Kıbrıs Türk Barış Harekatı’nın 45. yıl dönümü

Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD), Türkiye Muharip Gaziler Derneği ile Kıbrıs Türk Kültür Derneği (KTKD), Kıbrıs Türk Barış Harekatı’nın 45. yıl dönümü kapsamında harekatın siyasal, ekonomik, stratejik, jeopolitik etkileri, sonuçları ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri masaya yatırdı

NAZ AKMAN - Kıbrıs Türk Barış Harekatı’nın 45. yıl dönümünde Kıbrıs Türk Kültür Derneği (KTKD) ev sahipliğinde Kıbrıs Türk Barış Harekatı’nın siyasal, ekonomik, stratejik, jeopolitik etkileri sonuçları ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler” konulu panel düzenlendi. KTKD Genel Merkezi Mehmet Ertuğruloğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen panelde, Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı ile KTKD Genel Başkanı Büyükelçi Dr. Ahmet Zeki Bulunç, Kıbrıs Gazisi Albay İzzettin Çopur ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği Genel Başkan Yardımcısı Albay Mithat Işık günün önemine ilişkin konuşma yaptı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC), yapısal freformlar yaparak kendi ayakları üzerinde duran bağımsız bir devlet haline getirmenin zorunluluğunu ifade eden Kanlı, “Şartlar, tehditler değişti ama yine bir varlık kavgası içindeyiz. Yapılması gerekilenler zor ama basit. KKTC’yi yapısal reformlarla kendi ayakları üzerinde duran bağımsız bir devlet haline getirmek zorundayız. Krizler her zaman sorunlar kadar imkanlar da yaratır. Birliğimizi muhafaza ettiğimiz sürece hedeften şaşmadıkça bunlar olacaktır,” dedi. Kanlı “Ülkelerin uluslararası hukuk açısından deklere etmek zorunda olmadıkları temel hakları vardır. Bu hakları deklere etseler de onlarındır etmeseler de. Bunlardan bir tanesi de kıta sahanlığıdır. Türkiye’nin kendi kıtsa sahanlığı bellidir ve pazarlık konusu değildir. Yine uluslararası hukuk açısından adaların kıta sahanlığı yoktur. Bu açıdan şimdi Kıbrıs ile sıkıntımız var ama yarın Meis ile de olacak. Net olmamız lazım. Adaların münhasır ekonomik bölgeleri var. İkinci deniz hukuku sözleşmesinin kabulünden bu yana, ama Türkiye buna taraf değil. Dolayısıyla bizi bağlayıcı bir hükmü yok” dedi. Hayalet Kent Maraş’ın sivil yerleşime açılma tartışması Kanlı, Bulunç’un güncel sorunlar kapsamında yönelttiği KKTC yönetiminin, 1974 Kıbrıs Türk Barış Harekatı’ndan sonra Rumların boşaltması nedeniyle 45 yıldır kapalı tutulan Maraş kentini sivil yerleşime açma kararının olumlu bir gelişme olduğunu belirtti. Maraş’ın, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’na başlayan Türk ordusunun planlanandan öte aldığı bir bölge olduğunu hatırlatan Kanlı, “Maraş’ı alan komutanımız Osman Fazıl Polat Paşayı saygı ve minnetle yad ediyorum. İddia odur ki Maraş’ı aldığı için cezalandırılmış ve erken emekli olmuş. Büyük bir komutan, muhteşem bir insandı. Rahmet diliyorum,” dedi. Kanlı, Maraş konusunda rahmetli Bülent Ecevit’ten, 12 Eylül darbesi lideri rahmetli Kenan Evren’e kadar her dönemde ciddi siyasi hatalar yapıldığı ve Rumlara geri verileceği beyan edildiğinden ne yerleşime açılabildiğini ne de Kıbrıs sorununa nihai çözüm sağlanamadığı için eski, sahiplerine verilemediğini ve adeta bir hayalet şehir haline gelmesi sonucu doğduğunu kaydetti. “Burayı vereceğiz” diye bir angajmana girmenin yanlış olduğunu ancak günümüzde bu sorunun belirsiz şekilde kalmasının da anlamsız olduğunu kaydeden Kanlı, “Maraş ciddi bir dert. BM kararı var, eski sahiplerine verin diye. Bu bölgenin vakıf arazisi olduğu iddiaları var. Bu vakıfların ne tip vakıfşlar olduğu tartışmalı. İlk sahiplik gibi kullanıcı hakları meselesi var. Her adımı iyi hesaplamalı ve ona göre ilerlemeliyiz. Şimdi böyle cesur ve hesaplı adımlar atılmasından memnunum,” dedi. “Maraş’ta rant yaratarak, hem para getiren hem de inşaatını finanse eden bir yer haline getirme” Bölgenin eski sahiplerinin yerleşimine açılmasının ya da mülk ve kullanıcı haklarına saygı çerçevesinde Taşınmaz Mal Komisyonu tarafından bu soruna çözüm getirilmesinin gerektiğini vurgulayan Kanlı, “Bu bölgenin açılması lazım. Üzerinde çeşitli iddialarımız var, çok ciddi bir envanter çalışması yapmamız gerekiyor. Aralarında uluslararası uzmanların da olduğu özel bir ekip Maraş’a girerek, durum tespiti yapmalı. Binaların hasar durumu, altyapının ihtiyaç duyduğu onarım gibi çevresel konuların ve mülkiyetinin kimlere ait olduğu belirlenmeli. Kullanıcı haklarını kabul eden bir çözüm ama aynı zamanda mal sahibi haklarını da koruyan bir çözüm getirilmeli. Önce bir envanter ardından Kıbrıs Türk idaresinde Rumlara burayı açma daveti yapılmalı. Benim önerim Maraş’ta rant yaratarak, hem para getiren hem de inşaatını finanse eden bir yer haline getirmek. Komite çalışmalarının başlaması oldukça olumlu bir gelişme” diye konuştu.
Editör: TE Bilisim