Yaşamın zor olduğu, hayvancılıkla geçinilen Kahramanmaraş Göksun’a bağlı Kavşut Köyü’nde okuyup memur olanların birçoğu, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında KHK’larla ihraç edildi. Cumhuriyet Savcısı olan Köroğlu, geçinebilmek için bir dönem çiğ köftecilik yapmış. Bir dönem polis olup ihraç edilenlerden biri pazarcı, biri diğeri de yaparak geçimini sağlıyor

Ahmet Erkan Yiğitsözlü 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası ilan edilen Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 140 binden fazla memur işlerinden olurken, 500 binin üzerinde kişi de adli işlem gördü. Çok sayıda kişi, hakkında adli ve idari soruşturma olmamasına rağmen sırf KHK’lı oldukları gerekçesiyle yurtdışına çıkış izni verilmediği için mağdur oldu. Bu durum, geçtiğimiz günlerde yayınlanan 3. Yılında OHAL’in Toplumsal Maliyetleri Raporu’nda detaylı bir şekilde dile getirildi. Rapora göre, KHK’lıların işlerinden ihraç edilmekle kalmadığı özel sektörde de çalışılmasının önüne geçildiği, sosyal yardımlaşma ödeneklerinin kesildiği bildiriliyor. KHK mağdurlarının, çevreleri ile birlikte 1,5 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. Kahramanmaraş’ın Göksun İlçesi’ne bağlı bin 500 nüfuslu Kavşut Köyü de KHK mağduriyetini en derinden yaşayan köylerin başında geliyor. Hayvancılıkla geçinen, şartların zor olduğu bu köyde yaşayanların okumaktan başka şansı yok. Okuyup çeşitli meslek grubunda memur olan yaklaşık 150 ila 200 kişi arasında KHK ile ihraç edilmiş çok sayıda memur var. Köyde neredeyse her hanede, her ailede KHK mağduru kişilere rastlamak mümkün. KHK sonrası neredeyse hiçbir memuru kalmayan, nüfusuna oranla ihraçların fazla olmasıyla dikkat çeken köye, vatandaşlar “KHK köyü” diyor. “Sivil ölüme mahkûm edildik” [caption id="attachment_195589" align="alignright" width="700"] Bayram Köroğlu[/caption] Doğup büyüdüğü köyün zor şartlarında okuyup Cumhuriyet Savcısı olabilen Bayram Köroğlu da ihraçtan nasibini alanlardan. İhraç sonrası 15 ay cezaevinde kalan, ardından beraat eden Köroğlu, aldığı beraata rağmen “irtibat ve iltisak” gibi bir gerekçeyle görevine döndürülmediğini anlattı. Kavşut Köyü’nde doktorundan askerine, hâkiminden savcısına, polisinden gardiyanına ya da öğretmenine kadar her meslek grubundan birçok kişinin ihraç edildiğini söyleyen Köroğlu, “Köylüm olan bu kişiler, şimdi mesleklerini yapamıyorlar. Birçoğu cezaevinde. Bazıları ise kapıcılık, esnaflık hatta çobanlık yapıyor” dedi. Görevlerine döndürülmemekle kalmayıp KHK’lı oldukları için dışarıda avukatlık yapmalarına da izin verilmediğini bildiren Köroğlu,“Birleşmiş Milletler’in tabiriyle ‘sivil ölüme’ mahkûm edildik. Yurtdışına çıkamıyoruz. Özel sektörde iş yapmamıza izin verilmiyor. Bir dönem geçinebilmek için çiğ köftecilik dahi yaptım. Yaşadığımız acıların tarifi yok. Türk tarihinde görülen ender görülen zulümlerden birine tanıklık ettik. Toplumdan dışlandık. Kimse bize iş vermek istemiyor. Mahkemelerde adalet yok maalesef. KHK en çokta bizim köyümüze darbe vurdu.” “İnsanlar birilerine düşman oldu” Göksun Belediyesi’nde itfaiye şoförü iken ihraç edilen Ramazan Kara, köylerinde bir hanedeki 4 kişinin ihraç edildiğini, bu yüzden hallerine şükrettiklerini ifade ederek, “Biz, suç işlemedik. Vatanımızı sevmekten başka suçumuz yok” sözleriyle mağduriyetlerini dile getirdi. 15 Temmuz’dan hemen sonra akrabaların birbirinin yüzüne bakmadığını, hatta köylerine “terörist köy” adının verildiğini söyleyen Kara, “Yıllarca birbirini tanıyan insanlar birilerine düşman oldu. Bu köy, ihraç olsun ya da olmasın vatanını seven insanlardan oluşuyor” diye konuştu. [caption id="attachment_195588" align="alignright" width="700"] Ahmet Köroğlu[/caption] Polistiler şimdi biri pazarcı, biri kapıcı 8 ailenin en küçüğü olan polis Beyazıt Köşker, sülalesinden okuyan tek kişinin kendisi olduğunu anlatırken, “Polislik hayalimdi. KHK ile hayallerim yıkıldı, işsiz kaldım. Şimdi pazarcılık yaparak geçimimi sağlıyorum” dedi. Başta anne-babası olmak üzere tüm kardeşlerinin fedakârlıkları sayesinde okuyarak polis olduğunu anlatan Köşker, “Bugün yaşadıklarımız ileride çok konuşulacak. Çok şükür bir suçumuz yok. O yüzden vicdanımız rahat. Bir şekilde geçimizi sağlıyoruz. Ben en çok da anne babamın bana yaptığı emeğe üzülüyorum” ifadelerini kullandı. Polis iken KHK ile ihraç edilen Ahmet Köroğlu ise şimdilerde Kayseri’de kapıcılık yaparak geçimini sağlıyor. Hafta sonları da babasına yardım etmek için köyüne gelen Köroğlu, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Burada doğdum. İlkokulu bitirdikten sonra hayatım el kapılarında, gurbette geçti. Okudum, tarih öğretmeni oldum. Atanamayınca polislik sınavlarına girdim. Kazandım, polis oldum. Severek yaptığım işimi elimden aldılar ama bir gün işime iade olacağıma inanıyorum. O gün döner miyim bilmiyorum. Şu anda dağlarda hayvanlarımla çok mutluyum. Hâkim ve savcı olan amcamın çocukları da benim gibi ihraç oldu. Bu köyde yaşam, zor olduğu için iki alternatifimiz var. Okuyanlar memur, okuyamayanlar ise kapıcı oluyor. Şu anda okuyanların büyük çoğunluğu, KHK ile ihraç edildi. Bize okumak nasip olmuştu, ancak buna da irtibat ve iltisak denilerek izin vermediler.”
Editör: TE Bilisim