Basın Evi gazetecilerle haftalık buluşmalara devam ediyor

Gazeteciler Cemiyetince yürütülen ve Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen “Demokrasi için Medya/Medya için Demokrasi” programı (M4D) kapsamında, Basın Evi’nde düzenlenen haftalık buluşmada gazeteci ve yazar Işık Kansu “Gazetecinin İşlevi” konusunda bir söyleşiye konuk oldu

[caption id="attachment_164470" align="alignright" width="293"] Gazeteci ve yazar Işık Kansu[/caption] NAZ AKMAN - Gazeteciler Cemiyetince yürütülen ve Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen “Demokrasi için Medya/ Medya için Demokrasi” programı (M4D) kapsamında, Ankara’daki Basın Evi’nde düzenlenen gazetecilerle buluşma etkinlikleri devam ediyor. Eylül ayının gazetecilerle buluşma etkinliğinin ilk konuğu deneyimli gazeteci Işık Kansu, konuşmasında bu sektörde hala işine sahip çıkan namuslu gazeteciler bulunduğuna işaret ederek, “ümitlerimizi kaybetmememiz gerekir” dedi. Söyleşiden önce Işık Kansu ile aynı dönemlerde farklı kurumlarda gazetecilik yaparken tanıştıklarını ve 40 yılı aşkın sıkı bir dostlukları olduğunu ifade eden Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Mesleğin başında kazandığım dostlarımdan biri olan Işık Kansu’nun arkadaşlığından büyük onur duyuyorum. O zamanlar ikimiz de iki ayrı gazetede ve farklı görüşleri olan gazetelerde çalışıyorduk. O dönemler, gazeteciler haber peşinde koşar, yani görevlerini yaparlardı. Gazetecilerin dostlukları haber üzerineydi, düşmanlık diye bir şey yoktu. Bizim de Kansu ile uzun süren bu dostluğumuzun en önemli sebeplerinden biri ikimizin de meslek ilkelerinden ve etiğinden asla taviz vermemesidir. Çünkü gazetecilik bir yaşam biçimidir sadece bir iş değil” diye konuştu. [caption id="attachment_164471" align="alignright" width="277"] M4D Direktör Yardımcısı
Seva Ülman Erten[/caption] Söyleşinin açılış konuşmasını yapan M4D Direktör Yardımcısı Seva Ülman Erten, Eylül ayı boyunca devam edecek etkinlikler konusunda verdiği bilgilerin ardından, Kansu’ya ilişkin “Gazeteci ve yazar Işık Kansu, mesleğe henüz 19 yaşında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okurken Ankara’nın Bab-ı Ali’si sayılan Rüzgarlı Sokak’ta Ekspres gazetesinde muhabir olarak başladı. Bir süre sonra Cumhuriyet gazetesinde göreve gelen Kansu, burada muhabirlikten Ankara büro şefliğine kadar yükseldi ve çok sayıda dizi ve röportaja imza attı. Işık, ‘Ayrıntının İzdüşümü’ isimli ilk kitabının ardından üç araştırma inceleme, bir belgesel, bir öyküsel röportaj ve bir de müzikal oyun yazdı. Elbette böylesine dolu dolu bir yazarlık hayatına beş önemli ödül sığmalıydı. Sığdırdı da… Bu sektörde dopdolu bir yaşama imza atmış olan Kansu hala dürüst gazetecilik ilkesine bağlılığı ve saygın kişiliği ile mesleğini sürdüren basın temsilcilerinden biridir. Erten, Kansu’nun Şair Ceyhun Atıf Kansu’nun oğlu olduğunu hatırlattı. [caption id="attachment_164472" align="alignleft" width="286"] Başkan Bilgin: Gazetecilik bir yaşam biçimidir[/caption] “Türk medyası küreselleşmeyle beraber değişti” Sözlerine Gazeteciler Cemiyeti’ne teşekkür ederek başlayan Kansu, son kitabı “Yurt Kemiriciler” de ele aldığı medyanın dönüşümü ve sahiplik yapısına yönelik bilgiler verdi. Türk medyasının dünyadaki küreselleşmeyle birlikte değiştiğini anlatan Kansu, medyanın sahiplik ilişkisinin de bu dönemlerde evirildiğini ifade etti. Kansu, “Son kitabımda daha çok 12 Eylül sonrasında basının dönüşümünü anlattım. 