TBMM  - Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile ilgili ve bağlı kuruluşların 2021 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yaptı. Ülkelerin, salgının ekonomileri üzerindeki etkilerini sınırlamak için yürüttükleri politikalara dikkati çeken Elvan, geniş çaplı mali destek paketleri nedeniyle 2020 yılında tüm dünyada bütçe açığı ve borç stokunun artış eğilimine girdiğini söyledi. Elvan, dünya ekonomisinin 2020 yılında, 2008 küresel krizinden bu yana ilk defa ve o döneme oranla çok daha fazla daralacağını ifade eden Elvan, "2021 yılı için ise salgının belli ölçülerde üstesinden gelindiği varsayımı yapılıyor. Bunun yanında salgın sonrası iş yapış şekillerinde meydana gelen değişimler, sektörel tercihlerdeki kaymalar ve yapısal değişimler bir taraftan belirsizliğin artmasına neden olurken diğer taraftan da fırsatları beraberinde getirmektedir." değerlendirmesinde bulundu. Lütfi Elvan, mayıs ayının ikinci yarısından itibaren kısmi, haziran ayından itibaren ise kapsamlı bir normalleşme sürecine geçilmesinin ekonomik aktiviteyi desteklediğini vurgulayarak, "Sanayi üretimi, güven endeksleri ve kapasite kullanım oranı gibi öncü veriler, ikinci çeyrekteki daralmanın ardından güçlü bir toparlanmaya işaret etmektedir. Yılın ikinci yarısında tüketim, yatırım ve ihracattaki toparlanma eğiliminin büyümeyi pozitif etkilemesini öngörüyoruz. Böylece, büyümenin bu yıl yüzde 0,3 oranında gerçekleşmesini bekliyoruz." diye konuştu. Bu büyümeyi küresel ekonominin yüzde 4,4, gelişmekte olan ülke ekonomilerinin ise yüzde 3,3 daralmasının beklendiği bir dönemde gerçekleştirmeyi öngördüklerini belirten Elvan, şöyle devam etti: "2020 yılının ikinci yarısında ekonomik aktivitede görülen toparlanma eğiliminin devam ederek 2021 yılında da sürmesi ve büyümenin hem yurt içi talep hem de yurt dışı talep kaynaklı dengeli bir görünüm sergileyerek yüzde 5,8 seviyesinde gerçekleşmesini hedefliyoruz. Bu dönemde mal ve hizmet ihracatındaki artış sonucunda sanayi katma değerindeki büyümenin gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyümesini aşması bekliyoruz. İç talepteki toparlanma, dış talepteki iyileşmenin devamı ve ihracatı destekleyen büyüme tercihimiz ile 2022 ve 2023 yıllarında istikrarlı bir büyüme dönemine gireceğiz. Bu büyüme süreci makroekonomik istikrarı koruma ve enflasyon ile mücadele çabalarımız ile çelişmeyecek şekilde kurgulanacak ve kontrol edilecektir." Elvan, salgının etkisiyle şubat-nisan döneminde istihdam kaybı yaşandığını, normalleşme sürecinin başlaması ve istihdama yönelik alınan tedbirlerin etkisiyle mayıs-ağustos döneminde kayıpların kayda değer bir bölümünün geri alındığını ve 1,3 milyonluk istihdam artışı görüldüğünü dile getirdi. Ekonomideki toparlanma süreci, istihdam artışını desteklemeye yönelik teşvikler ve yapısal reformların işsizlik oranında kademeli bir iyileşme sağlayacağını aktaran Elvan, işsizlik oranının büyüme tahminleriyle tutarlı olarak Yeni Ekonomi Programı dönemi sonunda yüzde 10,9'a gerilemesinin beklendiğini söyledi. Salgın sürecinde etkilenen ihracatın, normalleşme sürecinin etkisiyle haziran ayından itibaren hızlı bir toparlanma sergilediğine işaret eden Elvan, "Bu suretle ihracat, 2020 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 33,9 oranında artış göstermiştir. Ekim ayına ilişkin geçici veriler ihracattaki toparlanmanın devam ettiğini göstermektedir. Ekim ayında 17,3 milyar dolar ile aylık ihracat bugüne kadarki en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bu dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 87,9'a, altın hariç tutulduğunda ise yüzde 95,3'e yükselmiştir." diye konuştu. Elvan, vergi politikalarının belirlenmesi, gerekli düzenlemelerin yapılması ve vergi uygulamalarında başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere ilgili tüm taraflarla iş birliği halinde olacaklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Bir yandan salgınla mücadele ederken diğer yandan ülkemizin büyüme potansiyeline ve istihdama katkı sağlayacak yatırımları artırmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda 2021 yılında, altyapıya yönelik kamu yatırımları vasıtasıyla özel sektörün yenilikçi ve üretken yatırımlarına önemli katkı sağlanacaktır. Nitekim bir önceki yıl sermaye giderlerine bütçemizden 56,6 milyar lira ayırmışken bu yıl söz konusu rakamı yüzde 83 artışla 103,7 milyar lira seviyelerine taşıyoruz. Hem yerli hem de uluslararası girişimciler açısından yatırım ortamının iyileştirilmesi, kamu gider ve gelirlerinin kalitesinin yükseltilmesi konusunda yapısal reformları da hayata geçireceğiz. Yatırım ödeneklerinde artırılan kaynaklar başta demiryolu, sulama, eğitim, sağlık, Ar-Ge ve OSB yatırımları olmak üzere üretimi, verimliliği ve istihdamı destekleyecek sabit sermaye yatırımları için kullanılacaktır. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, sağlıktan eğitime, tarımdan sanayiye, güvenlikten ulaştırmaya kadar her alanda devletimizi ve ekonomimizi güçlendirecek, vatandaşlarımızın refahını artıracak yatırımları birer birer hayata geçirmeye devam edeceğiz."