Mehmet Necati GÜNGÖR İkincisini gerçekleştirdik geçtiğimiz günlerde. Çok sevgili dostumuz merhum Birol Yüksel’in dostları olarak her yıl Kordon boyundaki buluşma yerimizde bir araya gelip anma görevimizi yerine getiriyoruz. Burası güzel bir balık lokantası. Tuzda balığın sos eşliğinde servis edildiği çok güzel bir mekân. İzmirliler akşamları Kordon boyundaki bu lokantalarda hayatın tadını çıkarıyorlar. Erkekli kadınlı gruplar, bazı masalarda tek başına demlenen hanımefendiler... Kimse kimseyi rahatsız etmiyor, insanlar gülümseyen ifadelerle biribirlerini selamlıyorlar. İçenler içiyor, içmeyenler içenlerle birlikte bu keyif akşamınlarına alkolsüz kadehlerle eşlik ediyorlar. Bizim masamızda da içenlerle içmeyenler yan yana. Bu arada çok sevdiğim Erzurumlu hemşehrim Gani Hamutçu’dan bir mesaj: Facebookta yayımlanan resimlerimize takılmış ve şu notu düşmüş: “Balıkları zayi ettiniz ağabey.” Tesadüf; içmeyen dörtlümüz kendiliğinden bir araya gelmişiz. Bu buluşmalarımızı Birol beyimizin unutmayan dostlarından eski İstanbul Milletvekili Selçuk Maruflu ile Sanayi Bakanlığı eski müsteşarı Erkal Sahtiyancı organize ediyorlar. Katılımcılar: Devlet eski Bakanı Kâzım Oksay, Tarım Bakanlığı eski müsteşarı Mustafa Keten, Petrol Ofisi ve Vakıflar eski Genel Müdürü Mehmet Gültekin, İzmir’in tonton amcası Sancar Maruflu (Karşıyaka’da adına bir sokak bile var), oğlu Cevat Maruflu, İstanbul’dan gelen iki iş adamı Tamer Sökmen ve  Eral Türk. KKTC Türkiye Müsteşarı Erdoğan Güçlü  rahatsızlığı nedeniyle ikinci buluşmaya katılamadı. Birol Yüksel, Vakıflar Bankası Genel Müdür Yardımcılığı ve Botaş Teftiş Kurulu başkanlığında görev yapmış değerli bir bürokratımızdı. Devletin kuruşuna titreyen, kılı kırk yaran bir hassasiyete sahipti. Bu niteliği ile kamu parasına göz dikenlere göz açtırmayan bir bürokrat olarak namlandı. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Okuldaki lâkabi ise “köfte”. Bize göre ise “rahati lokum” kıvamında medeni bir insan vefalı bir dost. İzmirli Eczacı Çiçek hanımefendi ile mutlu bir evlilikleri oldu. O kadar çok sevildi ki, arkadaşları onu asla unutmuyorlar. Biz de unutmuyoruz. Konya’nın çiçeklerle donanmış mezarlığında bir gül ağacının altında yatıyor. Mekânı cennet olsun.