TBMM - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şehit cenazesinde kendisine yönelik yumurtalı saldırıya ilişkin, "Şehit cenazesini, ibadet mekanını istismar eden, namaza ve inanca saygı göstermeyen bir hareketi benim affetmem mümkün değil. Sen oraya 'Ben Kılıçdaroğlu'na yumurtayı nasıl atarım' diye geliyorsun. Şehide ve cenazesine, inanca saygısızlık gösteriyorsun. Senin Müslüman olma anlayışını bile ben sorguluyorum." dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada gündemdeki konuları değerlendirdi. Türkiye'nin birleştirici gücünün CHP olduğunu, ayrım yapmaksızın herkesi kucakladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti'nde kandan beslenmeyen tek parti CHP'dir. Barışa adanmıştır CHP." diye konuştu. Çerkes Sürgünü'nün 152. yılı olduğunu da hatırlatan Kılıçdaroğlu, herkesin acısını paylaşmanın kendileri için bir insanlık borcu olduğunu, Çerkeslerin, sürgünde hayatını kaybedenlere dair taşıdıkları acıyı da CHP olarak paylaştıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, 21 Mayıs'ın aynı zamanda "Dünya Süt Günü" olduğunu dile getirerek, süt üreticilerinin yaşadığı sıkıntıları yakından bildiklerini ve bunu Meclis gündemine de taşıdıklarını kaydetti. Sakarya'da bir grup işçinin asgari ücret zamlarını alamadıklarını, buna karşı direndiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Seslerini hiçbir yere duyuramıyorlar. Sakarya'daki işçi kardeşim, Sevgili Sakaryalılar; bize sadece bir milletvekili verdiniz. Başımızın üzerinde yeriniz var. Ama biz alın terine, emeğe, insana önem veriyoruz. Oradaki işçi kardeşlerimizin dertlerini de sadece ve sadece CHP olarak biz dillendiriyoruz. Çünkü biz halkın, emeğin, alınterinin partisiyiz. Onların sorunlarını dile getirmek herşeyden önce bizim görevimiz." ifadelerini kullandı. - Zonguldak'ta açlık grevindeki maden işçileri Zonguldak'ta yıl başından bu yana ücretlerini alamadıkları gerekçesiyle ocakta açlık grevine başlayan maden işçilerinin durumuna da değinen Kılıçdaroğlu, "Onların seslerini CHP dışında hiçbir parti duymaz, duyamaz. Çünkü biz emeğin, alın terinin, kul hakkının ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. Ama onlar bilmezler. Onlar dini, emeği, alın terini istismar ederler. Biz etmeyiz. Biz söz verdik, asgari ücret net bin 500 lira olacak dedik. Bütün CHP'li belediyelerde asgari ücret net bin 500 liradır. Diyorlardı ya 'CHP yapabilir mi acaba?'. Evet, yapar." değerlendirmesinde bulundu. Kılıçdaroğlu, 2016 yılı Tarımsal Destekleme Kararnamesi'ni de eleştirerek, kararnamede istihdam ve teşvik miktarlarının düşürüldüğünü ileri sürdü. AK Parti'nin seçim öncesi istihdam yarattığını, seçim sonrası ise bu kadroları ortadan kaldırdığını savunan Kılıçdaroğlu, sözlerini "Bütün ziraat mühendislerine, veteriner hekimlere, teknik elemanlara sesleniyorum; sizi seçimden önce 'İş buluyorum' diye alıp bir yerlerde istihdam eden, seçim sonrasında da kapının önüne koyan Adalet ve Kalkınma Partisinin adalet anlayışını artık öğrenin. Sizi kolluyor oyunuzu alıncaya kadar, oyunuzu aldıktan sonra kapının önüne koyuyor. Ama size sözüm var; CHP iktidarında her köyde en az bir ziraat