Mehmet Necati GÜNGÖR Sevin, sevmeyin; kabul edin, etmeyin; Türk siyasetinde artık İmamoğlu gerçeği var. İktidar ona vurdukça sevenleri katlanıyor. Birinci seçimi 13 bin farkla kazanmıştı. İptal çabaları karşısında demiştim ki; “iptal ederseniz, ikinci seçimi 130 bin farkla alır.” Yanılmışım. Fark 806 bine çıktı. Beni de şaşırttı. İmamoğlu, artık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını iki defa kazanmış, meşru bir başkandır. Ne yapılırsa yapılsın, bu gerçek görünmezden gelinemez, üstü örtülemez. Kabul etmek zorundasınız. Demokrasinin gereği budur. O’nu çalıştırmamak için ne kadar yola başvurursanız başvurun; bütün bunlar O’nu daha da parlatmaktan başka bir işe yaramaz. İktidar, İmamoğlu’nu çalıştırmamak için yasal düzenlemeler yapıyor. İhalelerden dışlıyor. Haydarpaşa ihalesinden dışlandı. Yılmayan adamdır İmamoğlu, hukuk mücadelesini sürdürüyor. Kazanma ihtimali yüksek görünüyor. Sonra, Boğaziçi ile yetkilerinin elinden alınması. Böyle bir düzenlemeden iktidara rant dışında pay çıkmaz. Rant olgusu, her iktidarın olduğu gibi bu iktidarın da törpüsüdür. Rant iddiaları sevimsizdir. Hiçbir iktidar bu iddiaların altından kalkamaz. Ömrünü bitirir, o kadar. Yapmayın, etmeyin, demokrasi ile bu kadar oynamayın. Demokrasi hepimiz için nefestir, hayat kaynağıdır. Boğazımızı sıkmayın. Canhıraş feryatların devirmediği güç yoktur. Buna inanın. Türkiye ancak büyük Atatürk’ün çizdiği yolda felah bulabilir. O yolu tahrip etmeyelim. Hoş, tahrip edilmek istense ne olur; Atatürk sevgisiyle donanmış halk o yolu tırnaklarıyla yeniden inşa eder. İmamoğlu, artık Türkiye’nin inkâr edilemez bir gerçeğidir. Bu gerçeği görmezden gelmek, siyasetin tabiatına da aykırıdır. Siyaset, küçük hatalardan büyük yenilgiler çıkaran bir tarzdır. Duygusallıkla hiçbir yaraya merhem olunamaz. Bunu anlayın artık.