Hiçbir devlet, anayasal düzeninin bir parçasını oluşturan bir bölgenin tek taraflı olarak ayrılmasına izin vermez. Ve hiçbir demokrat, bölge seçimlerinde kullanılan oyların %48’inden azını alan Katalonya’nın ayrılıkçı liderlerinin izlediği yolu desteklememelidir. Her şeyden önce, Avrupa özgürlük, barış ve ilerlemedir. Bu değerlerle ilerlemeli ve Avrupa’yı, vatandaşlarını koruyan en gelişmiş entegrasyon ve sosyal adalet modeli yapmalıyız. Arzu ettiğimiz Avrupa, ihtiyacımız olan Avrupa, inşa ettiğimiz Avrupa, üye ülkelerdeki demokratik istikrar üzerine kuruludur ve bütünlüğünün tek taraflı ihlalini kabul edemez. Hayranlık duyduğumuz Avrupa, dışlayıcı milliyetçiliklere karşı ve kimlikleri bütün vadandaşların eşitliği ilkesinin üzerine koyan aşırı eğilimlere karşı kurulmuştur. Bu nedenle, bugün anayasal çerçevemize karşı Katalonya’da inşa edilen ve bağımsızlığa karşı çıkan Katalanların çoğunluğunu susturan ayrılıkçılık, Avrupa ve Avrupalılara karşı da bir meydan okumadır. Bu değerleri bugün Katalonya›da korumak demek, savunduğumuz açık ve demokratik Avrupa›yı korumak demektir. 1978›de İspanya kendisine tamamen demokratik bir anayasa kazandırdı. Bunu, tarihi bir günde kullanılan oyların neredeyse %88›inin desteğiyle yaptı. Katalonya’da örnek bir destek ortaya koyulmuştur; hatta gerek katılım oranı açısından, gerekse olumlu oyların oranı açısından (%90,5) daha büyük bir destek sergilendi. İspanya böylece uzun ve korkunç bir diktatörlüğün gölgesini aştı ve bugün Batı Avrupa’nın en ileri demokrasileriyle karşılaştırılabilecek düzeyde bir hukuk devletinin temellerini attı. Sadece farklı ideolojilere sahip ve çoğu Katalan olan İspanyolların, uğruna mücadele ettikleri özgürlükleri yeniden kazanmakla kalmayıp, aynı zamanda tanınmaya layık gerçek bir değer olarak İspanya’nın toprak çeşitliliğine yenilikçi ve ilerici bir yanıt verdi. Kırk yıl sonra The Economist tarafından yayınlanan Demokrasi Endeksi, İspanya›yı dünyanın 20 tam demokrasisinden biri olarak değerlendirdi. İspanya bugün Avrupa’nın en merkeziyetçi olmayan ikinci ülkesidir. Katalunya ise, kıtanın en yüksek özyönetim düzeyine sahip bölgelerinden biridir; kamu yayın kuruluşları, sağlık, eğitim veya cezaevi kurumları gibi hassas alanlarda geniş yetki ve yöneticilere sahiptir. Bununla birlikte, şu anda, Katalonya›nın imajı, yalnızca birçok kez uluslararası hayranlık uyandıran girişim ve yaratıcılık ruhuyla değil, aynı zamanda 2017 yılı sonbaharında ayrılıkçı siyasetçilerin anayasal düzenden tek taraflı olarak ayrılma girişiminin sebep olduğu derin bir kriz bağlamı ile de bağlantılıdır. Anayasa Mahkemesinin bütün kararlarını ihlal ettiler; anayasaya aykırı bir şekilde İspanyol devletinden ayrılmayı öngören kanunlar onayladılar; herhangi bir demokratik güvence olmaksızın yasadışı bir şekilde referendum yaptılar ve sözde Katalan Cumhuriyeti’ni ilan ettiler. Hiçbir devlet, anayasal düzeninin bir parçasını oluşturan bir bölgenin tek taraflı olarak ayrılmasına izin vermez. Ve hiçbir demokrat, bölge seçimlerinde kullanılan oyların %48›inden azını alan Katalonya›nın ayrılıkçı liderlerinin izlediği yolu desteklememelidir. Duygular daha da şiddetlendi, yanlış haberler yayıldı ve adil olmayan bir şekilde İspanya’nın geri kalanıyla karşı karşıya gelme ruhu teşvik edildi. Geçmişte ve bugün çoğunluğu oluşturan bağımsızlık karşıtı diğer Katalanların sesleri ve oyları neredeydi? Ve anayasal güvencelerinin doğrudan iflası karşısında şaşkına dönen diğer İspanyolların sesleri neredeydi? Herkes, bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi, suç teşkil eden eylemleri teşvik etmediği sürece istediği şekilde düşünebilir. Kanunlar karşısında bütün İspanyollar eşitiz; Anayasa ve demokrasi birbirinden ayrılmaz gerçeklerdir. Demokratik Hukuk Devletimizde Hükümet bütün adli kararlara saygı duyar. 