Atila GÜVENÇ / Beklenmedik bir anda geliveren beyin kanaması sonrasında hastaneye kaldırılarak yoğun bakım ünitesine alınan ve yaşama 81 yaşında veda eden İlhan Cavcav; futbol dünyasının İlhan abisi ya da babası İlhan başkanıydı. Yaşamına bakıldığı an farklı yanları ile öne çıkan İlhan Cavcav; 1910’lu yıllarda Kosova Piriştine’den Türkiye’ye göç etmiş bir aile olan Haşim Bey'in ikinci eşi, Kayseri eşrafından Lütfiye Hanım’dan olan ilk çocuğudur. Ankara Hamamönü’nde 1935 yılında doğan Ankara Atatürk Lisesinde öğrenim gören, Ankara futbol tarihi kadar Türk futbolunda futbolcusu ve sonra yıllarca spor adamı, yönetici olarak iz bırakan İlhan Cavcav Gençlerbirliği'nin başkanı olarak sporculara, antrenör ve teknik direktörlere, kulüp başkanlarına unutulmayacak deneyimler bırakmış, yaptıkları üzerine düşünülmesi gerekli bir özel insandır. İnandıklarını yaşama geçirmesi uğraşında yılmadan çalışması,korkusuzca inatla amacına ulaşma isteği Balkanlar Priştine'li genlerinden, kararlarındaki kar amaçlı işe tüccarca bakışı ve uygulaması ise Kayserili bir anadan gelmesinden geçen O'nda özgü özelliktir. Bir başka yanı da; okuduğu okulun kurmuş olduğu Gençlerbirliği takımına başkan olması ve yıllarca bu başkanlığı kulübe kazanç sağlayarak borçsuz, kasasında para bırakarak ölünceye dek sürdürmesidir. Cavcav ailesi, İlhan Cavcav beş yaşındayken Mamak Boğaziçi Mahallesi’na taşınır ve burada mahallenin ismiyle anılan değirmeni işletmeye başlar. Eğitimine Ankara 10'uncu Yıl İlkokulu’nda başlayan İlhan Cavcav sonra Ankara’nın önemli lisesi ve Gençlerbirliği’nin kurulduğu Ankara Atatürk Lisesi’nde eğitimine devam eder. Cavcav ailenin artan işleri nedeniyle ortaokuldan sonra eğitimine son verip, aile şirketinin veznesinde çalışmaya başlar. Gençlerbirliği O'nun okuduğu lisenin kurduğu takımdır. Mamak Maskespor'lu İlhan Cavcav Mamak'ta Maske Fabrikası ve fabrikanın kendi adında bir futbol takımı vardır. Mahalle arasındaki arsalarda futbol oynarken o yıllar Mamak Maskespor için çalışan Galatasaray'da sağ bek oynamış Cici Necdet’in dikkatini çeken genç 16 yaşındki İlhan Cavcav, adı geçen takıma katılır ve santraf (stoper) mevkinde oynamaya başlar. Ailesinden Tayyar Cavcav, dayısı Necati ve Cevat Muratal, Çetin Başoğlu gibi futbolcular bulunan Maskesporda İlhan Cavcav’ın futbol yaşamı da bu yıllarda başlar. Aynı yıllarda Ankara sahalarında top koşturan ve yıllar sonra beraber Gençlerbirliği için çalışacakları Oktay Arıca'nın (Paçoz Oktay) anlatımıyla iyi bir kesici olan İlhan Cavcav bir süre sonra 19 yaşında PTT’ye geçer. Sonra Fenerbahçe ve Ankaragücü'nün 4 bin lira ile transfer etme isteği babasının oğlunu Ankara dışına göndermeme ve işine devam etmesi üzerine gerçekleşmez ve Cavcav 150 karşılığında Ankara'nın takımı Bahçeli Gençlik’e transfer olur. Ancak son takımının ilk maçında, eski takımı PTT'ye karşı kadroya alınmadığını öğrenince futbolu bırakmaya karar verir ve 20 yaşında futbol oynamayı bırakır. Atatürk Lisesi'nden doğan Gençlerbirliği Gençlerbirliğ'nin kuruluş öyküsünü kısaca anlatırsak; 14 Mart 1923: Ankara Sultanisi’nden (bugünkü Atatürk Lisesi) bir grup öğrenci, beden eğitimi öğretmenlerinin yaptığı takımı beğenmeyip bir futbol kulübü kurmaya kalkıştılar. Sonra öğretmenleriyle sulh olarak, beraber kurarlar kulubü: Gençlerbirliği böylece lisenin kurduğu takım doğar. Galatasaray'ın, İstanbulspor'un kurulması da böyledir. Başka bir anlatıya göre de göre Ankara gelinciğinden esinle, bir başka rivayete göre o sırada Karaoğlanoğlu hanındaki dükkânlarda başka renk kumaş olmadığından, kırmızı-siyahı renk olarak seçerler. Atatürk Lisesinin ilk binası, bugünkü Yüksek İhtisas Hastanesi´nin bulunduğu saha üzerine kurulmuş olup Ankara halkı arasında "Taş Mektep" ismiyle tanınmıştır. Rumi 1302 yılında zamanın Ankara Valisi Sırrı Bey tarafından temeli atılan okul binası, Rumi 1305 yılında tamamlanmıştır. Rumi 1302, Miladi 1886 yılında beş yıllık İDADİ olarak eğitim ve öğretime başlayan okul 1908´de de SULTANİ hâline getirilmiştir. Okul, Atatürk tarafından ilk defa 30 Aralık 1919’da ziyaret edilmiştir. 