Mehmet Necati GÜNGÖR Bir dostumdan dinlemiştim. Hikâye, doğu illerimizden birisinde geçer. Hulusi bey zengin bir iş adamıdır. Çiftliğinde atları vardır. Ve atlarını kuru üzüm ve fındıkla beslemektedir. Fukara Sururi bu durumu ağzı sulanarak izler. Döner Allah’a ve şöyle dua eder: “Allah’ım beni Hulusi beye at eyle!” Sururi’nin duası kabul olmadı elbet. Hulusi bey de fukara Sururi de Allah’ın huzuruna eşit kullar olarak gittiler. Encamlarını Allah bilir. Günümüze gelelim: Hatırı sayılır bir AKP’liye damat olmak, Koç’a varis olmaktan daha iyi. AKP’nin damatları mutlu yaşıyorlar. Konuşma özgürleri de var, suç işleme özgürlükleri de. Diledikleri gibi yaşıyorlar. Bakıyorsunuz, milletvekili, bakan oluyorlar. Hatırlı insanlar arasına karışıyorlar. Saygı görüyorlar. İltifatlara boğuluyorlar. Mutlu oluyorlar. Ey Türk gençliği, birinci hedefin, Hatırlı bir AKP’liye damat olmaktır. Dünyalığınız buna bağlı. Ahiretliğinizi bilemeyiz elbet. Orada ilahi hukuk ne derse o. İnsana ve işlediklerine göre hukuktur ki, asla şaşmaz. Bu, ne Hulusi beye at olmaya benzer, Ne Bülent beye damat olmaya.