2017 yılının sonbaharında gerçekleştirilen eylemlerinden dolayı yargılananlar hakkında Yüksek Mahkeme tarafından verilen karara da saygı duyar. Mahkeme azami şeffaflıkla hareket etmiştir ve davanın tamamı televizyondan naklen yayınlanmıştır. Yargı sistemimiz, mahkeme kararlarının ulusal ve uluslararası başvurular karşısında incelenmesine izin vermektedir. Bu nedenle, hukuk sistemi güçlerin ayrılığı ilkesine dayanan İspanya›da bağımsız bir yargı gücünün işleyişi sorgulanamaz. Gösteri ve grev hakları, hukuk devletinin temel taşlarıdır ve bu haklarını Katalonya’da barışçı bir şekilde kulllanan vatandaşlara saygı duyuyorum. Ancak son zamanlarda Katalonya’da –organize bir şekilde ve kasıtlı olarak- ortaya çıkan şiddet eylemleri bambaşka bir konudur; Katalonya gibi takdire şayan, çeşitliliğe sahip ve misafirperver bir bölgeyi temsil etmemektedir. Katalonya›daki ayrılıkçılık, zamanımızın Avrupa’sında bize tanıdık bir yol haritası çizdi. Dijital evrendeki sahte haber kullanımının, aşırı sağcı gruplar ve Avrupa idealinin düşmanları ile bağlantılı bir amaca hizmet ettiği bir yalanlar ağı ile beslenir. Bu yol, toplumları derinlemesine gerici bir söylemle bölmek için kutuplaşmayı ve çatışmayı teşvik edenler tarafından şimdiye kadar katedilmiş olan yolla aynı yoldur. Şayet Avrupa tarihinin acı dolu derslerinden bir şeyler öğrendiysek, bu hiçbir siyasi iddianın şiddet kullanımını meşrulaştıramayacağıdır. Katalonya›nın geleceği bugün bağımsızlık tartışmasında değil, Katalanlar arasında bir arada varoluşun geri kazanılmasındadır. Temel olan şudur: tek taraflı bağımsızlık yolu imkansız bir yoldur ve en temel demokratik ilkelere doğrudan bir hakaret teşkil etmektedir. Şu anda ılımlı hareket etmek gerekiyor. Birlikte yaşamı savunmak için kararlılık gerekiyor, ancak aynı zamanda yeni bir aşamaya geçme fırsatı ile karşı karşıya olduğumuzu anlamak için zekice hareket etmemiz gerekiyor. Anayasa ve yasalar çerçevesinde olduğu sürece diyalogu şimdiye kadar hiçbir zaman reddetmedim. Birilerine karşı başka birilerinin başbakanı olmak istemiyorum, bütün İspanyolların başbakanı olmak istiyorum. Ayrılıkçı liderlerin tek taraflı yolu kesinlikle terk edip etmediklerini görmek için diyalog alanları bulunmaktadır. Tehdit ve hakaret olmadan konuşabilir ve birbirimizi dinleyebiliriz. Açık yaralar olduğunu, acılar ve hayal kırıklıkları olduğunu biliyorum. Buna rağmen, umut ve diyalog için, bütün vatandaşların refahını artırmak için birlikte yaptıklarımızın farkına varmak ve birlikte yapabileceklerimizi düşünmek için bir fırsat vardır. Ancak bunun için Katalan ayrılıkçılığı Anayasa›ya geri dönmeli ve yasalara saygı göstermelidir. Hükümetim İspanya›nın Avrupa’nın inşası projesinin ön saflarında yer almasını sağlamıştır; büyük küresel zorluklarla mücadelede, hak ve özgürlükler alanında ilerleme ve eşitsizlikle mücadelede ön saflarda yer almasını sağlamıştır; bunlar milliyetçi vizyonu aşan, ötesine geçen hedeflerdir. Bu çalışmada Katalonya ve Katalan toplumuna ihtiyacımız vardır. https://www.project-syndicate.org/commentary/catalonia-separatism-violates-democracy-rule-of-law-by-pedro-sanchez-2019-11
Editör: TE Bilisim