Mobbing ile Mücadele Derneği tarafından 4-10 Şubat “Mobbing Farkındalığı Haftası” kapsamında TÜRK-İŞ Genel Merkezi’nde düzenlenen “Mobbing ile Mücadele Sempozyumu” kapsamında iş yerlerinde uygulanan psikolojik tacizin insan hakları ihlali olduğuna dikkat çekildi
NAZ AKMAN - Mobbing ile Mücadele Derneği’nin katkılarıyla TÜRK-İŞ Genel Merkezi’nde yapılan “Mobbing ile Mücadele Sempozyumu” etkinliğinde mobbingin çalışanı intihara veya cinayete sürükleyen tehlikeli bir süreç olduğuna yer verildi. 4-10 Şubat “Mobbing Farkındalığı Haftası” kapsamında gerçekleştirilen etkinliğin açılışını Mobbing ile Mücadele Derneği Başkanı İlhan İşman, İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan ve TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay yaptı. Etkinlikte, İş yerlerinde Psikolojik Taciz (Mobbing), bir veya birden fazla kişi tarafından diğer kişi veya kişilere yönelik yapılan sistematik biçimde devam eden yıldırma, karşı tarafı pasifize etme, işten soğutma ve uzaklaştırmayı amaçlayan kötü niyetli, kasıtlı, olumsuz tutum ve davranış şeklinde tanımlandı. Mobbingin mağdurlarının, mevzuat çerçevesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Psikolojik Tacizle Mücadele Kurulu, TBMM, CİMER, Alo 170, Kamu Denetçiliği ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilecekleri belirtildi. İşman, “Müstakil Mobbingle Mücadele Kanunu çıkarılmalı” Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Mobbing ile Mücadele Derneği Başkanı İlhan İşman, mobbingi, “beşeri sermayeyi kemiren kanser” şeklinde tanımlayarak bu psikolojik şiddetin insan hakları ihlali olduğuna dikkat çekti. İşman, “Mobbing, ülkemizin milli meselelerinden biridir ve bir an evvel çözüme kavuşturulmalı. Bu psikolojik şiddetle mücadele etmek için 2010 yılında derneğimizi kurduk. Binlerce mobbing mağduruna elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Mobbingle mücadeleye devam edeceğiz bu konuda TÜRK-İŞ’in desteğine minnettarız. Biz mobbingi işyeri kanseri olarak değerlendiriyoruz. İşyeri kanserinin ortadan kaldırılması için neler yapılması gerektiği konusunda çalışmalar yürütüyoruz. İnsani gelişimde ülkemiz 63’üncü sırada yer alıyor, bunu kabul edemeyiz. Beşeri sermayemizi mutlaka doğru kullanmamız gerekiyor. Mobbing beşeri sermayemizi bitirip, geri kalmış ülkeler arasında yer almamıza neden olur. Çalışma barışı içinde çalışılamıyorsa o işyerinden verim beklemek de mümkün değil. Boşananların da yüzde 4’ü mobbingden kaynaklanıyor. Mobbing ile mücadele için Meclis’te de bir takım temaslarda bulunuyoruz, Müstakil Mobbingle Mücadele Kanunu’nu bir an evvel çıkarmamız gerekiyor” diye konuştu. İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan da “Tüm dünyada çalışma hayatı içinde yer alan en önemli konuların başında mobbing geliyor. Modern çalışma hayatında mobbing olarak adlandırdığımız bu olgu yeni bir şey değil. Yaklaşık yarım asırdır bu konu birçoğumuzun gündeminden düşmüyor. İş yerindeki şiddet maalesef aileye, arkadaşlık ilişkilerine dolayısıyla topluma yansıyor. Mobbingde çözümün bir parçası olmak için burada yer alıyoruz. Bu noktada önümüzdeki günlerde istihdamda ayrımcılık konusunda uluslararası bir konferans düzenleyeceğiz. Uluslararası Çalışma Örgütü ile beraber mülteciler, engelliler gibi tüm kırılgan kesimlerin sorunlarını masaya yatıracağız. Araştırmalar sağlık, eğitim bankacılık ve üniversiteler gibi alanlarda ciddi mobbing vakalarının yaşandığını ortaya koyuyor. Kamu kurumlarının Mobbingle etkin mücadele vermesi gerekiyor” sözlerine yer verdi. “Bir milyon üyeye mobbing broşürü dağıtılacak” TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay da daha önce mobbing konusunda kapsamlı çalışmalarda bulunamadıklarını belirterek ilerleyen günlerde mobbingde farkındalık için çok sayıda çalışmaya imza atacaklarını belirtti. Atalay, “İlk kez konumuzun dışında ki olması gereken bir konuyu geç de olsa fark edip hakkında panel düzenledik. Her gün yaşadığımız, temsil ettiğimiz üyelerimizin karşı karşıya olduğu mobbingi sendikal açıdan değerlendirmeye çalışıyoruz. Mobbingi işverenin neden yaptığını kime uyguladığını niçin uyguladığını irdelemek zorundayız. Çalışanların haklarından vazgeçmesi için yapılan her türlü zorbalığın karşısındayız. Sendikalı olmak veya hangi sendikaya üye olma konusunda işverenin veya çalışanın mesai arkadaşına uyguladığı zorbalık da en büyük mobbinglerden biri. Bu bir insanlık suçudur. İnanın mobbinge uğramış birini dinlerken sabah işe gitmek istemeyip bir an önce akşamın olmasını istiyorsunuz. Bizim yapmamız gereken çok şey var. Eğitim sekreterimizce hazırlanan mobbingin unsurları, ispat edilmesi, hukuk sistemindeki yeri, kimlerin mobbing yapacağı gibi bilgilerin yer aldığı broşürü bir milyon üyemize dağıtacağız. Biz bu ülkenin sigortasıyız ve üyelerimizin haklarını korumak için mobbing konusunu mercek altına almak zorundayız” dedi. Sempozyum kapsamında Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Prof. Dr. Engin Yıldırım, Doç. Dr. Erdem Cam, Doç. Dr. Cemal İyem, Dr. Hicran Atatanır, Dr. Hasan Hüseyin Alparslan, Prof. Dr. Vedat Bulut, Remzi Özdemir ve Hülya Uzuner Duransoy mobbingin hukuki, psikolojik ve sosyolojik boyutu hakkında bilgi verdi.