İSTANBUL,(DHA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mutlu Demiray, kanser hastalarının tedavi görürken de tatile çıkmaları gerektiğini ve hayatlarını mümkün olduğunca değiştirmeden devam etmelerinin iyi olacağını söyledi. Tatilin kanser hastaları için hem fiziksel hem de moral olarak çok faydalı olabileceğini belirten uzmanlar dikkat edilmesi gereken yönleri açıkladı. Ayrıca etkili güneşe direk çıkılmaması ve kemoterapinin terle atıldığı için kıyafet ve havluların ayrı yıkanması gerektiğine de dikkat çekildi. "KANSER HASTALARI AYNI HEYECANLA TATİL PLANI YAPSIN" Kanser tedavisinin hastaların rutin yaşamını mümkün olduğunca değiştirmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Demiray şunları söyledi, "Herkesin özenle beklediği, kendisine ve sevdiklerine fırsat yaratmak istediği tatil kanser hastalarının tedavisinde engel yaratmamalıdır. Tatil kendisiyle beraber kaygıyı ve soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Enfeksiyon riskleri, kalabalık ortamlar, vücut direncinin düşmesi, kronik hastalıklar kanser hastaları için tatilde risk olabilmektedir. Kanserle karşılaştıktan sonra hayatınızda bazı değişiklikler yapmanız gerektiği gibi tatilde de birtakım önlemler almak gerekebilir. Onkologlar hastaları mevcut alışkanlıklarının ve hayatının içinde tutabildiği ölçüde başarılıdır. Hatta daha önce rutin olan ve sıkıldığınız işlerin de devam etmesi ve onlardan hala da sıkılıyor olmanızı tercih ederiz. Kanser tedavisi gören ve kanserli hastalarımızın da yazın güzelliklerinde ve nimetlerinden yararlanmaları gerekmektedir. Kemoterapi görüyor dahi olsanız tatil programınızı aynı eskiden olduğu gibi yapın. Aynı heyecan ve istekle. Kemoterapinizi hekimleriniz sizin tatilinize göre ayarlayabilecektir. Hatta bazen ufak aralar vermek sizin tatilden daha zinde ve dinç dönmenizle tedavinizin daha başarılı ve iyi gitmesini sağlayacaktır. Ancak her durumda olduğu gibi burada da istisnalar vardır. Hekiminiz sizin sağlık durumunuza göre karar verecektir. Denizin tadını çıkarmak ve yüzmek sizin de hakkınız. Çok özel koşullar yoksa ve hekiminiz özellikle yasaklamadıysa istediğiniz kadar, yoruluncaya dek yüzebilirsiniz. Havuzları da kullanmanızda sakınca yoktur.” "KEMOTERAPİ TERLE ATILDIĞI İÇİN GİYSİLERİ AYRI YIKAYIN" Prof. Dr. Demiray kemoterapi alan hastaların gün ışınlarının direk temas etmediği saatlerde sahilde dinlenebileceğini, kemoterapiden sonra güneşlenilmemesi gerektiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti, "Kemoterapi sonrasında terlemeniz durumunda kemoterapi ilaçları terinizle de atılacağı için bu durumda kullanacağınız giysi ve havlularınızı ayrı olarak yıkamak daha doğru olacaktır. Ancak toksik maddelerin atılımı sizi daha da rahatlatacaktır. Kemoterapi sonralarında güneş ışınlarına direkt maruz kalmamaya özen göstermek yanında koruyucu kremleri de kullanmayınız ki cildiniz rahatlıkla toksik maddeleri atabilsin. Ancak kemoterapi almadığınız durumlarda güneşlenmenizde de sakınca yoktur. İyi bir tatil, tedavinizin bir parçası ve daha başarılı bir tedavinin katkı sağlayıcısı olabilir." GÜNEŞTEN, KAPLICADAN, HAMAMDAN VE SICAK SU BUHARINDAN UZAK DURUN Medicana International İstanbul Hastanesi Radyasyon Onkoloğu Prof. Dr. Füsun Tokatlı ise etkili güneşe ve kışın soğuk rüzgara maruz kalınmaması gerektiğine dikkat çekti ve şunları söyledi, "Tedavi gören bölge cildi inceltir ve hassaslaştırır. Radyoterapi görmüş alanlarda ağrı, ciltte koyulaşma ve sertlik gelişebilir. Güneşe maruz kalmak cildi tahriş edeceği