Artun TALAY “Hayat siyahı da olan gökkuşağıdır.” sözü Yevgeni Yevtuşenko’nun. Madalya ile gelirsen gökkuşağında siyah yoktur, gelmezsen vardır. Çünkü spor kültürü kazanma ve kaybetmeye yönelik. Salih Korkmaz’ın 20 km yürüyüşte beşinciliği benim için madalya kadar önemli. Onu madalya almış kabul ediyorum. Kendisini ve antrenörünü kutluyorum. 1983’ten beri dünya şampiyonaları 17 kez yapıldı. Yunanistan 22 madalya alırken, biz 4 madalya alabilmişiz. Madalya sayısını Yunanistan’ın hatta daha yukarılara çıkarabilmek için üç sorunun çözümlenmesi gerekir. 1. Üniversite spor bursu 2. Madalya stratejisi 3. Spor üniversitesinin kurulması Bunları yapacak olan devletin üst makamlarıdır. Ama spor teşkilatının da bu arada yapması gerekenler vardır. Profesyonel futbol dünya üçüncüsü olunca, Türkiye modern ve yeni stadyumlarla donatıldı. Ama atletizmin olimpiyat ve dünya madalyaları olmasına karşın hala İstanbul’daki sahanın açılmadığını ve Türkiye’nin çeşitli illerindeki atletizm sahalarının kış şartları için antrenman salonlarının olmadığını görüyoruz. Spor teşkilatının bir an önce bu konularda bir şeyler yapması gerektiği ortada. 1990 sendromu bir gerçek ama devlet subvansiyonlarının sporda sürmesi gerektiği de bir gerçek. Yürüyüş dalında başarılı olmamızın nedeni Oktay Şensoy’un yıllar önce, yürüyüş için verdiği mücadelelere dayanır. Keşke diğer dalların da böyle mücadele eden bir büyüğü olsaydı. Madalya alırken, alamamak nasıl açıklanabilir? Ekol olmazsa, başarılar tekrarlamaz. Başarının tekrarlayabilmesi için ekol oluşmalıdır. Zaten sporda kendi görüşüyle iş yapan sonunda pişman olur. Çünkü bir gözle görmek, iki gözle görmek gibi olmaz. Haliyle birden fazla kişinin görüşü bir kişinin görüşü gibi değildir. Boşuna mı Sokrat, “En akıllı kişi neyi bilmediğini bilendir” diyor. Siyahsız bir gökkuşağı için üniversite spor bursu, madalya stratejisi, spor üniversitesinin kurulması, ekolleşme ve tekrarlayan başarılar gereklidir.