http://ajans.dha.com.tr/images/videos/2018_10/2018_10_09/2072914/kilicdaroglu_cemal_kasikci_nin_ne_oldugunu_kimse_bilmiyor-3.mp4 TBMM - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğuna girdikten sonra kendisinden haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili sorumluluğu olanların bulunarak, yargıya teslim edilmesini istedi ve "Türkiye bir çadır devleti olmamalıdır. Dokunulmazlığı olan tüm diplomatların derhal sınır dışı edilmesi, istenmeyen insan ilan edilmesi lazım. Bir insanın hayatı bu kadar ucuz olamaz." dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, gündemdeki konuları değerlendirdi. Tren kazası mağdurlarının CHP Grubu'nda yer aldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Sizin hakkınızı savunmak için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Parlamentoda araştırma önergesi verdik ama AK Parti ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. İki partiyi bütün Trakya'ya şikayet ediyorum." diye konuştu. Kılıçdaroğlu, kentsel dönüşüm mağdurlarının da CHP Grubu'nu izlediğini ifade ederek, vatandaşlardan, İstanbul'u kendilerine teslim etmelerini istedi. Kılıçdaroğlu,  kentsel dönüşümün nasıl olacağını bütün Türkiye ve dünyaya göstereceklerini söyledi. 10 Ekim mağdurlarının aralarında olduğunu, 103 güvercinin, 103 evladın terör yüzünden yok olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 10 Ekim'de ailelerin, annelerin, babaların, bu acıyı yaşayanların acıyı anmalarına yasak getirilmesinin insan vicdanıyla bağdaşmadığını vurguladı.  Emeklilikte yaşa takılanlara ilişkin kanun teklifi verdiklerine, ilgili komisyonun olağanüstü toplanmasını istediklerine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, önümüzdeki günlerde bu konuyu Genel Kurul gündemine getireceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, bu konuda hangi partinin samimi, hangisinin samimi olmadığının, ak ile karanın Genel Kurulda görüleceğini dile getirdi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu,  demokrasilerde herkesin can ve mal güvenliğinin sağlanması gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir ülke düşünün, kendi ülkesinde yaşayanların can ve mal güvenliği yok ama yabancıların da can ve mal güvenliği yok. Bir kişiyi düşünün, yabancı bir gazeteci. Suudi kökenli. Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki başkonsolosluğuna gidiyor.  Çıkamıyor bir türlü. Rivayetler çok; öldürüldü, parçalandı. Nasıl bir ülkeyiz? Trump daha ABD'den yüksek sesle bağırıyor. 'Biz de takip edeceğiz, izleyeceğiz...' Niye izlemiyorsun, takip etmiyorsun? Bir gazeteciyi sen koruyamıyorsan, yabancı bir gazetecinin güvenliğini bu ülkede sağlayamıyorsan Türkiye Cumhuriyeti devletinden, demokratik, hukuk devletinden söz edilebilir mi? Cemal Kaşıkçı'nın ne olduğunu kimse bilmiyor. Öldürüldüğü konusunda kesin rivayetler var. Ama ne kadar kesin bilmiyoruz. Cemal Kaşıkçı'nın başkonsolosluğa gidişiyle ilgili fotoğrafı yabancı bir haber ajansı yayınlıyor. Bu adama ne oldu? Yapılması gerekenler; Suudi Arabistan ile ilişkilerimizi derhal gözden geçirmeliyiz ve söylemeliyiz, ne oldu bu gazeteciye? Sorumluluğu olanlar bulunarak yargıya teslim edilmelidir. Türkiye bir çadır devleti olmamalıdır. Dokunulmazlığı olan tüm diplomatların derhal sınır dışı edilmesi, istenmeyen insan ilan edilmesi lazım. Bir insanın hayatı bu kadar ucuz olamaz. " "Toplu iğne ucu kadar açık bulamaz" Her mesleğin etik kuralları olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu,  davranışları, söylemleriyle topluma örnek olması gereken siyasetçinin de ahlak kurallarının bulunması gerektiğinin altını çizdi. Kemal Kılıçdaroğlu, siyasetçinin kesinlikle halkına yalan söylememesi, yalan söyleyenin de sokağa çıkmaması, eleştirilmesi gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Eğer bir politikacı yalan söylüyorsa ve yalanı sürekli hale getiriyorsa o kendi ülkesinin ahlaki değerlerine ihanet etmektedir.  Bir politikacı günlük yaşamını dahil yalan üzerine inşa ediyorsa o politikacıdan bu memlekete hayır gelmez." dedi. "Kılıçdaroğlu geldi, SSK'yi batırdı." eleştirilerini anımsatan Kılıçdaroğlu, 1999'da emekli olduğunu, yaklaşık 6 yıl genel müdürlük yaptığını, bu dönemde SKK'yi batırdığının söylediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, "Ne zaman canını acıtsam, ne zaman yalan söylediğini ispat etsem, yanlışını ortaya koysam ilk lafı "SSK'yi batırdın' diyor. 16 yıldır sen niye düzeltmiyorsun? Acaba bir açık bulabilir miyiz diye bir ordu müfettiş görevlendirdiler. Senin feriştahın gelse bir toplu iğne ucu kadar açık bulamaz." diye konuştu. Kendisinin döneminde emeklilik yaşının kadınlarda 34, erkeklerde 43 olduğunu, prim ödeme gün sayısının da düşük olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarında emekli yaşının aşamalı olarak 65'e , prim ödeme gün sayısının 7 bin 200'e çıkarıldığını,  emekli aylığının da bin 822 liradan 718 liraya düşürüldüğünü söyledi. Bütün bunlara rağmen şimdi SGK'de açık olmaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, kendisinin döneminde SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'un toplam açığının 2 milyar olduğunu bildirdi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Bunların yeni  ekonomi programında  sayfa 31'de tablo ek 3'te, 2017'deki açık 16 milyar 700 milyon, 2018'de 21 milyar 500 milyon, 2019'da 28 milyar 100 milyon, 2020'de 35 milyar 300 milyon, 2021'de 39 milyar 700 milyona çıkacak. SGK'yi kim batırdı? 'mali açıdan sürdürülebilirliği sağlamak ve kamu maliyesine olan yükü azaltmak amacıyla sosyal sigorta sistemi yeniden düzenlenecek.' deniliyor. 'Bu açığın faturasını yeniden esnafa ve çalışanlara yıkacağım' diyor. Biz de merakla bekliyoruz işçi sendikaları, TESK, bu ülkenin garibanı ne diyecek? Bu soruların tamamını sarayda oturan zata soruyorum: Bu açığı kim yaptı? Dış güçler diyecek. Ben hazırlamadım, damadın hazırladı. Bir politikacı halkına yalan söylememeli. Yalan söyleyen politikacıdan bu memlekete hayır gelmez."