1921 senesinde Milli Mücadele´nin o günkü şartları gereğince diğer resmi dairelerle birlikte Kayseri'ye nakledilen okul, bir yıl sonra 1922´de tekrar Ankara´ya alınarak eski binasında hizmetine devam etmiştir. Milli Mücadele’nin hüküm sürdüğü yıllarda okulun öğretmen ve öğrencileri cephelerde savaşlara katılmış, gazilik ve şehitlik mertebesine yükselmişlerdir. Vatan müdafaasında gösterdikleri üstün gayretleri ve vatanperver çalışmaları sebebiyle de Atatürk Lisesine, Milli Mücadele sonunda bizzat Atatürk tarafından ay yıldızlı sancağımız hediye edilmiş, günümüze kadar itina ile muhafaza edilen Atatürk´ün bu kutsal emaneti büyük gurur ve şeref kaynağı olmuştur. Okulun adı, 3 Mart 1924´te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu´nun yürürlüğe girmesinden sonra ANKARA ERKEK LİSESİ olarak değiştirilmiştir.1938 yılında okulun isminin ATATÜRK LİSESİ olması isteği Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkü´nde Ulu Önder Atatürk´e arz ve teklif edilmiş ve Atatürk´ün izniyle isim ANKARA ATATÜRK LİSESİ olmuştur. Lise 10 Ekim 1940 tarihinde de yeni yapılan bugünkü binasına taşınmıştır. Gençlerbirliği'nin kurulduğu okulun öyküsü ise böyledir. Okulunun kurduğu takım Gençlerbirliği'nin başkanlığına Futbolu bıraktığı 1950’li yıllardan 1970’lere kadar iş yaşamında yoğun çalışan İlhan Cavcav futboldan kopamaz. Çoğu zaman 19 mayıs Stadının dış sahalarında kendisi gibi futbol hastası Güneşspor'un başkanı Avi Bulduk ile amatör maçları hiç kaçırmaz. Gençleri izlerken 1975 senesinde, ailesinin eski mahallesi olan Hacettepe’nin efsane takımının başkanı olur,fakat takımın istediği yerde olmasını sağlayamaz. Sonraları Ankaragücü yöneticiliği için adı geçse de 1977 yılında Gençlerbirliği yönetim kuruluna girerek başkan olur. Dönemin yöneticileriyle prensipler konusunda anlaşmazlığa düşen Cavcav çalışmasına bir süre ara verir. Yeniden 1981 yılında başkan olduğunda Gençlerbirliği amatörlüğün kapısındadır.Sorumluluk alarak Gençlerbirliği’ne gönül vermiş isimlerle birlikte ikinci ve üçüncü liglerin birleştirilmesini futbol yöneticilerine kabul ettirir. Böylece 2 lige dönen takımını ise bir sene bu statüde oynadıktan sonra birinci lige çıkarma başarısına erişir.1988 yılından beri Gençlerbirliği, Türkiye Birinci Ligi’nin sürekliliği açısından en başarılı 5. Takımıdır. Bu sürede 2 kez Türkiye Kupası’nı kazanma başarısı gösteren Gençlerbirliği Cavcav yönetiminde adeta çağ atlamıştır. Beştepe’deki tesislerin tamamlanmasıyla bir başkent takımına yakışır kulüp binalarına, altyapısıyla beraber kullandığı çim sahalara kavuşan Gençlerbirliği, Cavcav’ın başkanlığı süresince “herhangi bir kurum veya kişiye tek kuruş borcu olmayan” bir spor kulübü haline gelmiştir. İlhan Cavcav'ın başarısının temeli Okullu takım olarak bilinen Gençlerbirliği, Ankara’ya üniversiteye okumaya gelen futbolcuların doğal adresi olur. Ankara Futbol Ligi’nde katıldığı 8. sezonunda ilk şampiyonluğunu kazanır. Ankara’nın hiçbir müesseseye sırtını dayamayan, bağlı olmayan tek sivil kulübü olarak isim yapar. Bu sırtını hiç bir yere dayamamak İlhan Cavcav başkanın bugüne dek Gençlerbirliği için çizdiği yoldur. Bu yolda yürürken; bulduğu genç yetenekleri ve yabancıları daha sonra yabancı kulüpler ile başta Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor'a yüksek transfer paraları ile satması sağlamıştır borçsuz kulüp olmayı. Genlerinden geldiğine inandığım özelliklerinden korkusuzluk sonucu; başkanlığı sırasında 67 hoca ile çalışması, uluslararası alanda ambargo uygulamasının sürdüğü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti takımlarıyla " FİFA'nın kararı Allah'ın emri değildir, başımızın üzerinde Demokles kılıcı gibi sallanıyor" diyerek 4 ay ceza almayı göze alarak maç yapması O'nun unutulmaz yanlarındandır. Her zaman futbolumuza yönetim dersleri veren ve ders verirken takımın borç içinde yüzmemesi amacıyla haddini bilerek takımının şampiyon olması yerine en üst sıralarda bulunmasını, futbol oynayan ve sporcu yetiştiren takım olmasını tercih etmesi az bulunur niteliklerdir. Spor dünyasında çalışanlara büyük dersler bırakarak başka bir dünyada yaşamaya devam edecek İlhan abi, başkan Cavcav...