http://ajans.dha.com.tr/images/videos/2019_01/2019_01_30/2187699/istanbul_kadinlarin_yuzde_10_unun_gizli_sorunu.mp4 İlknur SARGUT-Özgür KUMANOVALI/İSTANBUL, (DHA)- HİRSUTİZM, yani kadınlarda görülen aşırı kıllanma probleminin altta yatan bir hastalığın belirtisi olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, "Lazer epilasyon adı verilen kozmetik önlemler, kılları geçici olarak uzaklaştırabilir. Ancak öncelikle yapılması gereken, aşırı kıllanmanın altında yatan bir hastalık varsa, bunun açığa çıkartılmasıdır" dedi. Kadınlarda ve genç kızlarda görülen 'hirsutizm' kadın vücudunda fazla miktarda kıllanma olarak tanımlanıyor. Erkek tipi bu kıllanmaya 'Kadınlarda Aşırı Kıllanma' adını verdiklerini belirten, Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Koordinatörü ve Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. HANGİ BÖLGELERDE GÖRÜLÜYOR? Üreme çağı adı verilen, adet görmeyle başlayıp ve menopoza kadar devam eden zaman diliminde, her 100 kadından 10'unda aşırı kıllanma sorununun olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, kadınlarda, çene bölgesi, üst bıyık bölgesi, üst kol bölgesi, sırt bölgesi, alt bel bölgesi, üst karın bölgesi, göğüs, alt karın ve uyluk bölgelerinde normalden fazla kıllanma olması durumunda hirsutizm tanısı koyduklarını belirtti. "AŞIRI KILLANMA İLE GİZLENEN HASTALIKLAR OLABİLİR" Aşırı kıllanmanın en yoğun olarak 15-16 ila 45-50 yaşları arasında görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, "Bu, haklı olarak kadınları rahatsız edici bir sorundur. Birçok kadın bu sorunu çok fazla dile getirmez ve hekime gitmez. Estetiysen ya da kozmetik merkezlerine başvurarak kıllardan kurtulmaya çalışır. Ancak önemli nokta şu ki, aşırı kıllanma, bir hastalık olmayıp altta yatan bir hastalığın belirtisidir. Bir kadında bu rahatsızlık varsa, ona yol açan sebebin mutlaka açığa çıkartılması gerekmektedir. Altta yatan sebebin ne olduğu anlaşılmadan, doğru tedavi mümkün olamaz. Zaman kaybına yol açmadan hastalık tespit edilmelidir" ifadelerini kullandı. "HİRSUTİZM’İN EN YAYGIN NEDENİ, POLİKİSTİK OVER SENDROMU" Aşırı kıllanmanın en yaygın sebeplerinden birinin polikistik over sendromu olduğunu belirten Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, "Yüzde 70 oranında polikistik over kaynaklıdır. Üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen endokrin bozukluktur. Kadınlarda, aşırı kıllanma yanında adet düzensizliği, sivilce oluşumu ve saç dökülmesine de neden olabilir. Polikistik over sendromu tanısı koymak için ultrason eşliğinde yumurtalıklar incelenir, ultrasonografide büyümüş yumurtalıklar ve yaygın bir şekilde dağılmış küçük kistlerin görülmesi kriterlerden biridir. Polikistik over sendromu, ayrıca kadınlarda infertilitenin de en sık sebebidir. Bu hastaların büyük bir kısmı kilolu hastalardır. Vücut kitle indeksleri yüksektir. Bu hastalarda yağ metabolizması bozukluklarına sık rastlanır. Diyabet, bu hastalarda en az 5 misli daha fazla görülür. Bu nedenle kıllanma sorununu basite almamak gerekir" değerlendirmesinde bulundu. "NADİREN TÜMÖR YA DA GENETİK HASTALIK KAYNAKLI OLABİLİR" Tedavide zaman kaybedilmemesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, şu uyarılarda bulundu: "Nadiren de olsa, böbreküstü bezi ve yumurtalık tümörleri de androjen hormonları fazla salgılanmasına yol açtığı için aşırı kıllanma ve saç dökülmesi gibi şikâyetlere neden olmaktadır. Bu vakalarda kıllanma aniden başlar ve hızlı ilerler. Beraberinde kanser de hızlı ilerlediği için zaman kaybedilmemesi ve aniden başlayan ve hızlı ilerleyen erkek tipi kıllanma durumunda en kısa zamanda hekime başvurulması önem taşımaktadır. Böbreküstü bezini ilgilendiren, Konjenital Adrenal Hiperplazi adı verilen genetik hastalık, böbreküstü bezinde steroid hormonlarının sentezindeki bozukluklardan kaynaklanmaktadır. Bu hastalıkta erkek tipi kıllanma, saç dökülmesi, sivilcelenme ve kas kitlesinin artması, ağır vakalarda ise ses kalınlaşması ve klitorisde büyüme gibi bulgular görülebilir. Tanıda hormonal testler dışında genetik analizler de gerekebilir. Bu hastalıkların dışında hastaların bir kısmında aşırı kıllanma için belirli neden bulunmamaktadır. Androjen düzeyleri normal sınırlarda olmasına karşın aşırı kıllanma olan, over ultrasonografisinde polikistik over saptanmayan ve adet düzensizliği bulunmayan hastalarda bu durum 'İdiopatik Hirsutizm' olarak tanımlanmaktadır" "MULTİDİSİPLİNER TEDAVİ GEREKLİ" Aşırı kıllanma tedavisinin, farklı branşlar tarafından, birlikte değerlendirilmesi gereken bir problem olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Keleştemur, tedavide dikkat edilmesi gereken hususları şöyle sıraladı: "Ekipte mutlaka bir endokrinoloji uzmanının olması gerekiyor. Bu hastalarda, insülin direnci ya da obezite gibi endokrin anormallikler görülebilir. Ek olarak, dermatoloji uzmanı, üreme endokrinolojisiyle uğraşan bir kadın doğum uzmanı, radyoloji uzmanı ekipte yer almalıdır. Obezite problemi olan hastaların tedavisi için diyetisyen ve mümkünse davranış terapisi konusunda deneyimli bir terapistinin de olmasında fayda vardır. Bütün bunlar multdisipliner ekibi oluşturur. Yeditepe Üniversitesi Hirsutizm Merkezi’ne başvuran hastalar için, öncelikle aşırı kıllanma probleminin altında yatan sebebin bulunmasına ekip olarak odaklanılmaktadır. "EN AZ 6 AY DÜZENLİ İLAÇ KULLANILMALI" "Aşırı kıllanma şikayetiyle başvuran kişilerde çoğunlukla görülen, polikistik over sendromu ve nedeni bilinmeyen hirsutizmde ilaç tedavisinden yararlanılmaktadır. En az 6 ay düzenli ilaç kullanımının yanı sıra, gerekirse kozmetik tedavi de uygulanabilir. Aşırı kıllanma tedavisinin kalıcı bir tedavi yönteminin olmadığı, kronik tedavinin gerekli olabileceği ve ilaçların ancak aylar içerisinde etki edebileceğinin unutulmaması gerekir. Bu süre içinde düzenli hekim kontrollerine devam edilmesi oldukça önemlidir." DİYET VE EGZERSİZ ÖNEM TAŞIYOR "Hirsutizmin tedavisinde hayat tarzı değişiklikleri de önemli bir yer tutar. Altta yatan neden ne olursa olsun, özellikle obezitesi olan hastalarda uygun diyet ve düzenli egzersizin, aşırı kıllanma üzerine olumlu etkileri vardır. Ayrıca aşırı kıllanmanın nedeninin genetik anormallik olduğu tespit edilirse, hastalara genetik danışmanlık hizmeti de verilmelidir."