Güray SOYSAL / Türk futbolunun çağdaş seviyede olmadığını herkes söylüyor. Bu konuda bende böyle söylemek zorunda kalıyorum. Türk futbolu nasıl “çağdaştır” diyeyim... Şu anda Süper Ligde 55 farklı ülkeden 183 yabancı futbolcuyu barındırıyoruz. Allah versin, önüne gelen yabancıyı yedirip, içerip, besliyoruz. TFF Birinci Liginde ise bir o kadar Afrikalı Liglerimizde boy gösterip, duruyor. Sanki futbolun Birleşmiş Milletleri görevi almış gibiyiz. “Türk futbolcusu ne yapıyor” derseniz, onun durumu tam manası ile vahşet. Türk topçusunun bu acıklı durumunu görmemezlikten gelenler, yabancılar için kapımızı sonuna kadar açmaları ile ne kadar gurur duysalar azdır, artık.. Zira babalarının paralarını har vurup, harman savuruyorlar. Kapılar biraz daha açılsa, Süper Lig takımlarımızda Türk futbolcusunun oynaması “mucizelere” kalacağa benziyor. Bu acıklı görüntü ortaya çıkınca, maçlarda Türk futbolcusunun adını mumlu arayacak duruma geldik. Kahvesinden ve sambasından daha çoğunu futbolcu olarak ihraç eden Brezilya, bu konuda lider durumda bulunuyor. Bizim Süper Ligde Brezilyalı futbolcu adedi, şimdilik kaydı ile 22’de kalmış vaziyette.. Doğrusu Brezilyalılara bu konuda ayıp (!) etmişiz. Diğer yabancılar ise, Brezilya, Senegal, Romanya, Nijerya, Kongo, Senegal, Fildişi Sahili, Demokratik Kongo ve adını haritadaki yerini bulmakta zorlandığımız Afrika ülkelerinin futbolcuları şimdilerde benim ülkemde cirit atıyor. Sadece Süper Lig’de oynayan iki Ankara takımının durumuna bir bakmamız, bu düşüncemizi iyice ortaya çıkartıyor. Gençlerbirliği ve Osmanlıspor’un kadrosunda şu an 12’şer yabancı futbolcu var. Eğer biraz daha para harcamak isteseler 14 olan kadroyu rahatlıkla doldurabilirlerdi. Ama, maddi imkansızlıklar boğazları sıkmaya başladığı şu günlerde, ana ve ara transfer bittiğinde bu takımlarımız, önümüzdeki günlerde ne yapacağını merak ediyorum. Bunları söylerken, kesinlikle yabancı düşmanlığı yapmak istemem. Derdim yabancılara tanınan imkanların yerlilere sağlanmasından yana. Aklıma gelmişken, zamanında yabancı futbolcuların başka kulüplere transferi konusunda bazı kulüplerimiz akıllı davranıyordu. Rahmetli İlhan Cavcav’ın dönemde akıllı bir düşünce ile profesyonelleşen Gençlerbirliği Geremi, Kona ve Moşe gibi yabancılarını satarken, kasasını dolarla bayağı doldurmuştu. Ancak, O Gençlerbirliği, yabancıların artık para etmediğini görünce, gözünü yerlilere çevirdi ve alt yapıdan yetiştirdiklerini Süper Lig takımların büyük paralarla satmaya başladı. Ahmet Çalık ve İrfan Can bunun son örneği olsa gerek. Futbol Federasyonu yabancılar için kapıyı açınca, bu işten kazançlı çıkmak isteyen Bursaspor 13 yabancısı ile Türk futboluna hizmet ettiğini zannediyor. Ancak geçen kısa zamanda yapılan yanlışlığın farkına varan Bursasporlular, yavaş yavaş alt yapıya ve Türk futbolcularına dönmeye çalışıyor. Demek ki, akılları başlarına yeni yeni gelmeye başladı. Ancak, yabancının iyisinin yanında yer alırken, filizlenen Türk futbolcusunun her zaman yanında olmamız gerektiğini düşünmeliyiz. Bunları ne için gündeme getirmeye çalıştığıma gelince; Dünya futbolunda söz sahibi olmamız için, Türk futbolcusuna, yabancıya gösterdiğimiz özen kadar değer vermeliyiz. Zira, futbolumuzu ayağa kalkındıracak, bizim futbolcular olduğu gerçeği her zaman karşımızda duruyor. Ah bunu, birde futbolumuzu yönettiğini zannedenler anlayabilse...