CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Seçimle gelenleri 'yakalayacağım, hapse atacağım, öldüreceğim, yok edeceğim, kurşunlayacağım onları, mafya yöntemleriyle susturacağım' derseniz, o ülkeye barışı asla getiremezsiniz."  dedi. Kılıçdaroğlu, İzmir Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen CHP Belediye Başkanları Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin vahim bir dış politika izlediğini savunarak, Ortadoğu'daki kabile reislerinin dahi Türkiye'ye kafa tutar hale geldiğini, dış politikada Cumhuriyet tarihinin en ağır yenilgisinin yaşandığını belirtti. "Şam'a girecekler camide namaz kılacaklardı, Süleyman Şah türbesini kaçırmak zorunda kaldılar, 'asıyoruz kesiyoruz' dediler, 1,5 milyon mülteciyi kucaklarına doldurdular." diyen Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Türkiye'yi darbe ortamına taşıdığını öne sürdü. Hukuk, adalet ve demokrasi kavramlarının içinin boşaltıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "2002'de iktidarı devraldıklarında terör bitmiş, şehit cenazeleri gelmiyor, terör örgütü lideri yakalanmış ve yargılanmıştı. Şimdi Türkiye bir terör batağı içinde. Daha bu sabah Diyarbakır'da çok ciddi bir patlama oldu. Güvenlik güçlerinden, vatandaşlarımızdan hayatını kaybedenlerin haberi geliyor. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz şehitlerin gelmediği bir Türkiye'yi özlüyoruz. Annelerin ellerine kına yakarak, askere gönderdikleri evlatlarının huzur içinde evlerine dönmelerini istiyoruz. Bu acı tablo Türkiye'yi derinden sarsıyor. Bu tablo bizim hak ettiğimiz bir tablo değil. Türkiye bu tablonun içinden süratle çıkmak zorundadır. Soru şu, bu tablonun içinden nasıl çıkarız? Tek çıkış yolu var. Tam demokrasiyi getirerek, lider sultasını sonlandırarak, Hitler'in, Duce'nin, Führer'in, reisin bireyi olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin özgür yurttaşları olarak bu tablodan çıkabiliriz." "Seçimle gelenlerin gidiş yolu ancak seçimle olmalıdır" Devletin bir kişinin iki dudağı arasına teslim edilmeye çalışıldığını, "Egemenlik Bila Kaydı Şart Milletindir" ifadesinin ilk anayasaya konduğunu ancak bugün egemenliğin saraya taşınmak istendiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Şimdi egemenliği saraya taşımak istiyorlar, egemenlik saraya taşınırsa sonunu söylemek istemiyorum. Egemenliği saraya taşımaya kimse ama kimse tevessül etmesin. 'Ben milletim, ben ne söylersem odur'. Yok kardeşim, sen bir millet değilsin sen tek başına bir bireysin. Egemenlik saraya hapsedilmek isteniyor. Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin görüşleri ne olursa olsun hapise atılmasına karşıyız. En somut örnek, hayatları boyunca CHP lehine tek cümle kurmayan gazetecileri bizim dışımızda savunan neredeyse yok. Biz demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü savunuyoruz. Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesini gerektiğini de savunacaksınız aksi halde Türkiye'de demokrasiyi katledersiniz. Seçimle gelenlerin gidiş yolu ancak seçimle olmalıdır. Seçimle gelenleri 'yakalayacağım, hapse atacağım, öldüreceğim, yok edeceğim, kurşunlayacağım onları, mafya yöntemleriyle susturacağım' derseniz o ülkeye barışı asla getiremezsiniz. Elbette ki her ülke terörle mücadele etmek durumundadır, elbette ki terör bir insanlık suçudur, teröre karşı ortak tavır takınmak durumundayız, hep birlikte siyasi görüşümüz ne olursa olsun dur demek zorundayız, bunda kimsenin en ufak bir tereddütü yok. Terörle mücadelenin akılla ve mantıkla yapılması lazım. Nasıl devleti bilgiyle, erdemle, sağduyuyla yöneteceksiniz terörle mücadeleyi de aynı şekilde yapmak zorundasınız. Sivrisinekle uğraşmak terörü sonlandırmaz, bataklığı kurutmanız lazım. Bataklık kurumuyorsa, terörü önleyemezsiniz." CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bütün AKP milletvekili kardeşlerime sesleniyorum. Türkiye'nin geleceğinden benim duyduğum kaygıyı sizlerin de duyduğunu çok iyi biliyorum. Seçimle gelenin seçimle gideceği gerçeğini unutmayın. Aynı muamele size de yapıldığında siz de isyan ederdiniz." dedi. Kılıçdaroğlu, İzmir Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen CHP Belediye Başkanları Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.  