[video width="1280" height="720" mp4="http://www.24saatgazetesi.com/wp-content/uploads/2020/01/68d07cf9-7246-4a75-93f5-bd37ba546935-720.mp4"][/video] ANKARA (ANKA) - İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı, basın toplantısında ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı, ekonomi verilerini değerlendirdiği bir basın açıklaması yaptı. Paçacı, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Ekonomi politikalarında yapılan yanlışlıklar ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye adlandırılan Tek Adam Sistemine geçişin getirdiği olumsuzluklar sebebiyle, Türkiye 2018 yılında Sayın Erdoğan’ın deyimiyle “Yerli ve Milli” ekonomik kriz ile karşı karşıya kalmıştır. 2019 yılında halkımız, ekonomik krizin tüm tahribatını yaşamıştır. 2020 yılında da maalesef bu tahribatın artarak devam edeceği görülmektedir. Türk ekonomisi bugün, emirle faiz düşürüldüğü, hesap ağırlıkları değiştirilerek düşük enflasyon hesabı yapıldığı, kurun baskı altında tutulduğu sonuç itibariyle serbest piyasa ekonomisi yerine saraydan “Talimatlı ve müdahaleci” bir yapı ile yönetilmeye çalışılmaktadır. TÜİK, TCMB, Kamu bankaları ve BDDK kanalı ile istatistiki rakamlarla oynanmakta, ekonomik kurallar yerine emir ve talimatla ekonomi dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Bu yöntem doğal olarak açıklanan ekonomik rakamlara güveni de ortadan kaldırmıştır. Türkiye aşırı borçlanma, ödenemeyen krediler, yüksek miktarda açık veren bütçe, olmayan yatırım, gelmeyen yatırımcı ve kısıtlı kaynak içinde küçülen bir ekonomi ile ciddi bir darboğazın içindedir. Bu ekonomik yetersizlikler ortamında faiz, enflasyon, kur değişkenleri ile hem faiz düşsün hem kur yerinde kalsın hem de enflasyon düşsün isteği mümkün değildir, rasyonel değildir, hatta imkansızdır. Nitekim bu çarpık ve yanlış müdahaleci yaklaşım ile döviz kurları baskı altında tutulmasına rağmen, halkımız tasarruflarını altına ve dolara yatırarak değerlendirmeye çalışmaktadırlar. Bankalardaki döviz tevdiat hesapları 195 milyar dolara ulaşmıştır. Yani toplam mevduatın % 52 si yabancı para mevduatından oluşmaktadır. Bu tablo, halkımızın Türk Lirasına artık güvenemediğinin net bir göstergesidir.
Değerli Basın Mensupları, 2019 yılında talimatla hareket eden TÜİK, enflasyon oranını %11.84 olarak açıklamıştır. G7 ülkelerinde enflasyon     : %1.37 Euro Bölgesinde enflasyon    : %1.00 Dünya ortalaması                               : %3.58 Türkiye’de ise                                 : %11.84 olmuştur. Halkımızın yaşadığı gerçek enflasyon ise TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranının çok üstündedir. AK Parti yetkilileri ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan sürekli “Faize karşıyım” demekte ancak denetimsiz kamu harcamaları ve lüks tüketim harcamaları ile bütçedeki açığı sürekli artırmaktadır. Faize karşı olan bir anlayışın yönettiği ekonomide, bütçe açığı oluşmaması esastır. Faize gerçekten karşı olunsaydı, her yıl bütçede % 12 oranında faiz dışı fazla verilmesi gerekirdi. Ancak 2019 yılında bütçe açığı rekor kırarak 130 milyar TL ye ulaşmıştır. Değerli basın mensupları, faize karşı olduğunu söyleyen AK Partinin tek başına ülkeyi yönettiği 2002-2019 döneminde kamu tarafından toplam 1 Trilyon TL faiz ödemesi yapılmıştır. Bu sonuca göre ya faize karşı değilsiniz ya da ülkeyi yönetemiyorsunuz. Diğer taraftan isminde adalet olan Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde gelir adaletsizliği rekor kırmıştır. İktidara geldikleri 2002 yılında en zengin %10 luk kesimin toplam ülke servetinden aldığı pay % 67.7 iken, AK Parti döneminde bu oran %81.2 ye çıkmıştır. Diğer bir deyimle 8 Milyon kişinin toplam serveti, geri kalan 76 Milyon kişinin toplam servetinin 4 katını geçmiştir. İşte AK Partinin ekonomideki adaletli paylaşımı budur! Esnaf ve sanayici, bankalara olan kredi borcunu ödeyememektedir. 2019 yılında takipteki alacak miktarı 147 Milyar TL ye çıkmıştır. Bu rakamın yüzdürülmeye çalışılan ancak sorunlu kredilerin toplamının 400 Milyar TL olduğu ifade edilmektedir. Bu rakam banka bilançolarını ciddi biçimde olumsuz etkileyecek ve sermaye artırımını gerektirecek bir rakamdır. Ülkemizde işsizlik, tam anlamıyla toplumsal bir facia noktasına gelmiştir. Damat Sayın Berat ALBAYRAK, 25 Şubat 2019 tarihinde 2.5 Milyon yeni istihdam yaratacağını ifade etmiştir. Ancak bırakın 2.5 Milyon kişiye iş bulmayı, 2018 e göre 2019 da işsiz sayısı 1 milyon 276 bin kişi artmıştır. Dar kapsamlı işsiz sayısı, 4 milyon 566 bin kişi olmuş, geniş kapsamlı işsiz sayısı, yani iş aramayı bırakanlarda dahil işsiz sayısı 8 milyona ulaşmıştır. Ortalama her ay 70 bin kişi işini kaybetmektedir. Özellikle gençlerimizde işsizlik oranı adeta patlama yapmış ve %27.4 ü bulmuştur. Üniversite mezunu işsiz sayısı, 1 milyon 250 bine ulaşmış, diğer bir deyimle üniversite mezunu gençlerimizin yarısı işsizdir ve gelecek umudu da kalmamıştır. Bugün çiftçilerimiz tarlasını ekememektedir. Besicilerimiz iflas noktasına gelmiştir."
Editör: TE Bilisim