mühendisi olacak." şeklinde sürdürdü. - "Sitemleri anlayışla karşılıyoruz çünkü ateş düştüğü yeri yakar" Katıldığı bir şehit cenazesinde kendisine yönelik yumurtalı saldırıya da değinen Kılıçdaroğlu, en içten duygularla şehit cenazelerine katıldıklarını, haklarını şehide helal ettiklerini, yakınlarının acısını paylaşmaya çalıştıklarını belirtti ve bunun bir insanlık borcunun, manevi değerlerin, dost yüreklere sahip olmanın gereği olduğunu vurguladı. Şehit yakınlarının zaman zaman cenaze törenlerinde siyasetçilere sitem ettiklerini, bunları da anlayışla karşılamak gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Dün Pendik'ten bir şehidimizin babasıyla görüştüm. O da sitem etti. 'Neden bu terörü bitirmiyorsunuz?' dedi. Biz bu sitemleri anlayışla karşılıyoruz çünkü ateş düştüğü yeri yakar. Annenin feryadı, babanın acısı herkesin katlanabileceği bir acı değildir. Acılarını paylaşırız ama emin olun en zor iş şehit ailesi ile yan yana gelmektir. Ona ne söyleyeceğimizi bilemeyiz. Bir annenin feryadı yürek yakıyorsa o feryadı bütün dünya duyar." diye konuştu. - "Cami ibadet edilen yerdir. Orada siyaset yapılmaz" Türkiye'nin çocukların babalarını değil babaların çocuklarını gömdüğü, sıralı ölümlerin yerini evlat acılarına bıraktığı zor bir dönemden geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, Allah'ın kimseye evlat acısı yaşatmaması dileğinde bulundu. CHP'nin acıları ve sevinçleri paylaşmaya devam edeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, evlat acısı yaşayanların siyasetçilere, sorunları çözmeleri için sitem etmeye hakları olduğunu ve bunu da anlayışla karşıladıklarını söyledi. Şehit cenazelerinde, cami avlusunda siyaset yapmanın doğru olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Cami ibadet edilen yerdir, insanın manevi dünyasını yaradanla paylaştığı bir yerdir. Orada siyaset yapılmaz. Çünkü siyaset farklı bir alandır. Dini siyasete alet etmek, dini siyasette kullanmak en büyük kötülüktür. Bunun önüne hep beraber geçmeliyiz." dedi. -"Şehit anneleri, gazi anneleri sizlerin vicdanına sesleniyorum" Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Bu acıyı dindirecek olanlar devleti yönetenlerdir. Bütün annelere, babalara sesleniyorum; acıyı dindirecek olan devleti yönetenler, yani hükümetlerdir. Hükümet, hükümet olmanın gereğini yapmıyorsa, acıyı dindirmiyorsa sağlıklı işleyen bir demokraside gitmesi lazım. Gitmiyor ve hala baskı unsuru oluyorsa hepimizin oturup yeniden düşünmesi lazım. Hükümetlerin görevidir. Çünkü polis, ordu, jandarma, istihbarat onun emrinde. Parlamentoda çoğunluk onun elinde. İstediği yasayı çıkarabiliyor. O zaman onun bahane üretme hakkı yoktur. Hükümet olan soruna çözüm üretmek zorundadır. Ama üzülerek ifade edeyim; Adalet ve Kalkınma Partisi 14 yıldır Türkiye'nin başta terör olmak üzere hiçbir temel sorununu çözmemiştir." AK Parti'nin iktidara geldiği dönemde terörün sıfır noktasında olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, 14 yılın sonunda gelinen noktanın iyi sorgulanması gerektiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Şehit anneleri, gazi anneleri sizlerin vicdanına sesleniyorum; 14 yılda Türkiye'yi bu noktaya kim getirdi? Bu sorunun cevabını vicdanınıza sormazsak görevimizi yapmamış oluruz. Çocuklarınızın, şehitlerimizin, gazilerimizin hatırına bu soruyu kendi vicdanınıza sorun. 