Futbolumuz bir dönem isimlerinin sonu “iÇ” ile biten futbolcular ve antrenörlerin cennetiydi. Futbolumuza ne kattılar, ne götürdüler bilemeyiz. Teknik direktör etiketinin henüz yazılmadığı günlerde antrenör diye söz ediyorum. [caption id="attachment_201259" align="alignleft" width="162"] Ömeragiç[/caption] Ömeragiç’in Altay takımının antrenörü olduğu günler. Kulüp başkanı Rıdvan Burteçin. Önce biraz Rıdvan Burteçin’den söz edelim… 1959-1991 yılları arasında aralıklarla 18 yıl Altay kulübünün başkanlığını yaptı.1964 yılında Altay Türkiye Kupası’nda Galatasaray ile final maçı oynayacaktı. Galatasaray yönetimi, üç futbolcusu milli takım kampında olduğu için Türkiye Futbol Federasyonu’ndan maçın ertelenmesini istedi. Federasyonun erteleme kararı üzerine Altay takımı sahaya çıkmadı. [caption id="attachment_201260" align="alignright" width="200"] Rıdvan Burteçin[/caption] Başkan Rıdvan Burteçin’in, hükmen yenilgi kararının ardından; “Kupayı kaybettik, ama, ahlak mücadelemizin meşalesini yaktık ve onu asla söndürmeyeceğiz” sözleri dikkat çekiciydi. Burteçin, takım kadrosunu kendi yapmayı severmiş. Ömeragiç’in takım kadrosu yapma taktiği, Burteçin’in, kadronun kendi isteği gibi olmasını sağlarmış. Ömeragiç’in anlatımı ile yazıyorum. -“Başkan kadroyu sorunca, kalede Varol’u oynatacaksam, Tanzer derdim… Olmaz Varol oynayacak der, ben Varol’u yazardım. Sağbek Bekir’i oynatacağım, yedeklerden bir isim söyledim mi, hayır Bekir varken başkası oynayamaz, solbek Numan, ama yine bir başka isim söyleyince, Numan oynayacak der, onbiri böyle tamamlardık. ikimiz de onbiri yapmanın mutluluğuyla maça çıkardık.” Taktik yalnız oyun alanında olmuyormuş.