CHP Genel Başkanı, "Seçimler bizim belirlediğimiz tarihte değil, yasaların ön gördüğü tarihte olacak. Biraz sabredeceğiz, yerel yönetimlerde elde ettiğimiz başarıyı, genel seçimlerde değerlendireceğiz" dedi

İSTANBUL - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Seçimler bizim belirlediğimiz tarihte değil, yasaların ön gördüğü tarihte olacak. Biraz sabredeceğiz, yerel yönetimlerde elde ettiğimiz başarıyı, genel seçimlerde değerlendireceğiz. O beyefendiyi aşağı indirmek bizim boynumuzun borcudur. Bu kadar sıkıntıya bizim tahammülümüz yok." dedi. Kılıçdaroğlu, "Ekonomide Yeni Arayışlar" başlıklı Maltepe Ekonomi Forumu'nda yaptığı konuşmada, "Her şeyi ben bilirim mantığından çıkıp, birlikte sorunlara çözüm üretebiliriz" sürecini başlatmanın bu toplantının ana teması olduğunu ifade etti. Eğer bir ekonomi kurumsallaşmışsa, siyaset kurumu kurumsallaşmışsa sıfırdan yeni başlangıçlara ihtiyaç olmayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sıfırdan başlarken siyaset dünyasının kullandığı bir cümle var 'Yeni bir beyaz sayfa açacağız.' Çünkü kullandığımız sayfa o kadar çok kirlendi ki yeni bir sayfa ile başlamak zorundayız. Sorun nedir? Sayfayı kirletenler kimdir? Eğer siyaset kurumu gerçekten görevini yapabilseydi belki böyle bir cümleye ihtiyacımız olmayacaktı. Birinci temel sorunlarımızdan biri bu." diye konuştu. Kılıçdaroğlu, tank palet fabrikasına da değindiği konuşmasını şöyle sürdürdü: "Toplumda kim duyarlı? Müslümanlığı savunanlar var, ‘Müslümanız’ diyenler var. Yolsuzluk nedir peki, kul hakkı yemek nedir? Siyasetçinin hesap vermesi gerekiyor? Doğru. Niçin? Kamu kaynağını harcadığı için. Siyasetçi hesap veriyor mu? Vermeye gerek bile duymuyor. Siyasetin yozlaşmasının temelinde de zaten bu var." Türkiye’de 100’ün üzerinde üniversitenin bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Acaba gerçekten Türkiye’de var olan 100’ün üzerindeki üniversite, gerçek anlamda üniversite mi? Katma değeri yüksek ürünü nasıl üretirsiniz? Üniversite bilgi üretecek ki sanayici üretilen bilgiyi, elle tutulan teknolojik objeye dönüştürsün. Üniversiteler bilgi üretebiliyor mu? Neredeyse bilgi üretmesi yasaklandı. Farklı düşünen akademisyeni siz üniversiteden atıyorsanız, o üniversite nasıl bilgi üretir." ifadelerini kullandı. Türkiye’deki eğitim sistemine ilişkin değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Kendi çocuklarını, eğitimde denek olarak kullanan tek ülkeyiz, 4+4+4 sistemiyle tabi ki. Kendi çocuklarımızı denek olarak kullandık. Bir ülkeyi geri bıraktırmak istiyorsanız işgal etmenize gerek yok. Tek bir şey yapacaksınız, eğitim sistemini bozacaksınız. Yapılan ne? Yapılan da bu. 4+4+4 parlamentodan çıkmasın diye bu konudaki bir çok insanı davet ettim, toplantılar yaptık daha gür bir ses çıksın diye ama olmadı. Eğitim sistemimiz bugün tam bir felaket. Çocuğunu okula gönderen hiçbir anne ve baba eğitim sisteminden memnun değil. Eğitime ayrılan kaynaklar son derece düşük." Türkiye’de aylık geliri 673 TL'nin altında 8 milyon 647 bin 283 kişi olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, aylık geliri 1000 TL olan dul ve yetim sayısının ise 847 bin 643’e ulaştığını söyledi. Önümüzdeki günlerde asgari ücretin belirleneceğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Asgari ücret şu anda 2020 TL. Türk-İş’in yaptığı açıklamada açlık sınırı 2102 TL. Asgari ücret, açlık sınırının altında. Devlet kendisi açısından, enflasyonu yüzde 22.58 olarak belirledi. O zaman asgari ücrete de yüzde en az yüzde 22.58 zam yapılması ve büyümeden pay verilmesi lazım." dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de dört ayaklı bir stratejiye ihtiyaç olduğunu belirterek, "Bunlardan birincisi demokraside hukukun üstünlüğü. Güçler ayrılığı ilkesinin olduğu, yargının bağımsız olduğu, düşüncenin özgürce ifade edildiği, seçilenlerin görevlerinin başında olduğu, merkezi yönetimin halkın iradesine darbe vurmadığı bir demokrasiye ihtiyacımız var." değerlendirmesi yaptı.
Editör: TE Bilisim