Kemal Kılıçdaroğlu, bugün HDP eş genel başkanlarıyla, bazı milletvekillerinin gözaltına alındığını belirterek,  "Bütün AKP milletvekili kardeşlerime sesleniyorum. Türkiye'nin geleceğinden benim duyduğum kaygıyı sizlerin de duyduğunu çok iyi biliyorum. Seçimle gelenin seçimle gideceği gerçeğini unutmayın. Aynı muamele size de yapıldığında siz de isyan ederdiniz. Geçmişte örneklerini gördük ve o travmayı bu toplum hala atlatmış değildir. Siyasette kan davası güdülmez, siyasette kan davası yoktur. Kan davası ile bir ülke yönetilmez. Eğer sorgulanacaksa, ülkeyi şehitleri silah deposu haline getirenler ve buna göz yumanlara hesap sorulması lazım. Tonlarca bombalar yerleştirilirken vali ve kaymakamlara telefonda 'bunlara dokunmayın' diyenler kimlerse, onların yakalanması sorgulanması lazım." diye konuştu.  Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Eski Genelkurmay başkanları 'FETÖ ile ilgili defalarca uyardık' diyor. Peki kavga ne zaman çıktı. 17-25 Aralık'ta çıktı. Ne için kavga çıktı? Rant kavgası, aynı menzile, aynı hedefe yürüyorlardı. İkisi de dini kullanıyordu. Bu ülkenin insanlarının en temiz duygularını sömürüyorlardı. Ama hiç kimsenin özellikle CHP'li yol arkadaşlarımın umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Terörle mücadele ediyorum diye gazetecileri, yazarları, sanatçıları hapse atacaksın, er ve erbaşları içeri atacaksın. Ancak parantez içinde Adil Öksüz'ü koruyup, serbest bırakacaksın ve bu konuda tek cümle dahi etmeyeceksin. Kim bu Adil Öksüz, herkesin eline kelepçe takılırken, onun eline neden kelepçe takılmaz. GPS cihazını Adil Öksüz’e kim vermiş, hangi kurum ithal etmiştir. Bunları bilmek bizim hakkımız. Hükümet kanadından tık yok. 15 Temmuz darbe gecesi 240 şehidimiz Türkiye'ye dikta gelsin diye mi şehit oldu. Türkiye bir kişinin iki dudağı arasına teslim olsun, diye mi şehit oldu. Yoksa bu ülkeye tam demokrasi gelsin diye mi şehit oldu. Bunların tamamının sorgulanması lazım. Bunları başardığımız zaman başarıyı yakalarız." Türkiye'nin kavgaya değil, huzura, barışa ve demokrasiye, insanların düşüncelerini özgürce açıklayabileceği bir ortama ihtiyacının bulunduğunu savunan Kemal Kılıçdaroğlu, ülke insanlarının ayrışmaya değil, kucaklaşmaya, sokaklarda özgürce dolaşmaya hakkının olduğunu kaydetti. Mücadelelerinin ülkenin huzuru ve barışı için olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Sadece Türkiye'ye değil, bölgeye de barışı getirmeyi biz güvence altına alacağız. Bu ülkede çok şey istemiyoruz. Tek bir şey istiyoruz. Özgürce insan gibi yaşamak istiyoruz. Herkesin düşüncelerini özgürce ifade ettiği bir ülkede yaşamak istiyoruz." ifadelerini kullandı. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerin bölgelerinde demokrasiyi ve özgürlükleri temsil ettiğini iddia ederek, "Eğer Türkiye'ye demokrasi gelsin diyorsanız, bilinen tek yolu var. O yol CHP iktidarıdır. Türkiye bu bataktan çıksın diyorsanız. Çözüm CHP iktidarıdır. Ben öyle 14 yıl da istemiyorum. 4 yılda bu ülkeyi dünyanın saygın ülkesi haline getireceğim. 4 yılda barışı ve tam demokrasiyi getireceğim. 4 yılda bu ülkede birileri saltanat kuramayacak, milli iradeyi saraya hapsedemeyecek, gazeteciler özgürce yazacak. Kimse devletten beslenemeyecek. Bunu da havuz medyasına söylüyorum, aldıkları paraları ölçüsünde yazı yazanlar olmayacak." diye konuştu.