CHP lideri, "Bir devlet kendi silah fabrikasını yabancılara satar mı? 'Milliyetçilik' diyorlar. Ne milliyetçiliği kardeşim? Milliyetçi dediğiniz adam tank palet fabrikasını yabancılara satılmasına karşı çıkar." dedi

ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "17 yıldır memleketi yönetecekler, 17 yılın sonunda milleti soğan kuyruğuna sokacaklar, bunun adı da olacak varlık kuyruğu. Bu, milletin aklıyla alay etmektir. Soğanı nerden alıyoruz, Mısır'dan alıyoruz. Kızıyordu ya 'Sisi' diye. Şimdi gittik Mısır'ın soğanına muhtaç hale geldik. Bu topraklarda soğan ekilemez mi?" dedi. Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş ile bir otelde Ankaralı muhtarlarla bir araya geldi. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, seçimle iş başına gelen muhtarların mesai arkadaşları olduğunu söyledi. Muhtarların desteğiyle Yavaş'ı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına oturtacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, Ankara ekonomisini canlandırılmasının önemine işaret etti. "(Hükümet destek vermezse belediye başkanı bir şey yapamaz) ne demek? İzmir'e, Aydın'a, Tekirdağ'a destek mi veriyorlar? Destek dediğiniz nedir? Şu gerçeği herkesin bilmesi lazım. Kanunlar var. Kanunların gereği yerine getirilir." diyen Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesinin mali yapısını vatandaşların oluşturduğunu, vergi ve harçlarla hizmetlerin yapıldığını anlattı. "Kurmaya kalksanız 20 milyar dolar" Kılıçdaroğlu, muhtarların arkasında halk desteği olduğunu, onların alacakları her tavrın Ankara'nın büyümesine, güzelleşmesine katkı sağlayacağını dile getirdi.İşsizliğin ve çiftçinin perişan olduğunu iddia ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Allah aşkına şu soruyu kendinize sorun. Bir ülke düşünün, herhangi bir ülke. 17 yıl tek başına yönetsin. Vergi dediler aldılar, trilyonlarca lira aldılar. Özelleştirme dediler, 70 milyar dolarlık özelleştirme yaptılar. Sizlerin vergileriyle kurulan bütün o fabrikaların tamamı satıldı. Şimdi sıra geldi tank palet fabrikasını Katarlılara satmaya. Bir devlet kendi silah fabrikasını yabancılara satar mı? 'Milliyetçilik' diyorlar. Ne milliyetçiliği kardeşim? Milliyetçi dediğiniz adam tank palet fabrikasını yabancılara satılmasına karşı çıkar. Milliyetçilik vatanseverliktir. Milliyetçilik sıradan bir olay değildir. Milliyetçiyseniz, önce kendi insanınıza sahip çıkacaksınız. Sen Yozgat'ın kokulu mercimeği dururken gider de Kanada'dan mercimek getirirsen ben senin milliyetçiliğini sorgularım. Ne milliyetçiliği? Önce benim köylüm, işçim, vatandaşım kazanacak. Hangi milliyetçilikten söz ediyorsunuz? Ülkücülük budur. Silah fabrikasını yabancılara satıyorsanız, orada her şey biter. Buna karşı çıkacaksınız. Tank palet fabrikası dediğiniz sıradan bir fabrika değil. Bugün kurmaya kalksanız 20 milyar dolar değeri. Kime veriyorsunuz? Katarlılara. Ne karşılığında, 'bedava uçak verdi' diye. Bir uçak için devasa bir fabrika Katar ordusuna peşkeş çekilir mi?" "Milliyetçilik sıradan bir olay değildir" Bülent Ecevit'in milliyetçilikle ilgili, "Biz milletçiliği Kıbrıs'ın Beşparmak Dağları'na, Akdeniz'in sularına yazdık." dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, milliyetçiliğin sıradan bir olay olmadığını vurguladı. Milliyetçiliğin 82 milyon vatandaşı kucaklamak ve beraber yaşamak olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye'nin milliyetçi bir Türkiye olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, bayrağa saygılarının sonsuz olduğunu, bayrağa, vatana kim sahip çıkıyorsa başlarının üzerinde yeri bulunduğunu söyledi. İnancı veya kimliğinden ötürü kimseyi ötekileştirmediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, felsefelerinde ayrımcılığa yer olmadığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, Yunus Emre'yi ve Mevlana'yı örnek gösterdi. " Bu mudur adalet" "Ayrıştırdılar, neredeyse millet birbirini boğazlayacak. Nedir Allah aşkına bu?" diye soran Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş'ın Ankara'ya barışı, huzuru getirecek kişi olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Elektrik, su vergi, otobüse, dolmuşa binersiniz vergi, kefen bezi alırsınız vergi. Son bir değişiklik yaptılar geçen hafta. Kürkten vergiyi sıfırladılar. Erkek muhtar kardeşlerim artık buradan çıkışta hanımlara birer kürk alırsınız, nasılsa vergisiz. Bu mudur adalet? Kefen bezine vergi var, kürke vergi yok. Neymiş, vergi politikasıymış. Hangi vergi politikası? Çiftçiden, emekliden, herkesten alırsın, kürkten vergiyi sıfırladılar. Niye? Saray sosyetesinin kürke ihtiyacı var da onun için. Başka ne için olacak. Bir kişi 3 bin kişilik koruma orduysa gezmez. Bir kişi 3 bin kişilik koruma ordusuyla geziyorsa, vatandaşından, milletinden korkmuş demektir. Bakmayın 'milletim' edebiyatına. Biz, size şu sözü veriyoruz, kul hakkına, yetimin hakkına el uzatmayız. Eğer bir çocuk yatağa aç giriyorsa, o dert benim derdimdir. O evlat, bizim evladımızdır. Bir babanın çocuğuna okula giderken harçlık verememesinin dramı nedir biliyor musunuz? Bir annenin çocuğu açken rahat uyuyabileceğini düşünüyor musunuz? 17 yıldır memleketi yönetecekler, 17 yılın sonunda milleti soğan kuyruğuna sokacaklar, bunun adı da olacak varlık kuyruğu. Bu, milletin aklıyla alay etmektir. Soğanı nerden alıyoruz, Mısır'dan alıyoruz. Kızıyordu ya 'Sisi' diye. Şimdi gittik Mısır'ın soğanına muhtaç hale geldik. Bu topraklarda soğan ekilemez mi?" "Ankara'da, Polatlı'da tüketilmeyen soğanların nasıl derelere döküldüğünü hepimiz biliyoruz. Niye oluyor?" diye soran Kılıçdaroğlu, devletin akılla, mantıkla, liyakatle yönetilmesi gerektiğinin, hamasetle yönetilemeyeceğinin altını çizdi.
Editör: TE Bilisim