gibi, reaksiyon riskini de arttırır. Tedavi bitimini takiben en az 1 yıl süreyle, tedavi gören bölgenin kuvvetli güneş ışığından korunması gerekir. Bu süreden sonra bile bazen cilt hassasiyeti devam edebilir ve özel bakım gerekebilir. Bu durumda yüksek koruma faktörlü güneş kremleri kullanarak güneşe çıkılabilir. Sadece güneş değil, hamam, kaplıca ve sıcak su buharına maruziyet dahi kaçınılması gerekilen durumlardır. Böyle bir durum söz konusu olduğunda hastaların mutlaka radyoterapi yapan doktoruna başvurmaları gereklidir.” KANSER HASTALARI AÇIK HAVADA TATİLDE YÜRÜYEBİLİR MedicanaInternatioanal İstanbul Hastanesi Psikoloğu Melis Çekiç Güllüoğlu da tatilin kanser hastaları üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Güllüoğlu, güneş ışığının insan psikolojisindeki öneminin çok büyük olduğunu belirtti ve sözlerine şu şekilde devam etti, "Melankolik depresyon epifiz bezinin salgıladığı melatonin ile yakından ilişkilidir. Melatonin fiziki hareketlerimizi yavaşlatan, bizi uykusuz ve bitkin yapan karanlık ve ışıksız ortamlarda salgılanan bir hormondur. Sık sık duyduğumuz kış depresyonunun sorumlusu da yine melatonin aslında. Güneş ışığı yetersizliğinden dolayı ortaya çıkan depresyonun kendini,yorgunluk, bitkinlik, kol ve bacaklarda ağrı gibi fiziksel işaretlerle de belli edebiliyor. Biz, kanser hastalarımıza güneşin dik gelmediği açık havalarda ve özellikle tatilde yapılacak yürüyüşleri öneriyoruz. Tatil şüphesiz kanser hastalarımıza yaşam enerjisi katacaktır." GÜNEŞ KANSER HASTALARININ KALBİNİ YORABİLİR Medicana International İstanbul Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sebahattin Ateşal ise güneşin kanser hastalarında yol açabileceği kalp rahatsızlıkları hakkında önemli bilgiler verdi ve şunları açıkladı “Kanser tedavisinde kullanılan radyasyon ve kemoterapi ilaçlarının toksik etkileri de kalp damar sisteminin ciddi oranda etkileyebilir. Bu her iki hastalık grubu insanlarda görülen en sık hastalıklar olduğundan birlikte olmaları da sık karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle ortak riskler taşırlar. Yüksek nemde ve hava akımının olmadığı ortamlarda deriden buharlaşma az olacağından ve deri ile hava arasında teması azaltan giysiler giyildiğinde vücut ısısını düşüren mekanizmalar yetersiz kalabilir. Vücut merkez ısısı yükselerek ısı yükselerek ısı yükselmesinin bilinen etkileri ortaya çıkabilir. Bunlar halsizlik, yorgunluk, kramplar, bulantı hissi, kusma, sıcak çarpması denilen tablolardan ölüme kadar ilerleyebilir. Cildi yaygın olarak etkileyen kanser hastalıklarında, ter bezlerinin hastalıklarında, terlemeyi engelleyen kemoterapi, radyoterapi tedavisi alanlarında da ısı regülasyonunun bozulması halinde hava ısı artışında daha fazla komplikasyon oluşturur. Sıcakta ısı kaybını arttırabilmek için deri damarlarının genişlemesi gerekir. Bu durum kan damarlarında daha fazla kanın dolaşmasının yani kalp debisinin artmasıyla sağlanır. Terleme ile sıvı ve başta sodyum olmak üzere vücuttan elektrolit kaybı da olur. Kan basıncı düşebilir. Bu sayılanlar kanserli ve kalp hastalıklı hastalarda çok daha ağır komplikasyonlara neden olabilir. Tatile çıkacak hastaların nemi az olan bölgeleri, klimalı ortamları tercih etmeleri gerekir. Bol sıvı tüketilmeli, bu sıvıda başta sodyum olmak üzere elektrolitler ihtiva eden içecekler olmalı. Ayran buna en iyi örnek olabilir. Bütün bunlar dikkate alınarak kanserli ve kalp rahatsızlığı olan hastaların tatil programlarından önce hekimleri ile görüşmeleri en uygun yoldur.”
Editör: TE Bilisim