2002'de terör yoktu, bugün 100 bini aşkın kişi Türkiye Cumhuriyeti'nde mülteci konumuna geldi, evini terk etti. Terörsüz bir Türkiye devraldılar, terör örgütü mahkemeler kurdu, kimse ses çıkarmadı. Terör örgütü şehirleri silah deposuna döndürdü, kimse ses çıkarmadı. Trafik kontrolü yaptılar, kimse ses çıkarmadı. Kim valilere talimat verdi, 'Sakın bunlara dokunmayın' diye. Eğer bu soruları kendi vicdanınıza sormazsanız gereğini yapamazsınız. Şehitlerin, çocuklarınızın hatırına sorun." ifadelerini kullandı. - "Sen Müslüman bile olamazsın" Katıldığı törende cenaze namazından sonra yumurta atıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Ben siyasette hoşgörüyü hep benimsedim. Daha önce gittiğim yerlerde de yumurta atıldı, hatta savcılar yazı yazdı, 'Hakkında soruşturma açalım mı?' diye. Açmayın dedim. Demokratik hakkını kullanıyor, yumurta atabilir, pasta atabilir, yuh çekebilir. Bunları biz normal karşılarız, demokrasilerde de normal karşılamamız lazım. Ama şehit cenazesini istismar eden, ibadet mekanını istismar eden, namaza ve inanca saygı göstermeyen bir hareketi benim affetmem mümkün değil. Çünkü ben dine, inanca saygılıyım. Hele hele cebine yumurtayı koyacaksın, şehit cenazesine geleceksin namaz kılmaya, şehidi anmaya, uğurlamaya, böyle bir şey olabilir mi? Sen oraya 'Ben Kılıçdaroğlu'na yumurtayı nasıl atarım' diye geliyorsun. Şehide ve cenazesine, inanca saygısızlık gösteriyorsun. Senin Müslüman olma anlayışını bile ben sorguluyorum. Sen Müslüman bile olamazsın." Cenazeye yumurta ile gelenin şehide, inanca ve ibadet yerine saygısızlık yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, "Birileri kalktı, şehitlere 'Kelle' dedi. Şehitlere 'Kelle' diyen adama bir şey yaptılar mı? Önünde diz çöktüler. Bunlar samimi olabilir mi? Şehide saygı gösterirler mi? Asla göstermezler. Bunların amacı din, iman değil. Bunların tek amacı var; para." dedi. Kılıçdaroğlu, Oslo'da masa kurulduğunu, PKK ile pazarlık yapıldığını iddia ederek, şu ifadeleri kullandı: "Bunların içinden birisi çıkıp da 'Bir dakika siz nasıl terör örgütüyle masaya oturursunuz?" dedi mi? Demedi. Niçin? Bunlar vicdanlarını satan, kiralayan insanlardır. Çıktı bakanları, 'AK Parti ile PKK görüşüyor' dedi. Kaza ile 'CHP, PKK ile görüşüyor' desek başımıza neler gelir. Bu konumda olanlar, 'Nasıl böyle bir görüşme yaparsın' dedi mi? Demedi. Kızdı mı? Kızmadı. Neden? Vicdanını, aklını, onurunu para ile kiraya vermiş adamlar. 'PKK ile görüşenler şerefsizdir' demişlerdi. Görüştüğün çıktı ortaya. Ne oldu? Bu yumurta atanlar bunlara kızdılar mı? Kızmadılar. Bir şey söylediler mi? Söylemediler. Çünkü onlar da en az onlar kadar şerefsizdirler. Ben merak ediyorum; 8 şehidimizin olduğu gün, daha bedenleri soğumadan İstanbul'da görkemli bir nikah töreni yapıldı. Peki bunlar bir şey söylediler mi? Ben kızıma böyle bir düğün yaptırsam, 8 şehidimizin olduğu gün, yer gök inlerdi, kıyamet kopardı."
Editör: TE Bilisim