Artun TALAY Dünya gençliğini proje üreterek atletizme kazandıramayan IAAF bari adımı ve logomu değiştireyim dedi ve uygulamayı ekimden sonraya bıraktı. IAAF bu değişiklikle uğraşırken diğerleri neler yapıyor ona bir göz atalım. NBA liginde final serisinin dördüncü maçının saha içi biletine bir spor sever elli bin dolar ödedi, bu dünya rekoru oldu. NBA dünyanın gündemine oturdu. Profesyonel teniste Fransa açık Roland Garros yarı finalinde Nadal ve Federer eşleşince, spor severler bu eşleşmeye kilitlendi. Yine Fransa açıkta Anisimova ilk sekize kalan ilk yüzün en küçük tenisçisi oldu. FIFA ise Kadınlar Dünya Şampiyonası ile gündemde. IAAF’ın uğraştığı başka şeyde şu : Testosteron hormonu yüksek kadın atletlerin 400-1600 metre arasında ki yarışlarda hormon seviyesini düşüren ilaçlar kullanması halinde yarışlara katılabileceği kararını IAAF almıştı. Cinsel ayrımcılığa yol açtığı gerekçesiyle tartışılan değişikliğin ardından hukukçular ikiye bölündü. Semenya karara itiraz etti. Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi CAS’a başvurdu ancak ret kararı alındı. Sonra Güney Afrikalı atletin avukatları, kadın sporcularda testosteron hormonu sınırlamasına yönelik kural değişikliğini İsviçre Federal Mahkemesine taşıdılar ve mahkeme kural değişikliğini askıya aldı. Nitekim Güney Afrikalı atletin avukatları kural değişikliği için yaptıkları itirazın kabul edildiğini duyurdu. Avukatların çok yönlü savunma yapacakları muhakkak. Profesyonel teniste erkek tenisçiler kadar etkili servis kullanan kadın tenisçiler var. Kadın voleybol da erkekler kadar sert smaç vuran kadın voleybolcular var. Basketbolda kendi sahasından rakip potaya topu atıp sayı yapan kadın basketbolcular var. Yine basketbolda topu potaya basan kadın basketbolcular var. Futbolda kırk metreden gol atan kadın futbolcular, ceza sahasının dışından kafa ile gol atan kadın futbolcular, aut atışını atmış metrenin üstünde atan, on beş metreden fazla taç atan kadın futbolcular var. Onlara da atletizm de olduğu gibi testosteron hormonu sınırlaması kurallarının uygulanıp, uygulanmadığı mutlaka duruşmalarda gündeme gelecektir. Böylece hukukun atletizme farklı, diğerlerine farklı uygulanıp, uygulanmadığı ortaya çıkacaktır. Bir de şu var, hani spor da son yargı merci CAS ‘tı İsviçre Federal Mahkemesi nerden çıkmış oldu, bunu da anlayacağız. Şu bir gerçek ki spor duayeni Erdoğan Arıpınar 4 yıl önce Lahey Adalet Divanı ve İsviçre Federal Mahkemeleri ile CAS’ ın dışında karar alınabilme yollarının Uluslararası Hukukta mevcut olduğunu açıklamıştı. Yoksul ülkelerin atletleri eşitsizlik nedeniyle zengin ülkelerin atletlerini şikayet ederse o zaman ne olacak? Bugüne kadar edemediler, çünkü ne yol biliyorlar ne de dava açmak için paraları var? Ama birleşir ve örgütlenirlerse aklı başında avukatlar da onlara yardım ederlerse ne olacağını görürüz. Nitekim birileri Semenya’yı şikayet etmeseydi, iş bu noktaya gelmezdi.