Mehmet Necati GÜNGÖR “Hele dadaş hoşmusan, dolu musan boş musan; ayahların yan basir, yohsa sen serhoş musan?” Meşhur türkümüz buydu. Müslüman kardeşler iktidar olduktan sonra türkünün serhoşu, oldu oruç. Bu defa serhoşun değil de, oruçlunun ayakları yan basmış oldu. Buna da şükür. Ramazan geliyor. Dadaşın oruçluğu zordur. Dadaş sinirli olur. Hele iftar sofrasında yumurtalı pidesi, kıymalı yumurtası, köfteli ayran aşı ve dahası içi çevizle doldurulmuş, yumurtaya banılmış kadayıf dolması. Sonrasında içilecek yirmi-otuz bardak çay. Dadaşın Ramazan sofrasında bunlar olmazsa mutsuzdur. Bu Ramazan, birçok sofra gibi dadaşın sofrası da boş olacak. Ucuz kıyma için şimdiden sabah ezanıyla kuyruğa girdi, alamadı. Yumurtalı pide desen pahalandı. Kıymalı yumurta desen, o da hayal olacak gibi görünüyor. Kadayıf dolması desen, en pahalısı O. Dadaşın ayakları yan basacak ama, sofrada tuzu yok. Ama koynunda oyu var. Kömüre, makarnaya bulanmış oy. Onu verecek yeniden. 16 yıllık kahrına bir kahır daha ekleyecek ama, olsun. Bunlar dindar ya... 27 Mayıs günlerini hatırladım. Rahmetli babam, Demokrat Parti’nin başkanlarından biri olduğundan içeride. Anam, ucuz patatesten iftar yemekleri yapıyor. Bir gün yahnisi, ertesi gün boranisi. Bir ay boyunca boş olan iftar soframızda Allah’tan, patates bolluğu vardı. Rahmetli, darbeden önce o zamanlar merkeze bağlı bucak olan Ilıca’ya gitmiş. Tek lokantada jandarma alay komutanı ile, onu davet eden assubaylar demleniyor. Komutan, kafayı bulunca Bayar’a, Menderes’e giydirmeye başlamış. Bu arada masadakilerden birinin gözü rahmetli pedere kaymış. “Yandık vallahi!” Hemen bir zabıt tutulmuş, komutan jurnallenmek istenmiş. Ertesi günü o zabıt parti başkanı olan bizim pedere gelmiş. Peder, getireni azarlamış, sarhoş masasında söylenenleri ciddiye almam diyerek yırtıp atmış. Bu arada komutan, tayinim ne zaman çıkacak diye merak içinde. Sonra bu yırtılan zabıtı duymuş, rahatlamış. Bir ay sonra devran dönmüş. Adamlık burada işe yaramış. Bizim rahmetli peder, o ilk ayını o komutanın nezarethanesinde geçirdi. Bir gün olsun azarlanmadı, kötü muamele görmedi. Devran değişmişti ama adamlık baki idi. Babam, darbenin deliklerinden hep kilo alarak çıktı. Çünkü gamsızdı, korkusuzdu. Çalmamıştı, çırpmamıştı. İnanmayan, bizim eve iftara buyursundu.