HAVVA ÇUSTAN Ekonomik kriz, pandemi ile birlikte tüm kesimler bakımından çok daha derinden hissedilmeye başladı. Birçok şirket konkordato ilan etti, birçok küçük iş yerleri kapandı ya da kapanmak üzere. Dolar 7 lirayı, Euro 8 lirayı aşmışken bu krizden en çok etkilenen sektörlerden bir tanesi de turizm sektörü. Geçen yıla oranla gelen turist sayısı yüzde 67 azalmış durumda. Turizmin başkenti sayılan Antalya’da ise durum çok farklı değil. Yazın gelmesi ile sokaklar capcanlı olurken bu yıl pandeminin de etkisiyle bomboş. Antalya’da pandemi ile birlikte turizmin yaşadığı krizi, Kaleiçi esnafı ile konuştuk. “Kaleiçi son 5 yıldır hedefteydi” 14 yıldır Kaleiçi’nde kafe işlettiğini belirten Zekiye Papiç, son 5 yıldır turizmin can çekiştiğini vurguladı. Turizmin can çekişmesinde dış politikada izlenen yolların etkili olduğuna işaret eden Papiç, şunları söyledi: “Geçen yıl turizm biraz toparlamıştı ama pandemiden itibaren işler çok kötü. Aslında Kaleiçi, AKP’nin muhafazakârlaşma politikalarıyla son 5-6 yıldır hedef halindeydi. Buradaki eğlence kültürünü bitirmek istiyorlardı. İş yerlerine çeşitli bahanelerle cezalar yağdırdılar. Barları, kafeleri sürekli baskın yapar gibi davranıyorlardı. Kolluğun, bekçilerin sürekli denetim adı altında kimlik kontrolü yapması insanları rahatsız ediyordu. Aslında bu bir tacizdir ve işlerimize de bu durum olumsuz bir biçimde yansıyordu. Pandemi ile birlikte ise birçok iş yeri kapandı, iflas etti. Etmeyen bizler de çok zorlanıyoruz. Bu süreçte devletin hiçbir desteğini görmedik. İstediğimiz kredilerin bile yarısını zor alabiliyoruz. Turizme endeksli çalıştığımız için ve turist olmadığı için çok zorlanıyoruz. Yerli turistin de ülkenin ekonomik durumundan dolayı durumu belli.” “Karantinada açıkmışız gibi vergi aldılar' Devletten hiçbir destek göremediklerini yineleyen Papiç, sözlerine şöyle devam etti: “Aksine pandemi sürecinde iş yerlerimizi kapatmak zorunda olduğumuz halde bizden açıkmışız gibi vergileri almaya devam ettiler. Örneğin; benden kaldırım vergisi aldılar karantina sürecinde. Vergi, sigorta borçlarımızın ötelenmesini değil, silinmesini istiyoruz. Öteleseler nasıl ödeyeceğiz ki; bir gelirimiz yok çünkü. Ayrıca burası turistik bir yer olduğu için kiralar çok yüksek. Birçok arkadaşımız kiralarını ödeyemiyor, devlet bunu da göz etmeli. Turizm bu yıl hiçbir biçimde canlanamaz bu yıl. Ki halk sağlığı içinde canlanmadan başka çözümler bulunmalı, devlet mağdur esnaflara destekte bulunmalı. Kurban bayramından önce vaka sayıları çok düşükken bayramdan sonra Rusya’dan, Arap ülkelerinden gelen ve yerli turistlerle vaka sayısı çok artmış durumda.” “Turizm beklentilerimizin çok çok altında” 18 odalı butik otel işleten 55 yaşındaki Ekrem Sofuoğlu ise, bu yıl turizmin kendilerinin beklentilerinin bile çok çok altında olduğuna dikkat çekti. Sofuoğlu, Kaleiçi’nde birçok pansiyonun, otelin pandemi öncesinde bile işçi çıkarmak zorunda kaldığını aktararak, şunları dile getirdi: “Şu an biz mevcut personelimizin yüzde 50’sini çalıştırıyoruz. Bir kısmını pandemiden önce çıkarmıştık, bir kısmını şu an ücretsiz izine çıkarmak zorunda kaldık, minimum personelle çalışarak ayakta durmaya çalışıyoruz. İşler bu kadar kötü olduğu halde turizm vergisi alıyorlar hâlâ bizden, konaklama vergimiz de var ama onu ertelediler. Ama o vergiyi de zamanı gelince nasıl ödeyeceğiz, bilmiyorum. Çalışırken her şeyden tasarruf etmeye çalışıyoruz, elektrikten, sudan vb. bir sürü kısıtlamaya giderken turizm vergisini ödemek zorundayım. Devlet bana bu vergiyi öde derken hiç sormuyor. Personelimin maaşlarını, sigortalarını ödeyebiliyor muyum? Devlet bu soruların hiçbirini sormuyor, sadece ödememizi istiyor.” Kirasını bile ödeyemediğini vurgulayan Sofuoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mart’tan beri sigortalarımın hiçbirini ödeyemedim. Aralık’a kadar devlet bu borçlarımızı öteledi ama dönen bir çarkınızın olması gerekiyor bu borçları ödeyebilmek için. Bizim çarkımız dönmediği için de zamanı gelince ödeyemeyeceğiz. Zaten önümüz kış sezonu bizim işlerimiz olmayacak, bu yıl turizm sezonu denen bir şey yaşayamadık. Esnaf olarak karamsar, geleceğimizden endişeli haldeyiz. Gelecek yıl da turizmin toparlanabileceğini düşünmüyorum. Öyle bile olsa bizlerin geçmişten gelen borçlarımızı ödeme ihtimali yok. Devlet en azından personellerimizin sigortasını karşılayabilirdi. Elektrik, su gibi şeylerde indirime gidilebilirdi. Borçlarımızı ötelemek destek sağlamak olmuyor. Önümüzde kartopu gibi büyüyen bir borç yükü var” ifadelerini kullandı. “Esnaf kepenk kapattıkça Kaleiçi cazibesini yitiriyor” Kaleiçi’nde ortalama yüz yirmi otel ve pansiyon olduğu bilgisini aktaran Sofuoğlu, bu konaklama yerlerinden sadece 20 tanesinin açık olduğuna dikkat çekti. Kaleiçi’ndeki esnafın camlarında sürekli “kiralık” ya da “satılık” yazdığını aktaran Sofuoğlu, sözlerini şu biçimde sonlandırdı: “Bunları görünce umutsuzluğa kapılıyoruz. Buranın cazibesi esnafın kapısının açık olmasında yatıyor, esnaf kepenk indirdikçe Kaleiçi de cazibesini yitiriyor. Taksicilerin durumu da çok parlak değil, geçen sene sadece ben bile günde ortalama 5 iş verdiğim halde bu yıl tek bir iş veremedim. Yani bu da toplamda Kaleiçi’ndeki canlılıktan geçinen insanlar için durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. Ayrıca salt kâr amacı gütmeyip halk sağlığını da düşündüğümüz için pandemi sebebiyle hafta sonları talep olsa bile en fazla kapasitemizin yüzde 50’si kadar misafiri otelimize alabiliyoruz. Kaleiçi esnafı olarak endişeliyiz. Hem pandeminin getirdiği yükümlülük hem de zaten krizde olan turizmin geleceğinden endişe duyuyoruz.”
Editör: TE Bilisim