ŞEHRİN sanat/kültür hayatını desteklemeyi ve çeşitli sanat alanlarında katkıda bulunmayı önemli bir kamusal sorumluluk kabul eden Kadıköy Belediyesi, bu anlayış çerçevesinde toplumun sanat ve kültür hayatını canlandırmak ve yoğunlaştırmak; Türk sanatçı ve edebiyatçıları yeni eserler yaratmaya özendirip teşvik etmek amacıyla; müzik ve sahne sanatları dallarında değişik ödüllü yarışmalar düzenliyor. Bunlardan biri de, 2017 yılında sonuçlanması planlanan Türk bestecileri için açılan “Kadıköy Belediyesi Ulusal Süreyya Operası Beste (Oda orkestrası için süit) Yarışması”. Kadıköy Belediyesi 35 yaş altı genç kompozitörlere açık olan bu yarışma ile çok sesli evrensel müzik alanında yerli, özgün telif eserler yaratılmasına, böylelikle yerli müzik eserleri repertuvarının zenginleşmesine katkıda bulunabilmeyi hedefliyor. Geçtiğimiz yıllarda yapılan genç "piyano" ve "keman" icracılarına yönelik yarışmaların ardından "beste" alanında açılan "Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Ulusal Beste Yarışması 2017" Süreyya Operası'nda yapılacak olan üçüncü yarışma olacak. Seçici Kurul'u Cihat Aşkın, Gürer Aykal, Oğuzhan Balcı, Turgay Erdener, Rengim Gökmen, Yalçın Tura ve Hasan Uçarsu'dan meydana gelen beste yarışması; kazananlara para ödüllerinin yanı sıra CD kaydı imkanı da vadediyor. Bestecilerin eserlerini 30 Aralık 2016 tarihine kadar gönderebilecekleri yarışmanın final turu halka açık olarak 6 Mart 2017 Pazartesi akşamı Süreyya Operası'nda yapılacak ve ödül töreni konserin ardından aynı gece gerçekleştirilecek. Ayrıntılı bilgi ve yarışma şartnamesi www.sureyyabesteyarismasi.kadikoy.bel.tr internet adresinden edinilebilir. ►BİR ŞÖLENDİR OPERA: KASTRATO ÇAĞI 3 Ekim’de Borodin Quartet ile sezona merhaba diyen Kadıköy Belediyesi Sürreyya Operası etkinlikleri bugün bir söyleşi ile sürecek. Etkinliğin adı, “Bir şölendir opera: Kastrato Çağı”, saat 18.00’de başlayacak. Etkinliğin sunumunu Tuğrul Tanyol yapacak. Tuğrul Tanyol etkinlikle ilgili şu bilgileri paylaşıyor: “18. yüzyıl birçok alanda olduğu gibi müzikte de olağanüstü değişimlerin yaşandığı çağdır. İnsanlık o güne dek, tarihinin hemen hiçbir döneminde bu yüzyılda olduğu kadar denemeci ve atılımcı olmamıştı. 18. yüzyıl, aydınlanmadan Fransız Devrimi'ne uzanan zaman diliminde Rönesans'tan beri süren merakına bir de bir önceki yüzyılın bilimsel devrimler çağının deneyimlerini katarak, yeni bir insan tipi yaratmıştı. Aristokrasi yavaş yavaş erirken, aristokratik zevkler kentlerdeki yeni zenginler ve kimi orta üst sınıflar tarafından paylaşılır olmuştu. Dönemin müziğini ve hızlı dönüşümlerini çağın ekonomik, siyasal ve sosyal değişimlerini dışarıda bırakarak anlamak mümkün değildir. Pazarın, müziğe ilk kez bu denli egemen olduğu çağdır bu. Bugünün mega starlarına nasıl tapınılıyorsa, keman virtüözlerine, sopranolara ve castratolara da o günlerde öyle çılgıncasına bir tapınma vardı. Castrato bir yandan da sosyolojik bir gerçeklik olarak karşımıza çıkıyor. Bir anlamda insandan bir çalgı yaratma gibi yorumlanabilir bu, ya da doğal olmayan bir ses yaratmak diyebiliriz buna. Nasıl keman icat edilmeden böyle bir ses doğada yok idiyse, testisleri alınan bir erkek çocuğunun ileride sahip olacağı ses de doğal olmayan bir ses, yani kültürel bir olgu, bir icattı. Bu çağın en tanınmış castratosu kuşkusuz Farinelli olarak da anılan Carlo Broschi'dir. İlk akla gelen öteki adlar arasında Sennesino, Caffarelli, Carestini öne çıkarlar. Castratolar bir gereksinmeden dolayı mı, yoksa bir rastlantı olarak mı müzik yaşamına katıldılar? Bu anlatıda buna ışık tutmaya çalışacağız.” ►NİLÜFER BELEDİYESİ ULUSLARARASI PİYANO YARIŞMASI VE