiliyor. Birçok spor uzmanı yetiştiriliyor. Bunlardan biri de yetenek seçimini anaokulda yapabilecek orta sınıfın yetiştirilmesidir. Anaokulunda uzman seçici, çocuklar arasından sanat, bilim, felsefi yetenekleri ve spora yetenekli olanları hissediyor ve saptıyor. Konumuz spor olduğuna göre bu uzmanlar anaokulu çocuklarında spor için şunları gözlüyorlar. Refleksler, efora dayanıklılık, normal hareketlerin düzgün yapılıp yapılmadığı ve koordinasyon takibidir. Bu takipleri anaokulunda yapabilmek için çok iyi eğitim almış insan grubuna ihtiyaç vardır. Rusya dünyanın 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yapmaya başladığını, Çar Petro' dan beri yapıyor. Birkaç örnek vermek gerekirse Dostoyevski, Tolstoy, Çehov, bale, resim, müzik ve Kızılordu Korosu bu projenin bulduğu ünlülerle doludur. Nitekim Kızılordu Korosunu taşıyan uçak düştü ama koro kısa sürede tekrar kuruldu. Nedeni bu kültürün varlığıdır. Besyolar mutlaka olmalı ama yetmedikleri ortada. Spor üniversitesi kurulmadan bu iş bu kadar olur. İş bakan olarak sizin üst makamları ikna etmenize kalıyor. At sineğinden hem atlar, hem de insanlar nefret eder. Ama incelendiklerinde çok yararlı oldukları belirlenmiştir. At güneşin altında saatlerce kalıp, ölmekten at sineği sayesinde kurtulur. At sineği ata konarak onun konforunu bozar. At çok rahatsız olur ve gölge bir yere çekilir. İlim ve bilim adamları da at sineği gibidirler. İnsanların konforlarını bozar, üretken yararlı işler yapmalarını sağlar ve uyuşuk yapılarını değiştirirler. Spor üniversitesi de akıl ve araştırma ile spordaki uyuşuk tavrımızı değiştirecektir. Maalesef şu anda sporda akılla değerlendirmelerden ziyade gözle değerlendirmelerin peşine düşülüyor. Halbuki sporda kişisel görüşlerden ziyade kurumsal görüşler olmalıdır. Spor; bilim, sanat gibi toplumda kabul edilmeli ve kabul görmelidir. 2020 Tokyo'ya az kaldı. Üç sorunun hala çözülmediğini görüyoruz. Üniversite spor bursu, Madalya stratejisi, Spor üniversitesinin kurulması. Spor ile insan nasıl yüceltilir, yüceltilirken nasıl mütevazi olunur, bunu milyonlarca çocuğumuza öğretmeliyiz.