ANKARA  - Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere geçici yönetim (kayyum) atanması kararı, holdingin Ankara'da bulunan binasındaki yetkililere tebliğ edildi.

Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talebiyle Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanmasına yönelik kararı, holding binasına gelen polisler tarafından yetkililere iletildi. Polisler, bina önünde bekleyen gruba müdahale edildikten sonra içeri girdi.

Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talebiyle Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanmasına yönelik kararı holding binası önünde toplanan bir grup tarafından protesto edildi.

Sabah saatlerinde holdingin İstanbul yolundaki binasına gelen grup, taleplerini içeren pankartlar açtı, çeşitli sloganlarla kararı protesto etti.

Gösteri sürerken, Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliğinin, Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) finans desteği sağladığı iddiasıyla yürütülen soruşturmada hakkında "yokluğunda tutuklama" kararı verilen Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek'in annesi Melek İpek de holding binasına geldi.

Bina içinde bir süre kaldıktan sonra protesto gösterisinde bulunanların yanına gelen İpek'e kalabalık, yoğun ilgi gösterdi. Gruptakilere geçmiş olsun dileklerini ileten İpek, "Bu dünya işleri için üzülmeye değmez lütfen hiçbirimiz üzülmeyelim" dedi.

Gruptakilerden dürüst olmalarının huzurunu yaşamalarını isteyen İpek, "Olmayan suç bulunmaz. Benim oğlumun zerre kadar suçu yok. Bin kere aradılar bulamadılar" diye konuştu.

İpek üzülmediğini ancak yapılanlara esef ettiğini belirterek, "Bizim vatanımız kan ağlıyor her gün askerimiz polisimiz... Benim gözümün yaşı durmuyor. 102 gencecik çocuğumuz öldü. Bizim onlara ağlamamız, o ailelere destek olmamız gerekirken aile olarak bizimle uğraşıyor insanlar. Çok üzgünüm" ifadesini kullandı.

Bazı basın yayın organlarında yer alan haberlerde Akın İpek'e yönelik "kaçtı" ifadesinin kullanılmasını da eleştiren İpek, şunları kaydetti:

"Akın Bey kaçmadı. Akın Bey'e çok güzel plan yaptılar. Nişanımız vardı, nişan günü bütün dünya biliyordu ki Akın Bey burada, gittikten iki gün sonra bunu yaptılar 'Akın Bey kaçtı' desinler diye. Allah'a şükürler olsun bizim utanacak hiçbir şeyimiz yok. Bir hatamız da yok. Olmayan suç da bulunmaz. İnsanlar da insan gibi yaşayacaksa, ayakta duracaksa eğilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz dimdik ayakta duracağız, vatanımız için mücadele edeceğiz. Bu vatanda kimin ne kadar hakkı varsa o konuşmalı. Biz 15 yaşından beri hizmet veriyoruz vatanımıza, ne yaptığımızı önce Rabbim sonra da tüm insanlar bilir."

Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinin kayyum atanmasına karar verdiği Koza İpek Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek'in avukatları tarafından karara tepki gösterildi.

Holdingin İstanbul yolundaki yönetim binasında açıklama yapan İpek'in avukatı Battal Öztürk, Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinin "26.10.2015 tarihli kararı ile 16.10.2015 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak" holdinge bağlı 22 şirkete kayyum atanmasına karar verildiğini söyledi.

Kararın henüz kendilerine resmi olarak tebliğ edilmediğini belirten Öztürk, "Her an gelmesini bekliyoruz. Bilirkişi raporu elimize ulaştı, raporu inceliyoruz, incelemelerimiz devam ediyor. Bunlara ilişkin ekleri de inceliyoruz. İlk yaptığımız incelemelerde raporun hiç bir somut verilere dayanmadığı, tamamen soyut iddialara dayandığı görülmüştür" dedi.