FESTİVALİ’NE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK 10-14 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek ve Bursa’da bir ilk olacak Bursa Nilüfer Uluslararası Piyano Yarışması ve Festivali’ne Türkiye’nin yanı sıra yurtdışından da çok sayıda sanatçı katılacak. Nilüfer Belediyesi ile Mix Müzik & AkademiX tarafından düzenlenen etkinlik kapsamında dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say’ın yanı sıra çok sayıda müzisyen ve akademisyen de Bursalılarla buluşacak. Düzenlenecek uluslararası piyano yarışmasında genç yeteneklerin keşfedilmesi sağlanırken, festival kapsamında gerçekleştirecek konserlerde de sanatseverler değerli isimleri dinleme fırsatı bulacak. Başvuruları başlayan piyano yarışması ve festivalin tanıtım toplantısı Nilüfer Belediyesi Halk Evi’nde Nilüfer Barış Meclisi önünde yapıldı. Basın toplantısına Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Bukle Erman, Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç, Mix Müzik & AkademiX adına Genel Koordiantör Rüstem Avcı ve Proje Sanat Koordinatörü Elena Çekiç katıldı. ►AMİR ATEŞ 22 EKİM’DE TÜRK MÜZİĞİ KONSERİYLE SEVENLERİNİN KARŞISINDA OLACAK Hafız, mevlidhan ve besteci Amir Ateş eserlerinin seslendirileceği bir konserde sevenleri ile buluşacak. Bayrampaşa Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde ki konser 22 Ekim 2016 günü yapılacak. 1942 yılında İzmit'in Kandıra ilçesinde doğdu. Babası Hafız Vehbi Efendi, annesi Dürdane Hanım'dır. Hafız olan babasının etkisinde kalarak ve güzel olan sesi ile Kur'an okumak şevkiyle Hıfzı'nı tamamlayarak hafız oldu. 1956 yılın da İstanbul'a giderek Hacı Hafız Akkuş Efendi'den Kur'an dersleri almaya başladı. Eğitimini dini yönde geliştiren bestekâr, İstanbul’da zamanının en değerli üstatlarından feyz almanın gayreti içinde oldu Kemal Batanay, Sabahattin Volkan, Saadettin Kaynak gibi önemli sanatçıların öğrencisi oldu. 1959 yılında belediye Mezarlıklar Müdürlüğü’nde memur olarak işe başladı. Aynı yıl Üsküdar Musiki Cemiyeti'nin müzik çalışmalarına katıldı. Burada Emin Ongan'nın öğrencisi oldu iyi dostluklar yaşadı. 1964 yılında askerlik görevini tamamladı ve İstanbul'a döndü. Beste çalışmalarına hemen aynı tarihlerde başladı ve sanat, dini, halk müziği ve saz eserleri gibi dallarında pek çok denemeler yaparak bugüne değin 700-800 civarında eser musikimize kazandırdı. İlk olarak sözleri Reha Güzey'e ait olan " Gönlüm özler kaybolan manalı mahzun çehreni " isimli güfteyi Hüzzam makamında besteledi. Üsküdar Musiki Cemiyeti’ndeki hocalığının yanı sıra; “Anadolu Yakası Telefon Baş Müdürlüğü”, “Türkiye Denizcilik İşletmeleri”, “İstanbul Ehli Kur”ân ve Mevlidhânlar-Derneği” Tasavvuf koroları gibi birçok topluluktan başka Diyanet İşleri Başkanlığı seminer ye kurslarında da hocalık yaptı. Gördüğü her güzelliği, duyduğu her duyguyu, denenmemiş birçok motifleri ele almak suretiyle; benzerliklerin de ötesinde, orijinal, yeniliklere önem verdi. Besteci olarak tanıdığımız Amir Ateş, Mevlidhân olarak da ününü duyurdu ve bu yönde de pek çok öğrenci yetiştirdi. Hicaz makamında "Seni ben unutmak istemedim ki", "Kaybolan yıldız gibi çıldıran yalnız gibi" Kürdîlihicazkâr makamında "Her güzel bağından bir gül seçerdi", Muhayyer Kürdi makamında "Bir kızıl goncaya benzer dudağın", Segâh makamında "Ben seni unutmak için sevmedim" ve daha birçok güzel şarkılarıyla musikimizde önemli bir yer aldı. Bestekârın önemli dini bestelerinden oluşan eserlerinin kayıtları müzik marketlerde halkımızın beğenisine sunuldu. Daha pek çok yıllar dillerden düşmeyecek besteler yapmaya ve öğrenciler yetiştirmeye devam eden olan bestekâr, evli olup; Furkan adında bir oğlu ile Şevval adında bir kızı var.