12 Eylül dünyadaki bir dönüşümle paralel yürüdü. Küreselleşme dediğimiz kavram, büyük tekellerin ve büyük uluslararası şirketlerin sınır tanımadan büyüdüğü bir dönemi tanımlıyor. Küreselleşmenin resmî ideolojisi, artık ulus devletin bitmesi ve insanların kendilerini bu küreselleşmenin olanaklarına bırakmasını ifade ediyor. Türkiye’deki medya düzeni de bu sürece paralel bir durum sergiledi” dedi. 12 Eylül’den önce ve sonra basının içinde bulunduğu durumu örneklerle gözler önüne seren Kansu, “12 Eylül’den öne basın-yayın alanında gazete patronları, gazeteci kökenli ailelerden gelen kişiler ve gruplardan oluşuyordu. Ulusal anlamda da yayın kuruluşlarının başında Simavi, Karacan ve Nadir gibi gazetecilikten yetişmiş aileler yer alıyordu. Yeni dünya düzeni, Türkiye’de de tıpkı dünyada olduğu gibi yeni ve farklı bir medya düzeni oluşturdu. Bu düzen farklı bir dönüşümdü. Gazeteler şirket patronlarının eline geçti, gazetecilikten yetişen patronlar dışlandı. Peki neler oldu? Gazetecilik ve gazetecinin bakış açısı değişti. Medya holdingleri, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun ‘medya holdinglerinin teşebbüs ve ortalıklara girmelerine’ yönelik yasanın değiştirilmesiyle enerji ihalelerine girmeye başladı. Çünkü o dönemler enerji dağıtım şirketleri özelleştiriliyordu ve medya holdingleri de bunlara talip olmak istiyordu. Öyle de oldu” diye devam etti. Yeni medya düzeninin, mesleğini yaparken şehit edilen Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu gibi gazetecileri tarihin bir köşesine koymak gerektiğini ifade ettiğini ve yeni rol modellere ihtiyaç duyulduğunu ileri sürmelerine yönelik söylemleri eleştiren Kansu, “Önümüze gazeteci diye farklı insanları koyarak, rol modellerimiz olmalarını istediler. Ancak başta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere meslek büyüklerimizi önemsizleştirenler bizlere, ne yazık ki model olamazdı” dedi. “Ancak özgür bir ortamda sıkıntılar aşılabilir” Son olarak basının içinde bulunduğu çıkmazdan sıyrılabilmesi konusunda görüşlerini paylaşan Kansu, “Yıllar önce bizlerin zaten önemini çok iyi bildiği ancak şimdi kağıt krizi yaşayanların yokluğunu derinden hissedebildiği SEKA Fabrikası Yeni Şafak gazetesinin sahibine satıldı. Şimdi dolar yükseldikçe kâğıt fiyatları da artıyor. Medya bu süreçten nasıl çıkar bilemiyorum ama bu ihtimal en azından şimdilik zor görünüyor. Çünkü ancak özgür bir ortamda bu sıkıntılar aşılabilir. Her şeyden önce aklı başında demokratik bir sisteme gereksinimimiz var. Demokrasiyi geri getirmek, basın özgürlüğünü de yeniden inşa etmek gerekiyor. Karamsar değilim, eğer karamsar olursanız aptallaşırsınız. Biz akıllı olmak zorundayız, yürüyüşümüzü ona göre seçmeli ve bu yürüyüş ile mücadelemize devam etmeliyiz” diye konuştu.
Editör: TE Bilisim