Daha önce söz konusu isnatlara ilişkin 2 dosyayı savcılığa ibraz ettiklerini anlatan Öztürk, şu iddialarda bulundu:

"Bunlarda isnat edilen her bir iddiaya karşı belgeleriyle ayrıntılı olarak izah ettik. Türkiye'nin sayılı şirketlerinde olan Koza İpek grubuna bu kadar basit ve gerekçesiz bir bilirkişi raporuyla Ceza Muhakemeleri Kanununun 130. maddesine dayanılarak kayyum atanmasını biz hukuka uygun görmüyoruz. 130. maddede iki türlü tedbir vardır. Birincisi yönetim aynı kalır, sadece kayyum bu kararları onaylar. Kayyumun onayı olmadan herhangi bir işlem yapılamaz ama burada 130. maddenin daha ağır olan kısmı uygulanmış, tamamen yönetimin yerine geçilerek adeta şirket el koyulacak gibi bir karar verilmiştir.

Koza İpek Grubunun bütün şirketleri uzun yıllardır gerek uluslararası gerekse Türkiye'deki tüm denetim şirketleri tarafından denetlenmekte, her türlü internet ortamında olsun diğer ortamlarda olsun her türlü kuruluşlara verilmektedir. Bunlara ilişkin tüm kayıtlar resmidir ve ilgili yerlere de verilmiştir. Bütün bunlara rağmen böyle bir işlemin yapılmasını biz hukuki olarak uygun görmüyoruz, karar tamamen hukuka aykırıdır. Buna ilişkin itirazlarımızı hazırlıyoruz. Biz hukukun varlığına hala inanıyoruz. Buna ilişkin dilekçelerimizi de hazırlayıp itiraz edeceğiz. Sayın mahkemenin de bu konuda duyarlı davranacak, haksız ve hukuka aykırı bu kararı kaldıracağına inancımız tamdır."

Avukat Hakan Yıldız da Koza İpek Grubu'nun yaklaşık iki yıldır tüm devlet daireleri ve kurumları tarafından denetlendiğini söyledi.

"Raporu sakladılar"

Resmi kurumların talep ettikleri bilgi ve belgeleri vaktinde ve eksiksiz teslim ettiklerini aktaran Yıldız, şöyle konuştu:

"Tüm bu araştırmaların sonucunda gruba ilişkin en ufak bir hata bulunamadığı için maalesef savcılık makamı, 1 Eylül 2015 tarihinde Koza grubuna bağlı tüm kurumlara şirketlere baskın düzenleyerek, gözaltı ve el koyma işlemi yapmıştır. El konulan evraklar derhal bilirkişiye verilmiş, bilirkişi incelemesi başlatılmıştır. Bu arada biz de savcılık aşamasında sorulan soruları cevap mahiyetinde çalışmalarımıza başladık ve en son cuma günü yaklaşık 70 sayfalık dilekçemiz ve iki klasör evrakımızla birlikte savcılık makamına bunları ilettik. Savcılıktan tek bir isteğimiz vardı. Bu dosyanın bilirkişilere bir an önce ulaştırılarak bilirkişiler tarafından iddialara ilişkin tarafsız bir rapor hazırlanması ancak savcılık makamı ne kadar ilginçtir ki 23 Ekim'de sunduğumuz evraka rağmen 16 Ekim'de dosyaya eklenen bilirkişi raporunu bizden sakladı. Oysa bilirkişi raporları kısıtlılık kararı haricindedir. 16 Ekim'de dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu neden savcılık makamınca 1 hafta bizden gizlenmiştir? Peki savcılık makamı ne yaptı? Savcılık makamı 16 Ekim'de aldığı raporu inceleyip 20 Ekim itibarıyla Sulh Ceza Mahkemesi'nden dünkü kararın verilmesi için talepte bulundu. Oysa bilirkişi raporu bize tebliğ edilmiş olsaydı o rapordaki hataların hepsine tek tek cevap verebilirdik. Maalesef bu yönüyle savunma hakkımız kısıtlanmıştır."

Editör: TE Bilisim